Yaşar Sırma yazdı: Yüksekova'da tiyatro

Yaşar Sırma yazdı: Yüksekova'da tiyatro

Hepimizin bir hayali vardır. Çoğumuz o hayale ne zaman ne şartlarda kapıldığımızı bile unutmuşuzdur. Kimimiz çocukluğumuzda, kimimiz ortaokul, lise ya da üniversite yıllarında kapıldık o hayale.

YAŞAR SIRMA yazdı:

Tiyatro; hayal ürünü ya da gerçek, yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayların, oyunlaştırılarak ve belli bir düzende, oyuncuların konuşarak ya da beden dilleriyle bu oyunları seyirci önünde sergileme sanatıdır. Kimi kaynaklar bunu temsil edilen eser şeklinde tanımlamaktadır. Her halükarda tiyatro, insanı konu alır. Bu bakımdan benim en çok dikkatimi çeken tanımı şudur; tiyatro, insanı insana insanla anlatan sahne sanatıdır.

Hepimizin bir hayali vardır. Çoğumuz o hayale ne zaman ne şartlarda kapıldığımızı bile unutmuşuzdur. Kimimiz çocukluğumuzda, kimimiz ortaokul, lise ya da üniversite yıllarında kapıldık o hayale. İtiraf edeyim ki, ben aslında içinizdeki tiyatro hayaline dikkatinizi yoğunlaştırmanız için böyle bir giriş yaptım. Zira biz taşrada yaşayan insanlar için çoğu şey hayaldir ve biz onu ya hiç yaşayamayız ya da çok kısıtlı yaşama imkanı buluruz. Şimdi affınıza sığınarak öncelikle Tiyatro ile nasıl tanıştığımı çok kısa bir şekilde anlatmak isterim. Ben, çocukluk ve gençlik yıllarımda tiyatroyu sadece televizyon ekranlarında görme imkanı buldum. Ta ki 2006 yılında Van’da ön lisans okurken, cebimdeki öğrenci harçlığımdan arta kalan birkaç lira ile Van Devlet Tiyatrosunda bir oyuna gidene kadar. Orada oyun izlerken içimden geçen derin bir keşke’nin ve olması imkansız görünen bir hayalin cevabını ve yaşanma imkanını çok değil, iki yıl sonra İstanbul’da Marmara Üniversitesi’nde Elektrik Öğretmenliği okurken ‘Mizah Kulübü yeni üyelerini arıyor’ diye bir ilanın peşine takılarak bulacaktım. Gidip tanıştıktan sonra, hele ki 6 aylık tiyatro eğitimini duyunca, evet demiştim, hayalimi gerçekleştiriyorum... Oradaki maceralarımı anlatıp siz değerli okurları sıkmayacağım. Gel gelelim Yüksekova’ya 2013 yılında okulu bitirip memlekete gelene kadar Yüksekova’da çok az kalmıştım. Düşüncem odur ki, bir insan için gururların en büyüğü ve en değerlisi memleketine, yaşadığı yere faydalı olmaktır. Memlekete faydası olan ya da faydalı olmaya çalışan başkalarını da görünce bu gurur daha da büyüyor, kat be kat artıyor. Bu gururun adı Asmin Sanat Tiyatrosu isimli tiyatro ekibi.

Adını, yaklaşık bir yıldır duyduğunuz ve bundan sonra sıkça duyacağınızı umduğum bu grup, adını bir dağ çiçeği olan ve Hakkari dağlarının doruklarında bulunan, diğer adı isyan çiçeği olan Asmin çiçeğinden alıyor. Grup, çeşitli işlerle uğraşan ve ayrı-ayrı yerlerde ve zamanlarda Tiyatro ile tanışma imkanı bulan ve bunu bu şehirde yaşama ve yaşatma hayalini gerçekleştirmeye çalışan Zeki Ağralı, Şevki Uçer ve Ersin Atalay öncülüğünde 2019 yılında kuruldu. Grup ilk olarak, grup üyesi Şevki Uçer’in yazdığı Mektup isimli oyununu 27 mart 2019 yılında Dünya Tiyatrolar Gününde izleyicinin beğenisine sundu. Aynı sezon birkaç kez sahne alan grup, kısa zamanda oldukça iyi bir seyirci kitlesine ulaşmayı başardı. Hatta daha ilk sezonunda Van Devlet Tiyatrosu sahnesinin de tozunu attırmayı başardı. 2019-2020 sezonunun açılışını geçtiğimiz günlerde Mektup isimli oyunla yapan grup, aynı gün üç seans oynayarak oldukça zor bir başarıya imza attı. Matine gösterisi her ne kadar durgun geçtiyse de akşamki her iki seans salonda oturacak yer bulamayan izleyiciler oldu. Öyle ki, son seans birkaç kişinin oyunu sonuna kadar ayakta izlemesi, tiyatroya duyulan sevginin ve ihtiyacın ne denli fazla olduğunu bir kez daha kanıtlar gibiydi. Oyun bitimi salonun tam da çıkış kapısında durdum ve çıkanların yüz ifadelerinden yaptıkları yorumlara kadar her izleyiciye pür dikkat odaklandım ve şunu çokça duydum ve gururlandım; helal olsun. Evet, tımarhanedeki üç arkadaşın (Zeki Ağralı: Mülayim hoca, Şevki Uçer: Sakin ve sürekli karısının şeytanla olan ilişkisini anlatan ve oyunun en renkli karakteri olduğunu düşündüğüm Ersin Atalay: Yorgun) bir mektup yazma macerasını anlatan oyun seyirciden tam not almayı başarmıştı.

Sezon arasını fırsat bilip, yaz tatilini eğitimle geçiren grup, şimdilerde yeni sezon için yine Şevki Uçer’in yazdığı ve yönettiği benim de yardımcı yönetmenliğini yapma imkanı bulduğum, Umut isimli yepyeni bir oyunla siz değerli Tiyatro severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Grupla ister seyirci olarak, ister sahne hayali kuran bir oyuncu adayı olarak mutlaka tanışmanızı tavsiye ederim. Gruba, alkışlarının bol, yollarının açık olması temennisinde bulunurken, siz değerli tiyatro severlere de sonsuz saygı ve selamlarımı sunuyorum. Ayrıca, Tiyatroya olan sevgimi on katına çıkaran ve bu uğurda sayısız insanın hayatına dokunan tiyatro eğitmenim, ustam sayın Mustafa Barış Taşkın’a sonsuz saygı ve teşekkürü bir borç bilirim…

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum