Kürt Enstitüsü’nün izinde

Kürt Enstitüsü’nün izinde

Kürt Araştırmalar Derneği’nin Eşbaşkanı Eyüp Subaşı, enstitünün Kürt tarihinde önemli bir konuma sahip olduğunu vurguladı.

Kürt dili ve kültürünün korunması ve geliştirilmesi amacıyla 18 Nisan 1992’de İstanbul’da açılan İstanbul Kürt Enstitüsü’nün (Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê) kurulmasına, Musa Anter (Apê Musa), Feqî Hüseyin Sağnıç, İsmail Beşikçi, Abdurrahman Dürre, İbrahim Gürbüz, Cemşîd Bender, Süleyman İnanoğlu, Yaşar Kaya gibi isimler öncülük etmişti. 31 Aralık 2016’da çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapasına kilit vurulan enstitü, kapatılmasaydı bugün 28’inci yılını kutlayacaktı.

Sözlü ve yazılı alandaki çalışmalarla Kürt dil ve kültürünün korunup geliştirilmesinde önemli katkılar saylayan enstitü, üstlendiği misyon nedeniyle hemen her dönem hedefe konuldu. Enstitünün mimarlarından Musa Anter, 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe Mahallesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi. 

Saldırılara rağmen çalışmalarını sürdüren enstitü, Kürt dili ve kültürü konusunda adeta laboratuvar görevi gördü. KHK ile kapatılan enstitünün üstlendiği bu misyonu, şimdilerde onun izini takip eden Kürt Araştırmalar Derneği (Komeleya Lêkolînên Kurdî) üstlendi. Kürt Araştırmalar Derneği Eşbaşkanı Eyüp Subaşı, kapatılan enstitünün Kürt aydınları tarafından faili meçhul cinayetlerin yoğunca yaşandığı bir dönemde kurulduğunu hatırlattı.

KÜRTÇENİN ZENGİNLİKLERİ

Enstitü’nün kurulduğu ilk günlerden itibaren çeşitli saldırılara maruz kaldığını dile getiren Subaşı, Musa Anter’in Enstitü’nün kurulmasından aylar sonra katledilmesinin bunun en bariz örneği olduğunu dile getirdi. Enstitü’nün Kürt tarihi için önemine dikkat çeken Subaşı, “Enstitü, Kürt tarihi için özel bir konuma sahip. Bu konuma yaptığı araştırmalarla sahip oldu. Yaptığı çalışmalarla Kürtçenin diğer dillerden eksik bir tarafının olmadığı ortaya koydu. Kürtçenin yok edilmeye çalışılan zenginliklerini yeniden gün yüzüne çıkardı. Kürtçe dili üzerine çalışmalar yapmak isteyenler için Kürdistan’ın dört parçası için sözlükler yayınladı. Yine Kürtçe öğrenmek ve geliştirmek isteyenler bu çalışmalardan faydalanıyorlar. Enstitü, bu nedenle Kürtçe dilinin gelişiminde önemli bir yerde duruyor” diye konuştu. 

Tüm baskılara rağmen Enstitü’nün çalışmalarına ara vermeden devam ettiğini kaydeden Subaşı, bugün Kürt Araştırmalar Derneği olarak Anter ve Kürt aydınlarından devraldıkları bu mirasa sahip çıktıklarını ifade etti.

VARLIĞINI SÜRDÜRECEK

Enstitü için “Belki kapatılmış olabilir ama her daim varlığını sürdürecek” diyen Şubaşı, şöyle devam etti: “Enstitüyü bu güne taşıyan Kürt halkının mücadelesi oldu. Bu mücadele de hiçbir zaman sona ermeyecektir. Çünkü Kürtçe dilline ve mücadelesinde yer alan Kürtler, bu mücadeleden vazgeçmemiştir. Tersine günden güne mücadelelerini büyüterek sürdürmüştür. Bizler de bu mirası büyütüp, bizden sonra geleceklere bırakmak istiyoruz.” 

ONLİNE KURSLARA KATILIM 

Dernek olarak daha önce başlattıkları Kürtçe kursları koronavirüs salgınından dolayı internet üzerinden online olarak sürdürdüklerini belirten Şubaşı, bu derslere Yeni Zelanda’dan Amerika’ya, Polonya’dan Fransa’ya kadar dünyanın her yerinden katılım olduğunu paylaştı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum