Kürtler askeri müdahaleden yana değil

Kürtler askeri müdahaleden yana değil

TEV-DEM Yönetim Kurulu üyesi Aldar Xalil, Suriye'ye yönelik bir müdahalenin Esad rejimini kayıtsız şartsız bir şekilde Cenevre toplantısında masaya çekmek amaçlı olduğunu belirtti.

HEWLER - Obama'nın Suriye'ye ilişkin yaptığı değerlendirmelerin ardından bu hafta içinde bir müdahale beklenirken, başta Türkiye olmak üzere bazı ülkeler ise havadan bir müdahaleyi yeterli görmüyor. TEV-DEM Yönetim Kurulu üyesi Aldar Xalil, Suriye eksenli yaşanan gelişmeleri ve olası bir müdahalede Kürtlerin tutumunu DİHA'ya değerlendirdi. 

* ABD başta olmak üzere birçok batılı güç şu an Suriye'ye yönelik askeri bir müdahaleyi konuşuyor. Böylesi bir dış müdahaleyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Böylesi bir müdahale Suriye'de ne tür sonuçlara yol açar? 

Suriye'de iki yılı aşkın süredir, bir süreç başlatılmış. Ama maalesef Baas rejimi, özellikle de Esad rejimi halkın üzerine çok sert gitti. Bundan ötürü yüz binlerce insan öldürüldü. Şiddet öyle bir aşamaya ulaştı ki; Suriye'de yıkılmadık hiçbir kent kalmadı. Her ne kadar muhalif güçler silahlı yöntemlerde ısrarcı olduysa da rejimin vahşiliği de gözler önündedir. İlk başta bu şiddetin ve vahşetin önü alınabilmeliydi. Bu sorunu sadece kimyasal silahların kullanımıyla sınırlı bırakırsak bu tek başına yetmez. Çünkü kimyasal silahların kullanımının suçu biliniyor, insanlığa karşı işlenmiş bir suç. Yapan her kim olursa olsun uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekir. Hala inceleme heyeti raporunu vermiş olmasa da var olan işaretlerin hepsi rejimi gösteriyor. Ama ondan da öte Suriye'de artık halkın yok edilmesi politikası yürütülüyor. İnsanlar öldürülüyor. Ama müdahalenin yöntemi önemli. İmkan olsaydı siyasi, diplomatik görüşmeler yapılsaydı, özellikle de Cenevre 2 toplantısı yapılabilseydi bu iyi bir adım olacaktı.

'Batılı güçler Suriye'de rejimi yıkmak istemiyorlar' 

Ama görünen öyle ki, uluslararası güçler de Suriye'de yaşanan trajediyi sonlandırmak istemiyorlar. Suriye öyle olmuş ki, artık savaş sadece Suriye halkıyla rejim arasındaki savaş olmaktan çıkmış. Kontrol her ikisinin de elinden çıkmış. Savaş öyle bir aşamaya ulaşmış ki, uluslararası güçler Suriye içinde kendi savaşlarını yürütüyorlar. Kendi aralarındaki çelişkileri Suriye'de netleştirmek istiyorlar. Şimdi ABD 'Suriye'ye silahlı müdahalede bulunacağım' diyor, ama ben ABD'nin rejimi yıkmayı istediği inancında değilim. 

* Neden? 

Çünkü birincisi hala alternatif yönetim bulunabilmiş değil. İkincisi, ABD ile Rusya arasında farklı hesaplar var, ama maalesef bu hesaplara Suriye halkı kurban ediliyor. Bir diğer nedense, Suriye rejimi üzerinde baskı kurup, kayıtsız şartsız bir şekilde Cenevre 2 toplantısına katılması sağlanmak isteniyor. Çünkü bu toplantıdan bahsedildiğinde rejim de şart koşuyordu, muhalifler de. Bu yüzden de iki aydır Cenevre 2 toplantısı gündemde olmasına rağmen hala yapılabilmiş değil. Biz kendimiz askeri bir müdahaleden yana değiliz. Daha çok uluslararası alanda da kabul görecek bir şekilde siyasal yöntemlerle bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Ama görünen o ki, rejim de demek kalın kafalıca yaklaşıyor, siyasi çözüme gelmiyor. Muhalefet de aynı şekilde. Muhalefetin içinde de Cenevre toplantısına ilişkin farklı düşünceler var. Hatta bazıları bu toplantıyı hiç kabul etmiyor. Son dönemlerde muhalif güçlerden bazıları Cenevre toplantısını kabul etmeye başladı, ama bu da uluslararası güçlerin rejimin muhaliflerin üzerine gitmesine fırsat vermesinden ötürü sağlandı. Muhaliflerin silahlı güçleri birçok şehirde ilerlemişlerdi. Rejime fırsat verilince, rejim onlara sert darbeler vurdu ve onları zayıflattı. Yani Suriye öyle olmuş ki, uluslararası güçlerin kendi siyasetini yürüttüğü bir alan haline gelmiş. Suriye halkını da kendi siyasetlerine kurban ediyorlar. 

* Şam'da kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor. BM heyeti raporunu hala açıklamış değil ama kullanıldığı kesin gibi görünüyor. Sizce bu silahları kim kullanmış olabilir? Rejim böylesi bir çılgınlığa girişmeye cesaret edebilir mi? 

Kimyasal silahların kimlerin elinde olduğuna dair bizim de elimizde herhangi bir kanıt yok. Fakat duyduğumuz kadarıyla rejimin elinde olabilir. Muhalefette daha öncede yaptıkları açıklamalarda 'kimyasal silah bulunan bazı yerlere el koyduk' demişlerdi. Eğer bu sözler doğruysa demek ki muhalefetin elinde de var. Hatta bu konuda duyduğumuz bazı söylentiler var, bunların ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. 'Muhaliflerin ellerindeki kimyasal silahlardan birini bir yere bırakmışlar, rejim o bölgeyi bombaladığı sırada bu da isabet almış ve patlamış' şeklinde deniliyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Ama sonuçta demek ki Suriye'de kimyasal silahlar var. Rejim mi, muhaliflerin mi elinde olduğu sorun değil, ama patladı ve bin 2 yüz civarında insan yaşamını yitirdi. Bir bölge yıkıldı. Bu insanlığa karşı büyük bir suçtur. 

'Kürt bölgesi saldırı alanlarının dışında kalmalı'

* Bir dış müdahale olursa siz Kürtler olarak, TEV-DEM olarak nasıl bir tutum takınacaksınız? 

Biz birçok güce de dedik, eğer bir müdahale olacaksa da bunun askeri merkezlere yönelik olması gerekir. Sivil alanların hedeflenmemesi gerekir. Eğer böyle olursa Kürt bölgeleri bu saldırıların hedefi olmazlar. Kürt bölgesinde rejimin karargahları yok. Sadece Qamışlo havaalanında varlar. Diğer yerlerin hepsi rejimden kurtarılmış. Eğer bu güçler rejimi zayıflatmak istiyorlarsa rejimin ana karargâhı neresiyse oraya vurmaları gerekir. Plan böyleyse eğer o zaman Kürt bölgesi bu saldırıların kapsam sahasına girmiyor demektir. 

* Suriye'de sorunların barışçıl siyasal yöntemlerle çözülebilmesi için Cenevre 2 toplantısı planlanıyordu. Bu toplantı da birkaç sefer ertelendi ve en son önümüzdeki günlerde yapılması gerekiyor. Ama bu ay içinde yapılacağına dair hala hiçbir işaret yok. Üstelik son dönemlerde bir de askeri müdahale söylemleri artmaya başladı. Cenevre 2 toplantısı yapılacak mı? Belli bir tarihi var mı? 

O toplantının zaten amacı Suriye sorunlarının hepsinin masada tartışılması ve orta bir çözüm yolunun bulunmasıydı. Bu da her seferinde geciktirildi. Muhalifler derli toplu değildi, bazıları "katılacağız" diyordu bazıları karşı çıkıyordu. Bazıları rejim katılmasın diye şart koşuyordu. Bundan dolayı da toplantı gerçekleştirilemiyordu. Bir diğer husus da Kürtlerin bu toplantıya nasıl katılacaklarına ilişkindi. Biz Suriye'de biz demokratik bir muhalefetiz, biz de varız ve bir güç sahibiyiz dedik. Suriye'nin sorunları bir toplantıda tartışılacaksa, ama Kürtler içinde yoksa bu Suriye'nin demokratik olmayacağı anlamına gelir ve Suriye'nin sorunlarının çözülemeyeceği anlamına gelir. Bu sorun üzerinde durumlar da bu durumu biliyor. Bundan dolayı Kürtleri katmak zorundalar. 

* Suriye'ye bir askeri müdahale Cenevre 2 toplantısının kaderini nasıl etkiler? 

ABD şimdiye kadar kendisi için 20 civarında hedef belirlemiş. Onları vurduktan sonra duracaklar. Saldırılar Saddam'a yaptıkları gibi devam etmeyecek. Saddam'a vurduklarında yıkana kadar durmadılar. Bu sefer Kuveyt savaşına benzer bir şey yapacağa benziyorlar. Körfez savaşı sırasında Saddam'ı vurdular, Saddam'ın ordusu biraz güçten düşünce durdular. Devam etselerdi Saddam rejimi yıkılacaktı. Ama devam etmediler. Bu sefer de büyük ihtimalle öyle yapacaklar. Vuracaklar, ardından duracaklar. Suriye rejimi batılı güçlerin şartlarını kabul edene kadar vuracaklar. Ardından duracaklar ve Cenevre görüşmelerine başlayacaklar. Yoksa Irak'ta yapıldığı gibi ABD'nin askerlerini Suriye'ye sokacağını sanmıyoruz. Siyasette her ne kadar planlar geniş kapsamlı olsa da biz ona ihtimal vermiyoruz, daha çok birinci ihtimal üzerinde duruyoruz. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum