Yüksekova'da 'Kadınlar Günü' yürüyüşü

Yüksekova'da 'Kadınlar Günü' yürüyüşü

Yüksekova'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi.

ÖMER OĞUZ / YÜKSEKOVA HABER

YÜKSEKOVA - Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde KESK-DİSK KADIN MECLİSİ öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bir yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Yürüyüşe çok sayıda vatandaş da destek verdi.

haberinfotograflari.gif

Eski Cezaevi kavşağında toplanan kitle sloganlar eşliğinde Oslo Otel'in önüne kadar yürüdüler. Burada düzenlenen basın açıklamasında kitle adına Kadın Meclisi Dönem Sözcüsü Sezen Solmaz basın açıklamasını okudu.

Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren usta edebiyatçı Yaşar Kemal'i anarak açıklamasına başlayan Solmaz, "O güzel insan güzel atlara binip gitti.92 yıllık ömrüne pek çok eser sığdırdı ve devrimci onurlu hümanist duruşuyla tüm insanlığa örnek oldu.her zaman ezilenlerin,emekçilerin,kadınların yanında yer aldı ve muhalif kimliğini ölene dek korudu. Yüksekova KESK DİSK kadın meclisi adına ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

158 yıl önce bugün 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi.

Yüksekova KESK DİSK kadın meclisi adına öncelikle tüm emekçi kadınların 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü kutlar ve hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım.

Kadın meclisleri kadın iradesinin karar mekanizmalarına daha etkin yansımasını sağlar.demokratik yönetim olgusunun hayat bulduğu eşbaşkanlık sistemi bunun en güzel örneklerindendir. Bu nedenle tüm kadınlarımızı örgütlü mücadeleye davet ediyoruz. Sloganımızı burada bir kez daha haykırıyoruz: örgütlü kadın,özgür kadındır.sizleri saflarımıza davet ediyoruz…Rivayet edilir ki,özgürleşen kadın güzelleşir.

Yanıbaşımızda kirli bir savaş yaşandı. Şengalde, Rakka’da,Telafer’de ,Kobane’de binlerce kadın katledildi,tecavüze uğradı,ganimet olarak pazarlarda satıldı.Gever Halkı her zaman onların yanındaydı, ilçemizde hayat durma noktasına geldi. Bu yüzden Kobane’de insanlık için mücadele veren kadınları ve rojava kadın devrimini sahiplenmek bizim boynumuzun borcudur.

Düşmesin bizimle yola evinde ağlayanların gözyaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar,bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar.işte şu güneşten düşen ateşte milyonlarca kırmızı yürek yanıyor.sende çıkar göğsünün kafesinden yüreğini,şu güneşten düşen ateşe fırlat,yüreğini yüreklerimizin yanına at.ölenler dövüşerek öldüler,güneşe gömüldüler.vaktimiz yok onların matemini tutmaya.akın var güneşe akın,güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın.

kadınların kahkaha atmasını edepsizlik sayan,hamile kadınları sokakta görmeye tahammülü olmayan,onları katleden,tecavüz eden sonra da tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlayan bu zihniyetle sonuna dek savaşacağız. Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok.

Kimseye yakarmadan kendi gücümüze güvenmeliyiz.yaşlı dünya,kadınların eninde sonunda “yeter artık” diyecekleri günden korkmalıdır.kuvvetimizin kaynağı direncimizdir.

Yalnız bir öfke ışıltısı kaldı gözlerimizin yorgun sularında,

Yaşamak bir inat oldu artık,

Yaşamak bir direnme oldu zulme… öyleyse zulme direnen kadınların küçük bir temsilini sunacağız sizlere:

Ben EMMA GOLDMAN…Babam kitaplarımı yırtıp beni evlendirmeye çalıştığında henüz 15 yaşındaydım. İspanya devrimine katılmak için ispanya’ya gittiğimde ise 67…tutuklandım,işkenceye uğradım,tehdit edildim ama yılmadım. Ve haykırdım tüm gücümle ve haykırdım tüm mücadeleci kadınlar için: DANS EDEMEYECEKSEM O DEVRİM BENİM DEVRİMİM DEĞİLDİR.

