Günümüzün Son Moda Hastalığı; Memnuniyetsizlik Psikolojisi

Günümüzün Son Moda Hastalığı; Memnuniyetsizlik Psikolojisi

Son zamanlar da sık sık duyduğumuz, gördüğümüz bir durum herkes neden bu kadar memnuniyetsiz. Memnuniyetsizliğin kaynağı gerçekten ne? Dış dünya mı? Her şey mükemmel bir sistemde işleseydi memnun olabilme durumunu hakkıyla sonuna kadar yaşar mıydık?

İstediğim hiçbir şey gerçek olmuyor? Neden ben? Arabam filanca marka olsun? Evim şurada olmalı? Bu cümleler uzar gider. Bunlar şartmış gibi olmazsa olmaz gibi algılayan ama tam anlamıyla gerçekleştiremeyen bireyler; kendilerinden ve çevrelerinden genel olarak yaşamdan ‘’memnuniyetsizlik’’ duymaya başlarlar. Kendisinin ve hayatın manasını her hangi bir maddede arayan kişi buna devam ettiği sürece memnuniyetsizliği devam edecektir ve ne kendisine ne de çevresine rahat vermeyecektir.

Gerçekten hayatından bütünüyle memnun olan biri var mı? Sanırım kendim de dahil olmak üzere aklıma kimse gelmiyor. ‘’Bunalımdayım, eh işte idare ediyoruz, galiba depresyondayım’’ ifadeleri bir bir sıralanıyor. Bir dokunsalar bin ah anlatıyoruz. Kısacık da olsa biz zaman dilimine ihtiyaç duyuyoruz, buluyoruz ve en yakınlarımızı da dert yumağına dönüştürmeyi başarıyoruz ne yazık ki.

Evet sorunlar paylaşıldıkça azalır fakat sorunlarımızı çözmek adına konuşmaktan başka bir şey yapmıyorsak, aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyenlerden oluruz. Sorunsuz bir hayat elbette ki yoktur. Bilakis hayat zaten sorunları çözme sürecidir. Kendimizi sabote eden düşünce biçimlerimize, yaşam alışkanlıklarımıza baktığımız zaman sorunların kaynağının aslında bizler olduğunu fark edebiliriz. Sanırım bu durumda kendi duygularımızdan düşüncelerimizden kaçıyoruz. En büyük engelimiz kendimizi tanımlayamayışımız. Kendimizi farklı göstermeye olduğundan daha farklı biriymiş gibi göstermeye çalışarak, sorunlarımızla mücadele edemeyeceğimizi de fark edebilmemiz gerekiyor.

karikatur.jpgAsıl soru şu; sürekli şikayet ettiğimiz şeyler bize ne fayda sağlıyor, bizlere getirisi ne? Mesela kimsenin bizi anlamadığını düşünmek, hiçbir şeyi yeterli bulmamak, mükemmeli aramak, hayal kırıklıklarını büyütmek, gibi düşüncelerin bizlere ne faydası var… Belki de duygularımızdan kaçmak ve onları reddetmek için kullandığımız bir araçtır. Başarıya ulaşmaktaki zorluklarımız başarı korkumuzdan kaynaklanıyor olabilir veya yaşamımızda sevginin olmadığını düşünmemiz, kimsenin sevemeyeceği birisi olduğumuzu düşünmekten kaynaklanıyor olabilir.

Memnuniyetsiz yaşamaktansa;’’ kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, ben buyum, ihtiyacım bu, duygularım bu, düşüncelerim bu’’, diyebilmek gerek. Ve harekete geçmek için çabalamak gerekiyor. Sadece kendinize gücünüze inanın…

Yaradan zaten eşsiz bir sistem kurmuş.  Gerçekten bütün kalbinle istediğinde hayat sana istediklerini altın tepside sunuyor, bu fırsatı kullanmak senin kendi ellerinde. Göz senin, kulak senin... Ne görmek istersen onu görürsün ve ne duymak istersen onu duyarsın. İstersen olumlu görür, olumlu duyar hayatını zenginleştirirsin. İstersen olumsuzu görür, olumsuzu duyar hayatını alt üst edersin…

(UZMAN PSİKOLOG ÇİÇEK GÜNEÇ AKA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum