Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD), PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye getirilişinin 17. yıldönümünde ortak bir metin yayınladı. "İmralı rejimine son verilmeli, Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmalıdır" başlığı taşıyan metinde, Abdullah Öcalan'ın İmralı Cezaevi'ne getirilmesinin ardından İmralı Adası'nın devletin özel politikalarının uygulandığı bir adaya dönüştüğü kaydedildi. 

Adanın giriş-çıkışları dahi Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği'ne dayanılarak Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nin inisiyatifinde olduğu hatırlatılan metinde, hukuk dışı uygulamaların hala devam ettiği vurgulandı.

'Anayasa'ya aykırı sistem oluşturuldu'

İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nin Anayasa'ya aykırı sistemi oluşturulduktan hemen sonra Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit uygulamalarına hızla başlandığı vurgulanan metinde avukat, aile görüşmelerin engellendiği, gazetelerin eksik veya hiç verilmediği süreçlerin yaşandığı belirtildi. 

Metinde yine "Sistemi, zulüm suçunun işlendiği hukuk dışı bir alan ve sistem olarak yürürlüktedir halen. Bugün hem Türkiye'deki hem de Suriye'deki Kürt Sorununun demokratik bir çözüme kavuşturulabilmesi için Kürtlerin Sayın Abdullah Öcalan'a ihtiyaçları vardır, Türkiye'nin Sayın Abdullah Öcalan'a ihtiyacı vardır" diye kaydedildi.

3 yıl boyunca devam eden çatışmasızlık dönemine de dikkat çekilen metinde, "Abdullah Öcalan çözümündeki konumu ve siyasi liderliği, diğer taraftan 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana devam eden ve hukuk dışı sürdürülen İmralı Cezaevi rejimi arasındaki siyasi ve hukuki çelişki, giderilebilecek, görmezden gelinebilecek yada kısmi talep ve ıslahlarla ortadan kalkabilecek bir çelişki değildir. Bilakis bu iki durum arasındaki çelişki Ortadoğu'da yaşanan Kürt sorunu ve diğer siyasi krizler nedeniyle daha da derinleşmektedir" vurgusunda bulunuldu

Metnin devamında ise şu talepler yer aldı: 

" * Sayın Abdullah Öcalan'ın tutulduğu ve hukuk dışı olarak inşa edilen ve 17 yıldır sürdürülen İmralı Ada Rejimi tamamen ortadan kaldırılmalıdır.

* Tahkim edilmiş bir çözüm sürecine yeniden dönülmeli, çözüm süreci bir müzakere, demokratik ilkelerin yaşama geçirileceği tarihi bir fırsata dönüştürülmelidir Bu nedenle de böyle bir çözüm iradesinin teorik ve pratik güç ve iradesini temsil eden biri olarak Sayın Abdullah Öcalan'ın müzakere şartlarının gerçek anlamda sağlanabilmesi için özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.

* Sayın Abdullah Öcalan Kürtlerin çok büyük bir bölümünün siyasi lider olarak kabul ettiği bir Halk Önderi olarak, Ortadoğu'yu da çok ciddi etkileme potansiyeline sahip Kürt sorununun demokratik çözümünün mimarı olarak özgürlüğüne kavuşmalıdır.

* Sayın Abdullah Öcalan Kürt sorununu yaratan değil, Kürtlerin yaşadığı mağduriyet ve mazlumiyet durumlarına isyan eden biri olarak, bu yolda uluslararası hukuk çiğnenerek korsanvari bir şekilde Türkiye'ye teslim edilmiş ve halkıyla aynı kaderi paylaşmış biri olarak kendisinin ve halkının tüm haklarını gasp eden siyasi iktidar(lar), Sayın Abdullah Öcalan'ı özgür bırakmalı ve kendisinden özür dilemelidirler. Sayın Abdullah Öcalan'ın AİHM'in verdiği yeniden yargılama kararı yerine getirilerek yeniden ve adilce yargılanıp özgürlüğüne kavuşmalıdır."