Neden?

Neden?

Her Müslüman gibi ben de merak etmekteyim.

Din genel anlamda insanları aynı çatı altında uyutmak veya aynı değerler çerçevesinde kenetlemek için oluşturulmuş sosyal kurallar bütünüdür.

İlahi anlamda ise din, peygamberler aracılığıyla insanları iyiye, doğruya, güzele yöneltmek için Allah’ın göndermiş olduğu ilahi kurallar bütünüdür.

Dinin tanrısına ve kitabına körü körüne değil de sevgi ve en önemlisi bilgiyle bağlanırsa dinler toplumlar için vazgeçilmez mutabakat yasaları olur. Körü körüne bağlılık dinleri sosyal yapılar için tehlikeli yıkım aracı haline getirir.

Halklar arasında sorgulanması yasak inançlar halkları uçurumlara yuvarlar.

Dinlere göz attığımızda İslam dini dışında tüm dinler sancılı dönemlerini tamamlamış, inananlar arasında önemli uyum yasaları olmuşlardır.

Buda’yı ve Konfüçyüz’ü bu günlere taşıyan onların oluşturduğu, halkların da sevgiyle bağlandığı, kendilerine rehber aldığı ve din halini almış kanunlarıdır.

Tarihin derinliğinden bugüne değin aynı beşeri dinin mensupları arasında ciddi anlamda bir savaşım yaşanmamıştır. Yahudilikte de durum farklı olmamıştır. Hıristiyanlar  arasında da 30 Yıl Savaşları’ndan (1618-1648) beri kayda değer bir problem yaşanmamıştır.

İslam’a gelince İslam hak dinidir. Kitabı, geldiği günden beri hiç değişime uğramamış, güncelliğini yitirmemiş ve tüm zamanlara hüküm edebilecek olan Kur-an’dır. Önderi, lideri Hz. Muhammed (s.a.v.)dir.

Kur’an içerik bakımından tüm dinleri kapsayıcı mahiyettedir. Canlı cansız tüm mahlûkatlara hitap eder. Hükümler açık ve nettir. Bulanıklığa yer verilmemiştir. Yaşama dair tüm güzellikleri sunmaktadır.

Hak, hukuk, adalet, eşitlik gibi önemli değerleri zirvede tutmaktadır.

Bütün bunlara rağmen Kur’an nazil olduğundan bugüne İslam’a inananlar arasında savaş her daim var olmuştur. İslam coğrafyasında kan, gözyaşı oluk oluk akmıştır. Kıyımlarda hız kesilmemiştir.

İslam, zaruri olmadıkça hiçbir canlıya kıyılmaması emrederken İslam âlimleri olarak geçinen gruplar zaman zaman soykırımları İslam’a dayandırmış/dayandırmaktadır. Bu yönde fetvalar çıkarmışlardır ve çıkarmaktadırlar. Soykırıma uğrayan halkların âlim ve aydınları ise bu fetvaları kınamışlar ve şeytani bulmuşlardır.

Fetvayı veren de fetvayı şeytani bulan da iddialarını İslam’a dayandırmışlardır, dayandırmaktadırlar.

Kendilerini İslam’i tabirlerle adlandıran ve yıllarca sömürücü sistemlerin hizmetinde yeraltı karanlıklarına çekilerek orada domuz bağı ile insanları işkence eden, boğan caniler de eylemlerini İslam’a dayandırmışlar ve dayandırmaktadırlar.

Kur-an’da savaş halinde dahi çocuğa, kadına, yaşlıya dokunulmazlığı emretmektedir. Ama İslam adına savaştığını söyleyenler çocuk, kadın, yaşlı demeden insanları kesmekte ve Allah’a kurban olarak sunmaktadırlar.

İslam dünyasında yaklaşık 1400 yıldır Kur’an anlatılmaktadır. Hala anlaşılmış değildir. Hala beşikte bir bebektir. Kur-an’ın reel ahlakı insanın hücrelerine kök salmamıştır. İnsanda olgunlaşmamıştır.

NEDEN?
Her insan gibi

Her Müslüman gibi ben de merak etmekteyim.

Sadrettin Keve

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.