25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde bir uçurumun dibinde 3 kadın cesedi bulundu. Bunlar biziz. Biz MİRABEL KARDEŞLERİZ…tecavüz ve işkenceyle katlettiler bizi sonra trafik kazası süsü verdiler. Sanmasınlar ki, bizi öldürdüler. Biz her kadın mücadelesinde zorbalara ve diktatörlere karşı en ön saflarda mücadeleye devam edeceğiz…

Ben kızıl kanatlı ROSA LÜKSEMBURG! Sizi budala çakallar.sizin düzeniniz kumdan inşa edilmiştir.yarın kadın bir kere daha ayağa kalkacak ve sizi dehşete düşürerek haykıracaktır. Vardım,varım,hep varolacağım…dipçikle öldürdüler beni,nehre attılar sonra. Şimdi gülümsüyorum onlara,çünkü ölüm bir son değil, bir başlangıç mücadele türkümüze.onlar ki,ölümüzden bile korkarlar hala.

Ben CLARA ZETKİN…ölene kadar kadın hakları için mücadele ettim,ülkemden uzak,sürgünlerde yenik düştü kalbim.8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ kutlama önerisini  ben getirdim.kapitalizme köle olmayan,direnen,emekçi kadınların meydanlara döküldüğü gündür bugün.birlikte yürüyelim yoldaşlarım özgürlük,adalet ve eşitlik için.umutlu yarınlar için,yitirdiğimiz tüm kadın yoldaşlarımız için.

Ben KADER ORTAKAYA…marmara üniversitesinde yüksek lisans öğrencisiydim.dayanamadım IŞID’in zulmüne.kobaneye gitmek istedim.sınırı geçerken vurdular beni. Her devrim küçük bir kıvılcımla başlar.ve vardır her namlunun ucunda bir yaşam ateşi.böyle büyük düşlerde yolculuklarla başlar…vazgeçmeyin mücadelenizden,onurlu olan direnmektir zulme…

Ben ARİN MİRKAN…Kudurmuş köpekler gibi saldıyorlardı Kobane’ye. Tüm dünya bir olmuş,tüm dünya kana susamış gibiydi.küçümsedikleri,aşağıladıkları,yok saydıkları kadın bedeniyle son verdim itliklerine ve insanca yaşadım az da olsa ömrüm.çünkü biliyorum ayakta ölmek dizüstü yaşamaktan iyidir.diğer kadın yoldaşlarıma devrediyorum mücadeleyi.unutulmasın bir destandır Kobane kadınların direnişine…deniz yıldızlarını armağan ediyorum sana,bahçene al kardelenler  ekiyorum. Ey el değmemiş deli dolu sevdam!bak sana haykırıyorum.seni asice seviyorum yüreğimin büyümeyen çocuğu…

Benim adım BERİTAN…ben Özgürlüğün ve bağımsızlığın sesi…sesim büyük bir kadın ordusu oldu.sesim bugün Ortadoğu topraklarında doğan, bu topraklara ilk can veren kadının gücünü dünyaya duyuran bir ses oldu. Sesim teslimiyete karşı direnişin,kadının her türlü zorluk karşısında özgürlükte ısrarın sesi olarak yankılanmaktadır dağlarda…

Ben ZİLAN…halkımın özgürlük isteminin bir ifadesi olmak istiyorum.emperyalizmin kadını köleleştiren politikalarına karşı bombayı kendimde patlatarak hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek ve kürt halkının dirilişinin sembolü olmak istiyorum.yaşam iddiam çok büyük.anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Mazlum halkım dünya insanlık ailesi içindeki hakettiği yeri mutlaka alacaktır" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.