İzmirli Kadınlar: Eylül ve Leyla son olsun

İzmirli Kadınlar: Eylül ve Leyla son olsun

İzmir Kadın Platformu çocuklara yönelik saldırıları protesto etti. Yetkilileri göreve çağırdı.

İzmir Kadın Platformu, kaybolduktan sonra cansız bedenleri bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara ile 4 yaşındaki Leyla Aydemir için basın açıklaması yaptı.

Saat 19.00 da, Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Alsancak ÖSYM binası önünde gerçekleşen basın açıklamasına yaklaşık 200 kişi, katıldı. Eylemciler “Eylül ve Leyla son olsun” ve “Çocuklarımızı yaşatmak için ses çıkarıyoruz!” sloganları attı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Mor Dayanışma üyesi Juliana Gözen, son dönemde çocuklara yönelik cinsel saldırıların artmasının kader ya da münferit olaylar olmadığını belirtti. Gözen, şöyle dedi:
“Bir hafta içerisinde önce Eylül’den sonra Leyla’dan acı haber aldık. Çocuklarımızın hayatları, devlet tarafından korunmadığı için çalınıyor. Yaşananlar bilinçlice toplumsal yaşamın çocuk, kadın ve doğa düşmanlığını arttıran yasalar ve politikalar tarafından kuşatılması, kadın ve çocuk düşmanı söylem ve uygulamaların her gün karşımıza çıkartılması ile adım adım örülmektedir.”

’16 ÜLKENİN NÜFUSUNDAN DAHA FAZLA’

AK Parti iktidarının çocukların istismara uğradığı şartları ortadan kaldırmak yerine hadım gibi insan haklarına aykırı  çözümler ortaya atarak toplumda açığa çıkan öfkeyi gerçek sorumlu ve sebeplerden uzaklaştırmaya çalıştığını öne süren Gözen, şunları söyledi:
“Türkiye’de 8 yılda 104 bin 531 çocuk kaybolmuş. Evet, bu sayı 16 ülkenin nüfusundan daha fazla. Kayıp çocuklar için, çocuk istismarını durdurmak için, çocukların uğradıkları ayrımcılıklar için yıllardır kıllarını kıpırdatmayanlar, çocuk istismarının araştırılması önergesini TBMM’de reddedenler, Eylül, Leyla ve daha nice çocuğun ölümünden sorumludur.”

‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER HAYATA GEÇİRİLMELİ’

Çocuk istismarını normalleştirmeye çalışanlara, çocukların hayatlarını çalanlara seslendiklerini belirten Gözen, şöyle devam etti: “Anayasanın 41/2 maddesi ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası çocuk hakları sözleşmeleri gereğince, devletin öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır. Bu doğrultuda, evrensel tüm haklarımız korunmalı, İstanbul Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi uygulanmalıdır. Bakanların koordinasyonunda hazırlanan Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi uygulanmalıdır. Failleri korumaya çalışan uygulamalara, cezasızlığa son verilmeli, indirimler uygulanmamalıdır.

‘HASTALIK YA DA SAPKINLIK DEĞİL TOPLUMSAL BİR SORUN’

Gözen, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çocuğa yönelik cinsel istismar, hastalık veya bireysel bir sapkınlık değildir. Sorun toplumsaldır! Çocuk istismarı, toplumdaki erkek egemen uygulamaların sebep olduğu ve meşrulaştırdığı bir şiddet suçudur. Çocuklar, üzerinde tahakküm kurulabilecek nesneler değil, hal ve özgürlük sahibi bireylerdir. Çocuklar için etkili, kolay ulaşılabilir, hak temelli ve güvenilir başvuru mekanizmaları oluşturulmalıdır.18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Tüm yasalar buna göre düzenlenmelidir. 16 yaşında hakim izni ile, 17 yaşında veli onayı ile evlenmeye izin veren Medeni Kanun düzenlemesi derhal kaldırılmalıdır! Çocukların, özellikle de kız çocuklarının eğitim dışında kalmasına sebep olan 4+4+4 gibi uygulamalara son verilmelidir. Çocuk haklarını esas alan politikalar geliştirilmeli, çocuklar ve kadınlar için iki ayrı bakanlık kurulmalıdır.’’

Alsancak ÖSYM önünde başlayıp Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde biten yürüyüş sonrası eylem sona erdi. (DUVAR)

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.