Kadınların kaygılarını Meclis'e sunacak

Kadınların kaygılarını Meclis'e sunacak

İstanbul Barış İçin Kadın Girişimi üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman, Diyarbakırlı kadınların yeni süreçteki beklenti ve kaygılarını raporlaştırarak Meclis'e sunacaklarını belirtti.

DİYARBAKIR - Mayıs 2009'da kurulan Barış İçin Kadın Girişimi, Diyarbakır ve Lice'de Kürt kadınları ile biraraya geldi. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'a gelerek Diyarbakırlı kadınlarla PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın başlattığı yeni sürece ilişkin görüşmeler yapan, kadınların süreçle ilgili beklenti ve kaygılarını dinleyen İstanbul Barış İçin Kadın Girişimi üyelerinden Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman, buluşmadaki gözlemlerini DİHA'ya anlattı.

İstanbul Barış İçin Kadın Girişimi Temas ve Gözlem Grubu'ndan olan Sirman, Lice'ye ilk defa gittiğini belirterek, Lice'deki askeri varlığın kendisini çok şaşırttığını ifade etti. Lice üzerine daha önce İHD ve CHP raporlarını okuduğunu kaydeden Sirman, yine de buradaki askeri sayısallığın kendisini şaşırttığını belirtti.

Lice'nin küçük bırakılmış, gelişmemiş bir yer olduğunu ve sadece bir kadın kurumunun varlık gösterdiğini söyleyen Sirman, "Daha evvel Dersim'e de gittik. Oradaki kadınlarla da konuştuk. Beni burada da etkileyen kadınların muazzam bir öfkesi var. Fakat bu öyle bastırılmış bir öfke ki, çünkü kadınlar barışa inanıyorlar, barış olması gerektiğine inanıyorlar. Fakat şu anda yürüyen süreçteki barışa inanmadıklarını söylüyorlar. Çünkü bu barışın etraflarında, kendi yaşadıkları çevrede bir barış izine rastlamadıklarını söylüyorlar" dedi. Artan asker varlık, yol çevirmeleri gibi olayların, kadınların barışa inanmamalarına yol açtığını kaydeden Sirman, yeni karakol ve kalekol yapımlarının kadınların barışa olan inançlarını zedelediğini belirtti.


'Bu şiddet insanların hayatlarının içine kadar girmiş'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tarihi Diyarbakır Newroz'undaki, mesajın ardından ateşkes ilan edilmesi ile birlikte yaşanan çatışmasızlık sürecinde kadınların ölümlerin yaşanmaması nedeniyle çok memnun olduklarını söyleyen Sirman, şunları dile getirdi: "Kadınlar cenazeler gelmiyor diye çok memnunlar. Bu yüzden on yıllardır yaşanan ölümlere duyulan öfkeyi kontrol edip tutuyorlar. Çünkü bu cenazelerin gelmemesi onlar için çok önemli." Kadınlarda gördüğü iki şeyin kendisini çok etkilediğini söyleyen Sirman, "Birinci olarak kadınlar, iki de bir 'ciğerimiz yanıyor' deyip, bunun üzerine konuşuyorlar. İkincisi olarak Lice Kayacık köyünde bir karakol var. Köyün tepesinde bir karakol, nerdeyse köyün içinde. Ve o karakolun hemen yanında üçüncü bir karakol mu yapıyorlar? Yoksa ek binası mı anlamadım? İnsanlara bunları nasıl meşru kıldıklarını bilmiyorum? Neye göre bunu yaptıklarını bilmiyorum?" diy sordu. Köyün, dağ denmeyecek kadar küçük, tepe denmeyecek kadar da büyük bir yamaçta olduğunu kaydeden Sirman, "Dolayısıyla köy sürekli dikey bir vaziyette. Köyde düz alan yok. Tek düz alan bu karakolun olduğu yer ve çocuklar bu karakolun önünde futbol oynuyorlar. Kaleler var orda, yani o çocukların futbol oynadığı yerde bu çocuklara ateş ediyorlar ve öldürüyorlar. Bu şiddet, bu hırsla insanların hayatlarının içine kadar girmişler. Beni en çok bu etkiledi" diye belirtti. 

