HDP'den Diyarbakır'da miting: Tecrit kaldırılmalı

HDP'den Diyarbakır'da miting: Tecrit kaldırılmalı

Tecride karşı düzenledikleri mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Sevgili Leyla Güven talebi milyonların talebidir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Diyarbakır’da düzenlenen mitingde konuştu.

Miting alanını dolduran on binlerce kişinin alkış ve sloganları arasında sahneye çıkan Buldan’ın açıklamaları şöyle:  

"Amed’ten, Botan’dan Serhat’tan bu meydana gelen, tepkilerini ortaya koymak için bu alana gelen, sevgili Leyla Güven’e selam göndermek için gelen herkese binlerce kez teşekkür ediyorum. Bir kez daha tarihi bir sorumluluk aldınız ve bu meydana geldiniz. Bu meydanda 8 Mart’larda, Newroz’larda toplanan insanlar birlikte halaylar çekmiş, zılgıtlar çekmiş ve Ankara’ya güçlü mesajlar göndermiştir. Bugün burada bir kez daha adalet için, hukuk için, kardeşlik için ve özgürlük için bir araya geldiysek Ankara’nın bu mesajı iyi okuması gerekiyor. Bugün yaşadığımız tecrit başta olmak üzere tüm adaletsizlik ve hukuksuzlukların son bulması için, bu ülkenin toplumsal barışı, özgürlüğü, kardeşliği için bir araya gelmiş insanlar burada. Hiç kimse ama hiç kimse bizlerin bu haklı mücadelesini, bu onurlu mücadelesini yok sayamaz, görmezden gelemez, inkar edemez. Bunun için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum.

hd1-003.jpg

Leyla Güven’e sesimizi duyurduk

Gelirken Diyarbakır Cezaevi önünden geçtik. Sevgili Leyla Güven’e anonslarımızla merhaba dedik. Eminiz ki sesimizi duydu.  Eminiz ki buradaki zılgıtları ve alkışları Leyla Güven ve yoldaşları duyuyor. Bugün sevgili Leyla Güven açlık grevinin 73’üncü gününde. Bu meydandan bir kez daha sevgili Leyla Güven ve yoldaşlarına sevgilerimizi gönderiyoruz. Onların talebi milyonların talebidir; Kürt halkının, kadınların, gençlerin talebidir. Evet, Leyla Güven sıradan bir tutuklu değildir. DTK Eş Başkanıdır, bir kadındır, Leyla Güven Hakkari halkının seçilmiş temsilcisidir. Parlamento 27’nci döneminin tutuklu olan tek milletvekilidir. Başlatmış olduğu bu açlık grevi de öyle görmezden gelinecek bir eylem değildir. Tecridin bir insanlık suçu olduğunu her zaman söyledik. Yıllardır Sayın Öcalan üzerinde başlatılan ve devam eden mutlak tecride karşı bugün cezaevlerinde toplam 239 insan bedenini açlık grevine yatırmıştır. Sevgili Selma Irmak, Sebahat Tuncel, Strazburg’da Dilek Öcalan, Hewlêr Temsilciliğimzden Nasır Yağız ile değişik yerlerde insanlar bedenini açlık grevine yatırdı. Bu grevle birlikte Ankara’ya, bu ülkeyi yönetenlere “Tecridi kabul etmiyoruz tecrit bir an önce kaldırılmalıdır” mesajı veriyorlar.

Öcalan konuştuğunda bu ülkenin evlatları hayatını kaybetmiyordu

Sevgili halkımız, çok değerli arkadaşlar İmralı Cezaevi aslında başından beri yani yaklaşık 20 yıldır tecrit ile yönetiliyor. Zaman zaman İmralı adasına gidiş gelişler olsa da Sayın Öcalan’ı izole etmeye çalışan, düşüncelerinin halk ile paylaşılmasına izin vermeyen bir tecrit söz konusu. Ancak sadece 2011 ve 2015 yılları arasında İmralı adasında başlayan müzakere görüşmeleri bile bize gösterdi ki; Sayın Öcalan ile görüşmeler yapıldığı zaman bu ülkede insanlar geleceğe umutla ve güvenle bakıyordu. Bu ülkede o dönemde hiç kimsenin canı yanmıyordu, hiç kimse yaşamını yitirmiyordu, hiç kimsenin kapısına cenazeler gitmiyordu. Annelerimiz ağlamıyordu, gençlerimiz toprağa düşmüyordu. İşte bu, Sayın Öcalan’ın başladığı ve bizimle yürüttüğü müzakere süreci ile vardı. Ne zaman o kapı kapandı ve Sayın Öcalan ağırlaştırılmış bir tecrit ile karşı karşıya kaldı işte o zaman bu ülkede her türlü kriz ve kaos yaşanmaya başladı. Ama bizler bu ülkenin yurttaşları olarak hiçbir zaman bu ülkenin çatışmalı süreçler yaşamaması için hep çaba sarf ettik ve bundan sonra da bu çabayı sürdüreceğiz.

