Şemdinli davası 13. yılında: Tehdit ediliyorum

Şemdinli davası 13. yılında: Tehdit ediliyorum

Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde, 9 Kasım 2005’te Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’ne bomba atılması ile ilgili davanın yeniden görülen duruşması Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.

Duruşmaya bombalanan Umut Kitabevi’nin sahibi Seferi Yılmaz, avukatları ile sanık Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş’in avukatı Yurdakan Yıldız katıldı. Seferi Yılmaz, tüm sivil toplum örgütlerine, hukuk ve insan hakları derneklerine davayı sahiplenme çağrısında bulundu.

SANIK AVUKATI ‘KUMPAS’ DEDİ, BERAAT İSTEDİ

Duruşmada savunma yapan sanık avukatı Yurdakan Yıldız, davaya konu olayla ilgili önceki kararı veren mahkeme heyetleri, Yargıtay üyeleri, iddianameyi hazırladığı belirtilen dönemin Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın ‘FETÖ’den tutuklu olduğunu söyledi. Sarıkaya’nın Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamansının devam ettiğini, Ankara’da yürütülen soruşturmada da tutuklandığını ifade eden Yıldız, “Eldeki davanın kumpas davası olduğu tüm belgeler ile sabittir. Müvekkiller öncesinde uzun süre tutuklu kalmıştır. Dosyada tüm deliller toplanmıştır” diyerek müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

‘ALİ KAYA’NIN YAKINLARI TARAFINDAN TEHDİT EDİLİYORUM’

Mahkemede söz alan Seferi Yılmaz, sanıklar hakkında yeterli araştırma yapılmadığını söyledi. Sanık Veysel Ateş’in Veli Küçük ile bağlantısının yeterince araştırılmadığını iddia eden Yılmaz, üç sanığın da tasarlayarak bu eylemi işlediğini söyledi. Yılmaz, sanıkların Ergenekon davasında yargılananlar ile ilişkili olduğunu belirtti. Davanın sadece mevcut sanıklarla sınırlı olmaması gerektiğini, dosyanın daha geniş kapsamda ele alınması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Ali Kaya’nın yakınları onunla ilgili ifade vermemem konusunda beni tehdit etmiştir. Sanıkların tutuksuz yargılanmaları halinde benim hayatım tehlikededir. Başıma bir iş geldiği takdirde sorumluları onlardır. Mahkemece somut delillere göre karar verilmesi gerekir. Ferhat Sarıkaya ve diğerlerinin yargılanıyor olması sanıkların suçsuz olduğunu gösteremez. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum” dedi.

‘SUÇ HİYERARŞİK VE ÖRGÜTSEL YAPI İÇERİSİNDE İŞLENMİŞTİR’

Yılmaz’dan sonra söz alan avukatı Kenan Sarısaç, daha önce kararı veren hakim ve iddianameyi hazırlayan savcının FETÖ’den yargılanmasının bir şey değiştirmeyeceğini söyledi. Bu durumun sanıkların beraat etmesi sonucunu doğurmayacağını ifade eden Sarısaç, “Bu açıdan bakılsaydı, daha önce KCK dosyalarında da yargılama yapan hakimler FETÖ’den tutuklu olduğundan bu dosya sanıklarının da beraat etmesi gerekir” dedi.

Avukat Cemal Demir ise sanıklar lehine yapılan yargılamanın yenilenmesi kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Yargılamanın mevcut delil durumu üzerinden yapılması gerektiğini belirten Demir, “Dosyada somut olan şey, sanıkların ağır silahlarla, planlarla yakalanmasıdır. Üç sanık dosya kapsamında yer almayan bir takım kişilerle hiyerarşik ve örgütsel yapı içerisinde, müvekkillere yönelik suçu işlemiştir” diye konuştu.

