HDP Sözcüsü Kubilay: Kayyum artık bir yönetme biçimi
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, belediyelerine kayyum atanması ve eşbaşkanların tutuklanmasını, “Kayyum artık bir yönetme biçimi haline gelmiştir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Van, Diyarbakır, Mardin gibi 3 büyükşehir belediyesi ardından aralarında Hakkari Belediyesi olmak üzere 12 belediyesine de kayyum atandı.
Kayyumlarla birlikte HDP’li belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyelerine yönelik gözaltı, tutuklama operasyonları da devam ediyor. Son olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Kayapınar, Kocaköy ile Erciş belediye eşbaşkanları çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.
HDP’li seçilmişler ve yöneticilerine yönelik artan gözaltı, tutuklama operasyonlarına ilişkin değerlendirmede bulunan HDP Sözcüsü Günay Kubilay, tüm bunları HDP’ye yönelik bütünlüklü bir saldırı olarak okumak gerektiğini belirtti.
‘YAPAY SİYASİ OPERASYONLAR YÜRÜTÜLÜYOR’
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerine işaret ederek, “Saray rejiminin yerel ayakları kurulamadı” diyen Kubilay, “Özellikle Kürt illerinde HDP’nin etkili olduğu belediyeleri kayyum rejimine dönüştürerek, saray rejiminin uzantısı haline getirmek istiyor” dedi. Belediye eşbaşkanlarının sadece görevden uzaklaştırılmasının AKP’ye yetmediğini ve Türkiye’nin batısına bu uygulamayı anlatamadığını kaydeden Kubilay, bu yüzden seçilmişlerinin ve yöneticilerinin tutuklanarak, demokratik siyasetten tasfiye edilmeye çalışıldığını belirtti.
Kubilay, “Daha önce ilk kayyum atadıklarında ‘paraları Kandil’e gönderiyorlar, dağa gönderiyorlar’ ifadelerine dayanak bulamadılar. Şimdi de uyduruk gerekçelerle, gizli tanık diye bir şey buldular. Onlarla birlikte yapay siyasi davalar çıkarıyorlar” dedi. Kubilay, ekledi: “31 Mart’ta Kürt halkı daha önce atanmış olan kayyumları silmiş, süpürmüş. Dolayısıyla siyasi iradesine bir kez daha sahip çıkmıştı. Şimdi bu siyasi iradeye bir kez daha çeşitli biçimlerde gasp edilerek, kayyum rejimi ile sürdürülmek isteniyor.”
‘HDP’NİN İÇİ BOŞALTILMAK İSTENİYOR’
AKP’nin gayri meşru duruma düştüğü için zor aygıtları kullandığını belirten Kubilay, bu yüzden HDP’nin tüm etkinliklerinin yasaklandığını, parti çalışanlarının tutuklandığını ifade etti. Kubilay devamla, şöyle konuştu: “HDP her şeyden önce AKP iktidarının gayri meşru yollardan iktidarını sürdürmesinin önünde en büyük engeldir. Yegane bir demokrasi ve barış gücüdür. AKP’nin bu zamana kadar yaptığı ırkçı hezeyanları, milliyetçi duyguları kaşımasını, savaşla örttüğü bütün gerçek ve hakikatleri açığa çıkaran teşhir eden, toplumun gözleri önüne seren bir siyasi güçtür. Bu yüzden hedef tahtasına yerleştirilmiştir. Derdest edilmek isteniyor. Siyasi operasyonlarla, gözaltılarla, sindirme ve yıldırma girişimleriyle içi boşaltılmak isteniyor.”
İktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikasının HDP’ye daha fazla saldırı olarak döndüğünü vurgulayan Kubilay, “HDP’ye yönelik saldırıların merkezinde de Kürt sorununa yönelik politikalar vardır. Bu politikalar sadece Türkiye’de değil, Suriye’de görülmektedir. Orada bir işgal biçiminde sürüyor, burada da kayyum rejimleriyle, operasyonlarla, gözaltı ve tutuklamalarla devam etmektedir. Bu birbirini tamamlayan ilişkilerdir. Burada cephe gerisini derdest ettiğinde kendini güvenceye aldığın da, Kuzey Suriye’de daha rahat hareket edeceğini düşünmekte” diye konuştu.
‘KAYYUM REJİM HALİNE GELMİŞTİR’
Kayyum politikasıyla halkın iradesinin gasp edildiğini, seçme ve seçilme hakkının ortadan kalktığını ifade eden Kubilay, ekledi: “Türkiye’de yargı tarihinde görülmediği ölçüde bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiştir. Yargıçlar saray rejimin emrinde çalışıyor. Saraydan direktifler gittikçe savcılar harekete geçiyor. Saraydan direktifler gittikçe mahkemeler istenilen kararlar veriyor. Kayyum rejimi siyasi bir karardır. O nedenle de biz bunu bir rejim olarak ifade ediyoruz. Kayyum artık bir yönetme biçimi haline gelmiştir. Olağanüstü bir yönetim tarzı Türkiye’de giderek, olağanlaşan bir hale gelmiştir.”
‘HERKESİ OMUZ OMUZA ÇAĞIRIYORUZ’
Muhalefete de çağrıda bulunan Kubilay, “Bugün demokrasi ittifakı çağrısının ne kadar yakıcı olduğunu bir kez daha gördük. Bu konuda tek kriter demokrasidir. Demokrasi ortak paydasında buluşarak, birleşik mücadeleden başka şansımız yoktur. Herkesi demokrasi ittifakında buluşmaya ve omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Sadece Kürt halkının, HDP’nin sorunu değildir. Saray rejimine itiraz olanı, otoriter rejimle barışık olmayan herkesin ortak bir zemine ihtiyacı vardır. O zeminde demokrasidir” dedi.
