Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde "İlim Yayma Ödülleri" törenine katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlim Yayma Ödülleri’nin önümüzdeki yıldan itibaren uluslararası bir hüviyet kazanacağını büyük bir memnuniyetle öğrendik. Niçin bizim bir Nobel’imiz olmasın? İlim Yayma ailemizi bu adımlarından dolayı kutluyorum. İlim Yayma ödüllerinin amacı ilk planda elbette iyi eserleri ve eser sahiplerini takdir etmektir. Fakat hayata uyarlanmayan, insana, sahaya, reele dokunmayan bilginin netice vermediği de bilinen bir hakikattir. İlim Yayma ödüllerimizi bu açıdan başarılı bulduğumu belirtmek istiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gezi olaylarında İstanbul’a kamp kuran uluslararası medya kuruluşları, Gazze’de 270’ı aşkın gazeteci öldürülürken meslektaşlarının haberini bile yapmadılar. Şu utanç verici rakamlara özellikle dikkat çekiyorum. Gazze’deki okulların yüzde 80’i yani 668 okul binası İsrail bombalarının hedefi olmuştur. 165 okul, üniversite ve eğitim kurumu bu saldırılarda yıkıp yakılmıştır. 392 okul da kullanılamaz hale gelmiştir. 13 bin 500’ü aşkın öğrenci, 830’un üzerinde öğretmen ve eğitim personeli, 193 bilim insanı ve akademisyen işgal kuvvetleri tarafından şehit edildi. 785 binden fazla öğrenci eğitim hakkından mahrum durumda. Bir defa bunlar savaşın acımasız sonuçları değildir. Burada bilinçli, kasıtlı bir toplu kıyım politikası uygulanmıştır" şeklinde konuştu.
"İktidarımızın da devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini istiyoruz"
Çözüm sürecine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu milleti bölmeye uğraştılar. Bunda ne yazık ki bir dereceye kadar başarılı da oldular. Filistin’de, Suriye’de, Çanakkale’de bizimle omuz omuza çarpışan Arap kardeşlerimizi ‘bizi sırtımızdan vurdular’ diyerek milletimiz nazarında düşman hale getirdiler. Senarist aynı, yapımcı, yönetmen aynı. Sadece oyunun sahnelendiği mekanlar farklı. Milletimizin mazlum Filistin halkı ile dayanışmasını engellemek için sosyal medyada büyük bir dezenformasyon kampanyası yürütüldü. Bu nefret dalgasını körükleyen hesapların çoğunun yurt dışından yönetildiği ortaya çıktı. Sanal alemde kendini muhalif olarak lanse edenlerin önemli bir kısmının Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan FETÖ’cü hainler olduğu anlaşıldı. Şimdi de Terörsüz Türkiye sürecinde aynı oyunun sahnelenmek istendiğini görüyoruz. Burada şunun altını özellikle çizmek istiyorum; ülkemiz ve milletimizle birlikte inşallah tüm bölgenin kaderini değiştirecek, coğrafyamıza huzur, güven, istikrar getirecek stratejik hamlelerimizin kimleri rahatsız ettiğinin farkındayız. Yarım asırlık bir tezgahı bozma çabalarımızı, kan, gözyaşı ve çatışmadan beslenen hangi güçleri telaşlandırdığını çok iyi biliyoruz. Onlara sadece şunu söylüyorum; bu sefer muvaffak olamayacaksınız. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin duası ile bu sefer başaracağız. 86 milyonla birlikte, kendini bu topraklara ait hisseden 10 milyonları da yanımıza alarak hep beraber yeni bir destan yazmaya başlayacağız. Bu ufka doğru, tahriklere kapılmadan, tuzaklara düşmeden sabırlı, dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Hedefe yaklaştıkça, sabotajların artacağını da şimdiden görebiliyoruz. Bu sefer bunların da üstesinden geliyoruz ve geleceğiz. Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini istiyoruz. Türkiye bir yola girmiştir ve inşallah bu yol bizi terörün olmadığı, her karışında kardeşliğin ve huzurun egemen olduğunu bir menzile götürecektir. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin" dedi.