Savunmaların ardından mahkeme heyeti, Yargıtay bozma ilamı ve mahkeme tarafından verilen yargılamanın yenilenmesine ilişkin kararın katılanlara ve avukatlarına tebliğ edilmesine karar vererek, duruşmayı 28 Şubat 2018 tarihine erteledi.

‘EMİR VERENLER ES GEÇİLMİŞ’

Duruşmanın ardından Artı Gerçek’e konuşan Seferi Yılmaz, davada sadece üç kişinin yargılanıyor olmasını eleştirdi. Olayın daha geniş kapsamda ele alınması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Suç delilleri ortada. Araçlarda silah ve patlayıcı maddeler ele geçirilmiş. Hatta bu soruşturma sınırlı tutulmuş. Bunlara emir verenler es geçilmiş. Bu olay sadece üç kişi ile sınırlı değil. Bu organize bir suçtur” dedi.

‘BERAAT ETTİRMEK İSTİYORLAR’

Davanın mahkemeler arasında gidip geldiğini belirten Yılmaz, yargılamanın sürüncemede bırakılmak istendiğini söyledi. “Bu davanın sürüncemede kalmasının nedeni AKP’nin Ergenekonla uzlaşmasıdır” diyen Yılmaz, şunları söyledi:

“O tarihte Hırant Dink olayı da aynı şekilde cereyan etmişti. 3-5 kişi ile sınırlı tutuldu. Daha sonra bunun 3-5 kişi ile sınırlı olmadığı, bir organizasyon olduğu anlaşıldı. Bu dava da böyle. Bu 3 kişi ile sınırlı olan bir dava değil. Yeniden yargılama olması bu gerçekliği değiştirmiyor. Heyette yer alanların yargılanıyor olması sonucu değiştirmez. O zaman bu heyetin yargıladığı kişilerin hepsinin beraat etmesi gerekiyor. Ama böyle bir şey yapılmıyor. Olayın üç kişi ile sınırlı tutulması, davanın sürüncemede bırakılması ilerde beraat kararı vermeye dönük bir uygulamadır.”

Bu davanın önemli bir dava olduğunu belirten Yılmaz, tüm sivil toplum örgütlerine, hukuk ve insan hakları derneklerine davayı sahiplenme çağrısında bulundu.

DAVANIN GEÇMİŞİ

– 9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitabevi’ne bomba atıldı. Saldırıda 1 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yaralandı. Çevrede bulunanların yakaladığı 2 kişinin üzerinden askeri kimlik çıktı. 2 kişiye ait olduğu belirtilen ve kitabevinin önünde park etmiş araçta, 3 kalaşnikof tüfek, bomba malzemeleri ile polis ve asker yelekleri bulundu.

– 19 Haziran 2006’da saldırı ile ilgili Van 3’üncü Ağır Mahkemesi’nde açılan davada, astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş’e ‘adam öldürmek’, ‘çete kurmak’ ve ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezası verildi.

– Sanık avukatlarının itirazı üzerine karar Yargıtay tarafından bozuldu. Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülen davada, mahkeme heyeti görevsizlik kararı vererek dosyayı Van Askeri Mahkemesi’ne gönderdi. Askeri mahkemedeki ilk duruşmada, sanıkların tahliyesine karar verildi.

– 22 Ocak 2010’da, dosya bu kez Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Avukatların itirazıyla dosya Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gitti. Mahkeme, 2 Mayıs 2011’de verdiği kararında, Anayasa değişikliği nedeniyle davanın Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdi. Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 10 Ocak 2012’de açıkladığı kararında, sanıklara 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezası verildiği belirtildi.

– Sanık avukatları, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın davaya dönük itiraflarının ardından, yargılamanın yenilenmesi için Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme başvuru üzerine 11 Ekim 2017’de yeniden yargılama talebini kabul ederek, tutuklu bulunan 3 sanığa ‘örgüt kurmak’ suçundan beraat, ‘insan öldürmek ve yaralamak’ suçundan dosyanın tekrar görülmesine karar vererek, üç sanığı da tahliye etti.

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.