HDP’den CHP'ye: Yanlış yapma lüksümüz yok

HDP’den CHP'ye: Yanlış yapma lüksümüz yok

HDP'li Ayhan Bilgen, 'Biz adayları belirleriz, HDP de destek vermek zorunda kalır’ böyle bir şey de yok' dedi.

HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Mart 2019'da yapılması planan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

24 Haziran seçimlerinin ardından Olağanüstü Kongre tartışmalarını atlatan CHP'nin ittifak tartışmaşlarını eleştiren Bilgen, “Ana muhalefet kapsayıcı rolünü oynamaktan kaçınırsa bunun faturası ağır olur” uyarısında bulundu. Bilgen, “CHP’ye muhtaç değiliz” diye konuştu. 
 
ARTI TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın hazırlayıp sunduğu Ankara Gündemi programında yerel seçimlere ilişkin ittifak tartışmalarına değinen HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, 'Millet İttifakı'nda HDP’yi devre dışı bırakan CHP’ye, yerel seçimler için “Bu kez yanlış yapma lüksümüz yok” uyarısında bulundu. 

HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen’in yerel seçimlere yönelik değerlendirmeleri şöyle: 

24 HAZİRAN’DAN DERS ÇIKARIN: Burada bir eziklik, kompleks bir utangaçlık ve mahcubiyet içerisinde iktidarın yaptığı salvolara boyun eğip ‘vallahi asla bir araya gelmeyeceğiz, yan yana gözükmeyeceğiz’ demek 24 Haziran sürecinden hiçbir ders çıkartılmamış olduğu anlamına gelir. Daha büyük bir bedel, daha ağır bir tablo, siyasi sonuç ortaya çıkar. Ama tam tersine 24 Haziran öncesinde Millet İttifakı kurulurken ne tartıştılar, ne umdular, hangi sonuca ulaştılar? Ne kadar doğruydu, ne kadar yerindeydi ve ne kadar iyi yönetildi o süreç? Bununla ilgili yüzleşmeyi muhalefet iyi yaparsa eminim ki yerel seçimleri daha sağlıklı, daha iyi yönetmeyi başarırız. 

KILIÇDAROĞLU’NUN İTTİFAK DEĞERLENDİRMESİ: CHP’nin özel bir jesti değil bu. Eğer ana muhalefet ise bu rolü oynamaya talip olmak zorunda. Bu rolü oynamaktan kaçındığı taktirde bu seçimlerin ne zaman yapılırsa yapılsın CHP yönetimi için de topyekun siyaset kurumu için de son derece kötü verilmiş bir sınav olacak ve bedeli, faturası ağır olacak. Topluma da faturası ağır olacak.  Ama burada galiba şöyle bir şey var: Bir taraftan raporlar yayımlanıyor. CHP’nin kaybedeceği illere yönelik son derece yerinde tespitler var. Bir taraftan Genel Başkanın açıklamaları var.  Ama öbür taraftan da korkuya boyun eğmiş ve iktidarın gündem belirlemek için giderek yaptığı salvolara adeta teslim olmuş, ellerini kaldırmış söylemler ve mesajlar da var. Bu bir tercih meselesi. Siyasette bazen süreci iyi yönetmek ama tercih anı geldiğinde doğru tercihi yapmak gerekiyor. 

HDP MİLLET İTTİFAKINDAN DIŞLANDIĞI İÇİN KIRGIN MI?: Siyaseti kişisel hırslarınızla yapıyorsanız intikam alabilirsiniz. Ama böyle bir hakkı böyle bir lüksü hiçbir siyasetçinin olamaz. İki yanlıştan bir doğru olmaz. Başkasının yanlışı bizim yanlışımız olamaz. Orada yapılan yanlışın sonucunu halk sandıkta değerlendirdi ve bir not verdi. Ortaya çıkan netice ortada. Biz barajı aştığımıza sevinemiyoruz. Referandumdaki HAYIR’dan bir milim öteye gidemediğimiz için. Konjoktür buna uygun olduğu halde gidemediğimiz için sevinemedik. Dolayısıyla 16 Nisan Referandumu, 24 Haziran seçimleri ve muhtemel yerel seçimler var. Yerel seçimler eğer bir üçüncü devre ise üçüncü devresinde hiçbirimizin yanlış yapma lüksü yok. Eski yanlışlarımızdan ders çıkarmak hatta birbirimizin eksik ve yanlışlarını örtmek için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve gerekiyorsa fedekarlık yapmak durumundayız. 

HDP CHP’YE MAHKUM DEĞİL: Ama bu şöyle bir şey değil. HDP çaresiz, HDP mecbur, HDP ittifaka mahkum… ‘Biz adayları belirleriz, HDP de destek vermek zorunda kalır’ böyle bir şey de yok. Bu asla bir tehdit dili değil.  Tespitlerimizi paylaşıyoruz. Burada ya bütün ülke kazanacak, bütün muhalefet kazanacak. Değişim kazanacak. Ya da bu süreci yönetemediğimiz için biz kaybedeceğiz, siyaset kurumu kaybedecek, muhalefet kaybedecek. 

KOLAYLAŞTIRICI OLACAĞIZ: Biz son derece kolaylaştırıcı davranmaktan yanayız. Asla bir yöntem dogmatizmi içerisinde hareket etmiyoruz. Bir reçete var elimizde, bir formül var ve ya buna gelirsiniz, ya biz oynamayız filan bu noktada değiliz. Durumun ciddiyetinin farkındayız. Türkiye’de demokrasi asgari faydasında ortaklaşmanın bir araya gelmenin yani yurtseverlik ölçütü olduğunu düşünüyoruz. Duygusal hassasiyet duyan herkesin, azıcık akıl ve öngörü sahibi olan herkesin böyle davranması gerektiğine inanıyoruz. 

ÜÇÜNCÜ YOL MÜMKÜN: Ama bu şunu gerektirecek. Bizim daha önce kazandığımız halde gasp edilmiş belediyelerimiz var. Gayet tabi Türkiye siyasetinin de bir sistemi var. Türkiye siyaseti Başkanlık sistemi ile birlikte iki partili bir sisteme doğru götürülüyor. Bunu bir fırsata çevirmeye kalkarsa birileri, nasılsa böyle bir denklem kurulmuş, bizim bu akıntıya karşı yapacak bir şeyimiz yok, HDP de safını tercih etsin. Ya iktidardan yana ya da CHP’ye her şart altında mahkum başka bir seçeceği yok denilemez. 

HAYIR CEPHESİNİ DE AŞAN BİR MUHALEFET ORTAYA KOYACAĞIZ: Parlamento dışı muhalefet, sol sosyalist partiler, Türkiye’deki başka muhalefet dinamikleri bu durumda başka bir mesaj verebilir, başka bir muhalefet ortaya koyabilir. Ama biz buna rağmen sadece CHP bile demiyoruz. Referandumda HAYIR diyenleri aşan, HAYIR diyenlerden bile ibaret değil bir toplumsal gerçeklik var ortada. O günden bu güne 2 yıl içinde değişen, pozisyonunu değiştirmiş, bu iktidarın yaptıklarından rahatsız yeni kitleler var. Buralara hitap edecek bir büyük fotoğraf ortaya koymak lazım. Büyüttükçe payımıza düşen de büyür. Ama dar düşündüğünüz de elinizdekini de kaybedebilirsiniz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.