hd3-006.jpg

Her şeye rağmen barış ve özgürlük dileklerimizi yineliyoruz

7 Haziran sonrasında HDP’ye, bu ülkenin muhaliflerine, aydınlarına, yazarlarına saldırılar gerçekleştirildi. İnsanlar konuştukları için cezaevlerine gönderildi. Bugün HDP’den binlerce insanın cezaevinde olduğu, sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın cezaevinde olduğu bir dönemde, bu kentin seçilmiş belediye eşbaşkanı sevgili Gültan Kışanak’ın cezaevinde olduğu, tecridin mutlak bir yöntem olduğu bir dönemde biz yine de barış, kardeşlik ve özgürlük dileklerimizi ifade ediyoruz.

Mutlak tecrit sona ermeli: Aile ve avukat görüşleri bir takvime bağlanmalıdır

Sevgili Leyla Güven’in açlık grevinin sona ermesi için mutlaka ama mutlaka tecridin sona ermesi gerekiyor. Geçen hafta İmralı cezaevine gidilmesi tabii ki önemlidir. Ancak bu sadece bir aile görüşüdür ve bu görüşme ile tecrit ortadan kalkmamıştır. Çok geç olmadan avukatların ve ailenin görüşmelerinin bir takvime bağlanması gerekiyor. Buradan bir kez daha Diyarbakır’dan bu meydandan Ankara’ya mesaj veriyoruz: Leyla Güven direnişi onurlu bir direniştir, halkların kardeşliğinin direnişidir. Leyla Güven’in direnişi, barışın, özgürlüğün ve kardeşliğin direnişidir.

Tecrit herkesin sorunu olmalıdır

Sevgili halkımız tecrit sadece bizleri, Kürtleri ilgilendiren bir mesele olmaktan çıkmalıdır. Bugün Türkiye toplumunun da, kendisine insanım diyen herkesin de sorunu olmalıdır. Çünkü yaşananlar sadece Kürtleri ilgilendirmeyecek, Türkiye halklarını ilgilendirecek. Bu ülkedeki demokrasi yanlılarına aydınlara, sanatçılara, barış yanlılarına buradan seslenmek istiyorum: Söyleyecek bir sözünüz mutlaka olmalıdır. Tecridin kaldırılması için, çok geç olmadan bu tecridin kalkması için el ele vermemiz gereken bir sürece girdik.

Bu talep dinlenirse demokratikleşmenin önü açılır

Bu süreçte bu ülkeyi yönetenler Türkiye toplumunun farklı kesimlerinin bu talebini dinlerse eğer demokratikleşmenin önünü açacaktır. Bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız AKP’nin olumsuz tutumundan rahatsızdır. Bizler herkesi yok sayan, her ağzını açanı cezaevine gönderen bir anlayışı asla kabul etmiyoruz. Bunun için Leyla’nın sesine ses, Leyla’nın direnişine güç vermek zorundayız. Leyla’nın çığlığını hepimiz duymak zorundayız. Leyla şahsında direnen tüm arkadaşlarımızın çığlığını duymak zorundayız. Bu bir insanlık görevi ve sorunudur. Bu sorun eğer hepimizi ilgilendiriyorsa eğer hepimizin üzerinde durması, düşünmesi ve çare bulması gereken bir sorun haline gelmişse o zaman Leyla Güven arkadaşımıza mutlaka kulak vermemiz gerekiyor. Ben inanıyorum ki Türkiye halkları tecridin kaldırılmasını birlikte başaracaktır. Bunu başarmak elimizdedir. Mutlaka kazanacağız.

Gittiğiniz her yerde tecridi gündemleştirin

Ben bir kez daha HDP adına bugün buraya ülkenin dört bir yanından gelen insanlarımıza, halkımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Gittiğiniz her yerde tecridi mutlaka gündem yapın. Eğer tecrit kaldırılmazsa Leyla’nın sesine ses verilmezse daha karanlık dönemlerin bizi beklediğini unutmayın. Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Cezaevindeki yoldaşlarımıza Leyla Güven, Selma Irmak’a, Sebahat Tuncel’e, Gültan Kışanak’a, Selahattin Demirtaş’a, Figen Yüksekdağ’a sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Bu gemi mutlaka limana ulaşacaktır. Kazanacağımız günler yakındır. Hepinizin önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum."

Buldan’ın konuşması ardından Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları, milletvekilleri ve HDP’liler sahneye çıkarak halkı selamladı.

hd2-005.jpg

hdp-diyarbakir.jpg

Etiketler : , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum