Temelli'den Zülküf Gezen için Adalet Bakanlığı'na tepki

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, tecridi protesto etmek amacıyla hayatına son veren Zülküf Gezen’in mezarını ziyaret etti ve taziyede bulundu.

Temelli buradaki konuşmasında HDP Milletvekili Leyla Güven’in 131 gündür tecrit hukuksuzluğuna karşı açlık grevinde olduğunu ifade etti ve şöyle konuştu:

SUÇ İŞLİYORSUNUZ: “Cezaevlerinde binlerce tutsak açlık grevinde, 335 tutsak çok ağır koşullarda. Biz de HDP olarak açlık grevlerinin başladığı günden bugüne, bu hukuksuzluk son bulsun diye Türkiye’ye, uluslararası kamuoyuna, başta da Adalet Bakanlığı’na seslendik. Dedik ki ‘Gelin yasaların gereği ne ise onu yapın, hukukun gereği neyse onu yapın. Sizden talep edilen şey hukukidir, yasaldır, meşru bir taleptir. Adalet Bakanlığı sorumluluğunu yerine getirseydi arkadaşımız yaşıyor olacaktı. bu meşru talebi görmeyerek, yasaları ihlal ederek suç işliyorsunuz.”

BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ: “Şimdi başka ölümlerin olmaması için bir an önce Adalet Bakanlığı üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bugün 800’e yakın defadır avukatlar İmralı’ya gitmek için, Sayın Öcalan’la görüşmek için başvuruyorlar. Her seferinde hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan bir şekilde bu başvuru reddediliyor. Artık bahane uydurulmasın. Artık bir başka insanı daha cezaevinde yitirmek istemiyoruz. Leyla Güven’i kaybetmek istemiyoruz. İnsan canından kıymetli bir şey yoktur, insan canı üzerinden siyasi hesap yapmayın. Bu ölümden, bu kayıptan çıkarılacak çok önemli dersler var. Tecrit, adalet ve hukuk meselesi siyasete malzeme edilemez, seçimlere malzeme edilemez. Her gün Kürtlere HDP’lilere nefretle yaklaşan bu siyasi iktidarı buradan bir kez daha uyarıyoruz. İnsan canından daha kıymetli bir şey yoktur. İnsan canı üzerinden siyasi hesap yapmayın. Hukukun, adaletin çağrısına kulak verin ve tecridi sonlandırmak için gerekli adımları atın.”

DEFİN HAKKI GASP EDİLDİ: “Bugün burada, bu hukuksuzluğun üzerine başka bir hukuksuzluk daha binmiştir. İnsanların inançları ve dinleri vardır. Bu dinden ve inançtan gelen hakları vardır. İnsanlar aile fertlerinden birini yitirdikleri zaman onu dini vecibelere uygun olarak defnetmek isterler. Bu en temel insan haklarından biridir. Bugün bu hak burada, herkesin gözü önünde gasp edilmiştir. Bütün bir halkı tecrit ettiniz, yetmedi şimdi de mezarlıkları kuşatıyorsunuz. İnsanlar ne yitirdiklerinin cenazelerini defnedebiliyor ne de sonrasında gidip mezarları başında fatiha okuyabiliyorlar. Bu reva mıdır? Bu hukuk mudur? Bu nasıl bir ayrımcılıktır? Nasıl bir nefret suçudur? Bırakın insanlar dini vecibelerini yerine getirebilsinler.”