İzmir Barosu: Gerekçedeki 706 seçmen kararda yok

İzmir Barosu: Gerekçedeki 706 seçmen kararda yok

İzmir Barosu, YSK'nin İstanbul kararında yer almayan unsurun gerekçede yer aldığına dikkat çekti.

İzmir Barosu, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline dair verdiği kararın gerekçesini eleştirirken, adilliğin sorgulanmasını engellemek için söz kalabalığı yapıldığını savundu. Baronun açıklamasında, iptal nedeni sayılmayacak unsurlarla iptal kararı verildiği anlatıldı.

“Söz konusu YSK kararının 250 sayfadan oluştuğu görülmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki, hiçbir çağdaş hukuk devleti yargı organında benzerine rastlanmayan bu söz kalabalığının esas nedeni, gerekçeli kararı, yine bu kararın adilliğini sorgulayacak esas merci olan yurttaşların bilgisinden kaçırmak isteğidir” denilen açıklamadaki eleştiriler özetle şöyle:

  • YSK verdiği kararla, tam kanunsuzluk halini esas alarak, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmamaları nedeniyle seçimi iptal ettiğini bildirmektedir. Söz konusu gerekçe, hukuki dayanaktan yoksundur. Zira tam kanunsuzluk halinin oluşması için seçmen iradesinin sakatlanması gerekmektedir. Oysa seçim kurullarının yaptığı bir hatadan dolayı, bunda hiçbir kabahati olmayan seçmenlerin oylarını yok saymak, hukuken kabul edilemez.
  • Öte yandan karşı oylarda açıkça belirtildiği gibi, 754 sandık kurulu üyesinin kamu görevlisi olmadığı gerekçesi ile açıklanan bu karar, söz konusu sandıkların 750’sinde iktidar partisi AKP görevlileri/temsilcilerinin de bulunduğu halde ve bahse konu 754 sandığın hiçbirinde tutanaklara itiraz edilmemiş olmasına rağmen verilmiştir. Dolayısıyla, sandıklarda kamu görevlisi bulunmaması, oy kullanan yurttaşların hatası olmadığı gibi, bu hatadan kaynaklanan bir nedenle seçmen iradesi de zarar görmüş değildir. Önceden belirlenmiş YSK içtihatlarına göre de, kamu görevlisi olmayan kurul üyelerinin sandıklarda görev alması, tek başına seçimin iptal nedeni sayılamaz.
  • Bu nedenle, YSK kararını hukuka uygun olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bu durumun farkında olan YSK çoğunluk üyeleri, birtakım başka ve yeni gerekçelerle verdikleri kısa kararın dışına çıkmışlardır. Gerekçeli kararda, 601 seçmenin kısıtlı oldukları halde oy kullandıkları, ayrıca 99 tutuklu ve hükümlü ile ölü 6 kişinin yerine oy kullanıldığının tespit edildiği belirtilmiştir. Söz konusu 706 kişinin durumu, YSK’nin iptal kararına gerekçe yapılmak istenmektedir. Ancak karşı oy yazılarında açıklandığı üzere, bu konu seçim iptal gerekçesi olarak 16 gün önce verilen kısa kararda kendine yer bulmamıştır. Dolayısıyla, kesin hüküm niteliğinde olan kısa kararı aşarak yazılan bu gerekçeler, hiçbir surette hukuki değildir ve verdikleri kararın hukuksuz olduğunu bilen çoğunluk üyelerinin minareye kılıf uydurma çabasının tezahürüdür. Karara, karşı oy veren üye Cengiz Topaktaş da, bu duruma işaret ederek yazdığı karşı oy yazısında “Çoğunluk görüşü olarak, sayım döküm cetvelleri ve tutanaklardaki usulsüzlüklerin de bir iptal sebebi olduğu belirtilerek gerekçeli karar oluşturulmuş ise de; yapılan müzakereler sırasında bu durum bir iptal sebebi olarak belirlenmemiş olup, bu nedenle de kısa karara seçimin iptal sebebi olarak sadece sandık kurullarının kurulmasındaki usulsüzlükler derç edilmiştir. İptal sebebi olarak belirlenmediği kısa karardan da anlaşılan bir konuda, karşı oy gerekçesi yazmaya gerek görülmemiştir” açıklamasında bulunmuştur.
  • YSK’nin kısa kararında sandık kurullarının kuruluşu ile ilgili gerekçelendirme yapılmasından sonra bu gerekçenin hukuken geçerli olmadığı bir şekilde anlaşılmış olacak ki, kısa karar aşamasında kurulda üzerinde mutabık kalınmayan birtakım yeni nedenler, gerekçeli karara eklenmiştir.
  • Kısa kararda yer verilmeyen ancak gerekçeli kararda seçimin iptal sebebi olarak gösterilen hususlar, 18 sandıkta sayım döküm cetveli bulunmadığı, 90 sandıkta sayım döküm cetvellerinde sandık kurulu üyelerinin imzasının bulunmadığı, ölen seçmenin yerine 6 kişinin, tutuklu ve hükümlülerin yerine de 99 kişinin oy kullandığı ve 601 kısıtlı seçmenin oy kullandığı başlıklarında toplanmaktadır. Üye Yunus Aykın’ın karşı oy yazısında açıkça ifade ettiği gibi, “YSK’nın 6 Mayıs 2019 tarihinde yapılan toplantısında itiraz eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimin iptali için ileri sürdüğü sebeplerden, sandık kurulu başkanlarının 298 sayılı Kanunun 22. maddesine aykırı olarak belirlendiği ve bu durumun da seçim sonuçlarına müessir olduğu iddiası dışındaki sebepler kabul edilmemiştir. Toplantı dağılmadan hazırlanıp anında açıklanan kısa kararda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin, sandık kurullarının Kanuna aykırı oluşturulduğu ve bunun da seçim sonuçlarına müessir olduğu gerekçesiyle iptal edildiği ilan edilmiştir. Kısa karar, hüküm niteliğinde olup, gerekçeli kararın hükümle uyumlu olması gerekir. Kısa karar kesin hüküm niteliğindedir ve burada değinilmeyen yukarıdaki unsurları, gerekçeli kararda belirtmek hiçbir surette hukuki değildir.

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.