'İnsanların gündelik hayatlarına hiç beklemedikleri şeyleri yaşıyorlar'

Lice'deki temaslarında yolda iki kadınla karşılaştıklarını ve kadınların evlerinin karakolun yanındaki futbol sahasına yakın olduğunu söyleyen Sirman, kadınların karakol protestosunda yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: "Kadınlar karakol protestosunu anlatırken, diyorlardı ki, 'biz de gittik çünkü orda bir şeyler oluyordu. Biz de görmeye gittik ve sonra askerler ateş etmeye başladı' diyorlar. Kadın, 'Benim canım titriyordu' diyordu. Kadının kullandığı bu kelimeden çok etkilendim. Çünkü gündelik normal yaşadıkları bir gün de hiç beklemedikleri bir anda başlarına felaket geldi. Orada bir çocuk ölüyor. Başka bir çocuk yaralı şu anda yoğum bakımda. Bir kadının çocuklarıyla gitmiş. Kadının küçük bebeğini de gördük. Ancak bir yaşına yeni gelmiş bir bebeği var. Bebeğiyle karakolun önüne gidiyor. Ve kurşun kadının bir göğsünden giriyor arkasından çıkıyor. Oda yaralanıyor. Kadının evine gittik. Kadın sağlam ancak kadın sağ kolunu kesinlikle kıpırdatamıyor. Yani bütün bunlar buralarda hiç kimsenin bu barışa kolay kolay inanmamasına yol açıyor." 

'Barış görüşmelerinde kadınların yaşadıkları tazmin edilsin'

Konuştukları her kadının süreç konusunda güvence istediğini kaydeden Sirman, "Tank, top, tüfek, asker, ağır silahlar bunlar kadınların bu barış sürecine inanmamalarına yol açıyor" dedi. 3-4 yıldır savaşta kadınların ne yaşadığını araştıran bir ekip olduklarını belirten Sirman, "Biz savaşta kadınların neler yaşadığını gördükten sonra barış sürecinde de kadınların kendilerine özgü talepleri olacağını düşünüyoruz. Çünkü kadınlar savaşı erkeklerden farklı yaşamışlar, bunları gördük. Bizim derdimiz, kadınların talepleri, neler yaşadıklarını öğrenmek, bunu görünür kılmak, hakkında rapor yazmak, kamuoyuna mal etmek" diye belirtti. "Bu barış görüşmelerinde, kadınların yaşadıkları da bir şekilde tazmin edilsin" diyen Sirman, "Taciz ve tecavüzlerden tutun, zorunlu göçlere, gündelik hayata kadar, kapımın önünden geçen askerlerden 'ben bıktım' diyen kadınlara kadar uzanan bir yelpazesi var" diye konuştu. 

'Bu korkunun giderilmesi barışa olan inancı mümkün kılar'

Kadınlarda gözlemlediği bir diğer konunun annelik konusu olduğunu belirten Sirman, şunları aktardı: "Kadının yaşadığı anneliğin nasıl değiştiğini gördük. Kendilerini sadece kendi çocuklarının annesi olarak görmüyorlar. Dağdaki bütün çocukları, kendi çocukları olarak görüyorlar. Bir tanesi diyor ki; benim 2 şehidim var, diğer 8 şehidim var, 7'si hapishanede. Bunları görüp duyduktan sonra insan barışı en çok bu halkın istediğini anlıyor. Ama gerçek barışı da istediklerini anlıyor." Kadınlarda bir de korku gördüklerini kaydeden Sirman, "Çok ciddi bir de korku gördüm kadınlarda. Bu korkunun giderilmesi barışa olan inancı mümkün kılar" dedi. 

Tüm bu gözlemlerini kamuoyuna duyurmak, raporlar hazırlamak istediklerini ve bu raporu Meclis'e sunacaklarını söyleyen Sirman, "Raporların Türkiye'de ciddiye alınmasını istiyoruz. Bizler bağımsız bir ekip olarak buralarda dolaşıyor ve anlamaya çalışıyoruz. Ve burada halkın neler yaşamış olduğunu görüp, bu barışı onların ne kadar çok istediklerine kani olmuş bir şekilde gidiyoruz" dedi. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.