Hakkari’nin yüksek rakımlı yaylalarında arıcılık faaliyetleri bu yıl geç başlayan bahar nedeniyle olumsuz etkilendi. Bölgede etkili olan serin hava ve rüzgâr, bitkilerin nektar salgılamasını geciktirirken, arı kolonilerinde beklenen gelişme yaşanmadı. Üreticiler arılarını halen kendi imkânlarıyla besliyor. Hakkari Arıcılar Birliği Başkanı Fazıl Durmuş, yaşanan süreci ve piyasadaki sahte bal tehdidine karşı çözüm önerilerini Yüksekova Haber’e değerlendirdi.
Durmuş, havaların geç ısınması nedeniyle bal üretiminde sezona zayıf başlandığını belirterek, “Bu yıl yüksek kesimlerde kar geç eridi, rüzgâr da hâlâ etkili. Bu da çiçeklerin nektar verme sürecini geciktirdi. Dolayısıyla arılarda henüz istenilen düzeyde bir gelişme yaşanmadı. Arıcılarımız arılarını halen kendi çabalarıyla, şeker ve takviye yemlerle beslemek zorunda kalıyor. Bu da maliyetleri ciddi anlamda artırıyor” dedi.
“Gerçek üretici korunmalı, emeğinin karşılığını almalı”
Bal üreticilerinin en büyük sorunlarından birinin piyasadaki sahte ve katkılı ballar olduğuna dikkat çeken Durmuş, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda attığı adımları olumlu karşıladıklarını söyledi. Denetimlerin arıcılığı koruyan en etkili araçlardan biri olduğunu vurgulayan Durmuş, “Tarım Bakanlığı’nın son dönemde sahte bal ve etiket denetimlerine ağırlık vermesi piyasayı bir nebze rahatlattı. Denetimlerin etkisiyle fiyatlarda kademeli bir yükseliş başladı. Ancak bu denetimlerin aralıklı değil, sürekli olması gerekiyor. Gerçek üretici korunmalı, emeğinin karşılığını almalı. Yoksa hem sahte ürünler tüketici sağlığını riske atıyor hem de arıcının emeği boşa gidiyor” ifadelerini kullandı.
“Laboratuvarın faaliyete geçmesiyle birlikte, sahte balın bilimsel olarak tespit edilmesi kolaylaşacak”
Durmuş, Tarım Bakanlığı tarafından kurulumu tamamlanmak üzere olan gıda analiz laboratuvarının hayati önemde olduğunu vurgulayarak, “Bu laboratuvarın faaliyete geçmesiyle birlikte, sahte balın bilimsel olarak tespit edilmesi kolaylaşacak. Tüketici güvenli balı tercih edebilecek, merdivenaltı üretim engellenecek. Böylece gerçek balın değeri artacak” dedi.
“Karasal iklimin etkisiyle geç açan, yüksek irtifaya özgü yüzlerce bitki türü burada yetişiyor”
Yüksekova ve çevresinin doğal zenginlikleriyle öne çıktığını aktaran Durmuş, bölgedeki endemik bitkilerin balın kalitesine doğrudan etki ettiğini kaydetti. Durmuş, “İlimiz arıcılık açısından büyük bir potansiyele sahip. Karasal iklimin etkisiyle geç açan, yüksek irtifaya özgü yüzlerce bitki türü burada yetişiyor. Bu da Hakkari balına özel bir aroma ve mineral zenginliği kazandırıyor. Özellikle karakovan balı, katkısız ve yüksek besin değerine sahip olması nedeniyle rağbet görüyor” diye aktardı.
“Bu sektör kendi kendine ayakta kalamaz; emek var, doğa var, risk var”
Hakkari Arıcılar Birliği’ne kayıtlı yaklaşık bin üretici olduğunu aktaran Durmuş, bölgeye her yıl Türkiye’nin farklı illerinden de arıcıların geldiğini ifade ederek, “Bölgemizin florası sayesinde dışarıdan gelen üreticiler de Hakkari yaylalarında bal üretimi yapıyor. Ancak üreticiye verilen desteklerin artırılması, sahada denetimlerin sıklaştırılması gerekiyor. Bu sektör kendi kendine ayakta kalamaz; emek var, doğa var, risk var” şeklinde konuştu.
“Arılar, tarımsal üretimin ve doğanın devamlılığı açısından vazgeçilmez canlılardır”
Durmuş, arıcılığın yalnızca ekonomik değil, ekolojik bir faaliyet olduğunu da belirterek, “Arılar, tarımsal üretimin ve doğanın devamlılığı açısından vazgeçilmez canlılardır. Bitkilerin büyük çoğunluğu arılar sayesinde dölleniyor. Yani arı varsa yaşam var, doğa var. Dolayısıyla arıcılığa verilen her destek, yalnızca üreticiye değil, aynı zamanda çevreye ve tarıma da verilmiş bir destektir” dedi.