Kandırılmış Kürtler

Kandırılmış Kürtler

Anadolu Halkları Septisist (şüphecilik) algısına kapılmadan ortaklık bilincine inanıp, inandıklarını, mücadeleleri ve ölümleri ile kanıtlamışlardır.

Ortak vatanda, ortak devlet ve ortak yaşamı geliştirme perspektifini temellendirmek amacıyla; kardeş haklarız, et - tırnak olmuş, kız alıp - kız vermiş ve beraber savaşıp ölmüşüz. Bugün ırz, namus, şeref, toprak, inanca ... kast eden gayri müslim düşmanları def edelim ve topraklarımızda ortak bir yaşamı kuralım.

Anadolu Halkları Septisist (şüphecilik) algısına kapılmadan ortaklık bilincine inanıp, inandıklarını, mücadeleleri ve ölümleri ile kanıtlamışlardır. 

1914 - 1915 yıllarında Birinci Dünya Paylaşım savaşından itibaren "savaştı, öldü, öldürdü" döngüsüne aldırış etmeyen Anadolu Halkları, cepheden cepheye adeta ölümle dans ederek koşuşturdular. 1923 yılında Lozan Barış Konferansının yapılacağı dem'e kadar mücadeleyi aksatmamış ve savasmaktan haz alırcasına geri durmamışlardır. 

Lozan Konferansına katılan devletler, Ulus- Devlet bilinci ile devlet kurmuş ve sınırları çizmiştir. Lozan Konferansından çıkan sonuçların anlaşılması çok manidardır.

Bu sonuçlar;

"* Sınırların belirlenmesinde karar veren ülkeler, hegemonik güç dengesini günümüzde de korumaktadır.

* Osmanlı İmparatorluğu sona erdi. Ulus - Devlet perspektifinde Yeni Türk devleti kuruldu ve uluslararası arenada tanındı.

* Lozan en Ahlaki kıyağını Kürtleri dört parçaya bölerek yaptı"

halen devam eden günümüzde de geçerliliği yadsınamayacak olan Lozan maddeleridir.

Hegemon Güçlerce karakol görevi üstlendirilen Yeni Türk Devletinin ayakta kalması için  İnkılaplar geliştirildi. İnkılapların temel kaynağı Ulus - Devlet rahminde yetişen Tekcilik (tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek dil...) ve soykırım (fiziki, kültürel, ekonomik...) pardigmalarıydı.

Partnerlik sürecini yüzlerce, binlerce ve on binlerce soydaşını cephelerde bırakarak görevini layıkı ile yerine getiren Kürtler (sus kimse duymasın böyle bir ırk yok, seni de asarız) Yeni Türk ulusundan beklediğini bulamaz, aksine ırkı, dili, inancı, örf - adeti, gelenek- göreneğini yok sayar,

Kûro Lawo bu yanlıştır; dilimiz, kültürümüz, adetlerimiz ve biz varız diyenlerin sonu hep işkence, hapis ve  katliam oldu. Ortak vatan müdafaası için çarpışan, öldüren ve ölen Kardeş Kürt halkına bu zulüm reva görülmekte ve günümüzde de devam etmektedir.

Pragmatist davranmayan 1071 ile kardeşliği gelişen Türk ve Kürt halkları düşman saflara iten sebeb neydi?

Kürt halkının ortak vatan'da dilini ve  kültürünü yaşamak için cepheden cepheye koşmasının sonu yasaklanan yaşam tarzı kime yarar sağladı?

Kandırmak, kandırmak ve kandırmak stratejisi kapsamı dışına çıkmayan Türk Ulusunun değişim göstermesi ve farklı dil, mezhep ve kültürü kabul edip üstün ırk bilinci ile yaratılan tarihi saman altına itmelidir ki halklar birlikte yaşamayı amaç edinsinler.

Erdal Sait Gökçe / Kamu Yönetimi Ögrencisi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.