Kürtçeyi operayla buluşturan sopranonun hikayesi

Kürtçeyi operayla buluşturan sopranonun hikayesi

Akademi ve konservatuvarlarda eğitimini sürdüren Mardinli Pervin Çakar'ın Kürtçeyi operayla buluşturan hikayesi...

Adı Pervin Çakar, aslen Mardinli. Türkiye’de yeni yeni tanınmaya başlasa da uluslararası üne sahip bir soprano. İlk müzik eğitimini Ankara’da alan Çakar, menajerinin sesini keşfetmesinin ardından İtalya’nın yolunu tuttu. Burada akademi ve konservatuvarlarda eğitimini sürdüren Çakar, sahne almaya başladı. Çakar sanat dünyasında kısa sürede adını duyurdu.

Tahir Elçi Vakfı’nın danışma kurulu toplantısı için Diyarbakır’a gelen Çakar, VOA Türkçe’ye konuştu. Çakar aldığı ödülleri şöyle sıraladı; ”Türkiye’den iki önemli ödül aldım. Bunlardan bir tanesi Semiha Berksoy Vakfı’nın vermiş olduğu ‘En iyi kadın sesi ödülü’, An Dante müzik dergisi tarafından, 2013 yılında Türkiye’nin en iyi kadın sesi ödülü verilmişti bana. İstanbul’da Leyla Gencer Opera yarışmasında üçüncü olmuştum. Bunlar çok önemli çünkü Dünya çapında yarışmalar. Fransa’da aynı şekilde bana ödül verildi. Akademi Disk Lirik diye bir akademi var. Bu akademi bana bir ödül verdi.”

1-20190414235038.jpg

Çakar son yılarda ise Kürtçe şarkıları operayla buluşturmaya başladı. Kürtlerin, Kürtçe eserler sayesinde operayla yakınlaştığını söyleyen Çakar, Kürtçenin birçok lehçesindeki eserleri operaya kazandırmayı hedefliyor. Çakar, “Ben Kürtçe söyleyemiyordum zaten opera bizim halkımıza yabancı bir sanat dalı. Bu sanat dalında bestelenmiş herhangi bir Kürtçe eser yok. Benim amacım Kürtçe geleneksel şarkılarımızı alıp opera tekniğini uyarlayarak, halkımıza biraz daha yakın olmak da amacım. Son yıllarda yaptığım bir iş. Sadece Kürtçe şarkılarımızı uyarlamak istedim. Bu şekilde halkımıza ulaşabileceğini düşündüm. Bütün eserler operaya uymayabiliyor, onları kendim seçiyorum. Zazaca özellikle operaya çok uygun şimdi Soranice üzerinde çalışıyorum. O anlamda da bir şeyler yapmak istiyorum. Opera bize uzak bir sanat dalı olabilir ama birçok insanın beni dinleyerek bu sanata yaklaştığını görüyorum. Mesela çok mesaj alıyorum, ‘Operayı sevmezdik, sizinle sevmeye başladık, sizinle anlamaya başladık, araştırmaya anlamaya çalışıyoruz’ diye. Kendi anadilinde bir insanın söylemesi daha farklı oluyor. Ben İtalyanca ya da Almanca söylediğimde insanların tepkileri biraz daha az, Kürtçe söylediğim zaman daha fazla ve güzel tepkiler alıyorum. Belki anadilden kaynaklanıyor, belki bulunduğumuz coğrafyanın müziklerinden kaynaklanıyor” dedi.

2-890.jpg

Çakar’ın hayali Kürt efsanesi Mem u Zin’i operaya uyarlamak. Bunun için 13 yıldır çalışan Çakar, henüz sonuca ulaşamadı. Yeterince tanınmamasını duruşuna bağlayan Çakar, “Tanınmamam belki de medyadan kaynaklanıyor ya da benim kendi duruşumdan kaynaklanıyor olabilir diye düşünüyorum. Herhangi bir siyasi duruşum olmadığı, evrensel olduğum için, ben buna bağlıyorum. Daha çok sanatla, kültürle ilgilendiğim için. Diğer konuları o işleri bilen insanlara bırakıyorum. Hayal ettiğim projelerim var. Mesela bir Mem u Zin gibi güzel bir efsanemiz var. Neden bu destan bestelenip, operaya uyarlanmasın? Sahnelenmesi için 13 yıldır çalışıyorum. Şu anda hala elimizde somut bir şey yok. Bu iş ekonomik anlamda büyük bir proje, onun için sponsor lazım, büyük sponsorlar lazım. Şartların elverişli olması gerekiyor. Belki onun için biraz daha zaman var, olması için önüne geleni yapacağım” diye konuştu.

Çakar’ın hayali Diyarbakır, Mardin, Van, Tunceli gibi kentlerde konser vermek. Çakar, uygun salon ve enstrümanların olmaması nedeniyle buralarda konser veremiyor. (Amerikanın Sesi - Mahmut Bozarslan)

3-586.jpg

4-316.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.