'En Kürdistan'i şehir Hakkari'

'En Kürdistan'i şehir Hakkari'

Hakkari Bağımsız Milletvekili Adayı Selahattin Demirtaş: Hakkâri, Türkiye’nin en Kürdistan-i şehridir.. Dolayısıyla buradan çıkan her söz aslında Kürt halkı adına söylenmiş bir sözdür.

RÖPORTAJ: ZEKİ DARA / YÜKSEKOVA HABER

demirtas2.jpg

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eski Eş Başkanı ve Hakkari Bağımsız Milletvekili Adayı Selahattin Demirtaş ile yaklaşan genel seçimler öncesi, seçimleri, BDP destekli bağımsız adayların seçim çalışmalarını, BDP’nin en önemli projelerinden ‘Demokratik Özerklik Projesi’ni ve seçimler öncesi gerilen siyasi havayı konuştuk.

Gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Demirtaş, 12 haziran seçimlerinden sonra taleplerinin karşılanması halinde anayasa değişikliklerine tam destek vereceklerini, seçimlerden sonra BDP ve DTK'nın tartışmaya açtığı 'Demokratik Özerklik'i seçimlerden sonra ilan edileceğini söyledi. Demirtaş, CHP'deki değişimin Kürtler tarafından algılandığını ve başta Hakkari olmak üzere bir çok doğu ilinde CHP'nin sempati ile karşılandığını kaydetti.

"Halkın kendisiyim" diyen Demirtaş, Türkiye için projeleri olan tek parti olduklarını dile getirdi.

"BEN HALKIN KENDİSİYİM"

Gerek siyasette gerekse beşeri ilişkilerde karizmatik bir lider profiliniz var.  Aynı zamanda hitabet sanatında da çok etkilisiniz. Birçok siyasetçide alışık olmadığımız etkileme gücünüzü nereden alıyorsunuz? Bunun için özel bir eğitim aldınız mı?

Yani bunlar var mı yok mu halkın takdiridir tabii ki. Ben bu gibi konularda çok üstün yeteneklere sahip olduğumu iddia etmiyorum. Ama bunun iki kaynağı var diye düşünüyorum. Birincisi ben böyle denir ya ‘hani halkın içinden çıkmış siyasetçi’ diye ben hakikaten öyleyim. Yani hiçbir zaman halkın içinden uzak durmadım halkın kendisiyim. 7 çocuklu işçi emeklisi bir ailenin çocuğuyum. O ortamda büyüdüm onun dışına da hiç çıkmadım. Dolayısıyla halkın dilini de iyi bilirim. İkincisi uzun yıllar Türkiye’nin batısında yaşadım. Ankara’da üniversite okudum. Türkiye’nin batısını ve Türklerin kullandığı hassasiyet dilini de biliyorum. Ve Kürt hareketi gibi bugün dünyada çok büyük bir etki bırakan dünyayı sarsan bir demokrasi hareketinin içinde büyüdüm. İletişim ve siyaseti ağırlıklı olarak içinde bulunduğum hareketten öğrendim. Parti içerisinde de siyaset yapmaya başladığımda bütün bu özellikler yansımaya başladı. Zaten meslek itibarı ile de avukatım. Avukatlığın kazandırdığı bazı özelliklerde oldu. Yani halktan uzaklaşmamak ve halktan beslenmek bence bir siyasetçi için başarı açısından en önemli olgudur. Ben o bağı hiçbir zaman koparmadım.

"TÜRKİYE'DE ÇOK ÖNEMLİ PROJELERİ OLAN TEK PARTİYİZ"

B64407DP Türkiye partisi olduğunu iddia ediyor. Mümkün olduğunca Türkiye’nin bütün kesimlerine hitap etmeye çalışıyor. Türkiye’de yaşayan ve kendisini Türk aidiyetinde gören önemli bir kesimde bunu anlamakta zorluk çektiğini ifade ediyor. BDP olarak yeterince anlaşıldığınıza inanıyor musunuz?

Tabii ki yeterince anlaşılamıyoruz. Ya da yeterince anlatamıyoruz. Ama önümüzde büyük engeller var. Bir defa ulusal medya son derece taraflı davranıyor. Bizi Türkiye’nin batı yakasına farklı anlatıyor. İkincisi devlet üzerimize sürekli bir baskı uyguluyor ve sesimizi duyurmamızı sürekli engellemek için her türlü psikolojik savaşı yürütüyor. Bir diğer hususta biz yeterli olanağa sahip değiliz. Yani medyayı kullanabilmek, iletişim olanaklarını kullanabilmek açısından yeterli imkânlara sahip değiliz.

Türkiye’de ki çatışma ve savaş ortamından kaynaklı çok büyük acılar var ve bu acıların yarattığı bir zıtlaşma var. Bu zıtlaşmayı düzeltmekte öyle çok kolay bir iş değil. Bütün bunlar birleşince bizim Türkiye’nin her tarafına hitap etmemiz ulaşmamız çok zor oluyor. Fakat bu demek değildir ki biz Türkiye partisi değiliz. Kürt halkının bağrından çıkmış Kürt sorununa duyarlı bir partiyiz. Ve Türkiye’nin tümü için çok önemli projeleri olan Türkiye deki tek partiyiz. Diğerleri bu anlamda Türkiye partisi değildir.

"BU HALK CÜZZİ PARALARLA YÖNETİLEMEZ"

BDP ve DTK’nın uzun zamandır tartışmaya açtığı Demokratik Özerkliğin seçim sürecinde veya sonrasında, sizinde aday olduğunuz Hakkari dahil birçok yerde ilan edileceği söyleniyor. Böyle bir ilan olursa bu ne anlama gelir? Kürtler ve Türkler demokratik özerklik ilanından ne çıkartmalıdır?

Kürtler yerel yönetimlerde söz sahibi olmak istiyorlar bu kesindir. Çünkü hiçbir yetkisi yok örneğin bütçe oluşturma yetkisi yok. Merkezden gönderilen cüzzi paralarla bu halk yönetilemez. Halka yeterince hizmet yapılamaz. Bu nedenle yerel gelir kaynaklarının yerel yönetimlere devredilmesi merkezi yönetimlerde toplanan vergilerinden de bir kısım paranın yerel yönetimlere gönderilmesi gerekir.

Dolayısıyla Kürtler kendi bölgelerinin yerel yönetimlerinde söz sahibi oldukça bu bölgelerdeki bütün sorunlarında çözümü kolaylaşacaktır. Demokratik özerkliğin ilanı ve inşası dediğimiz şey; halkın bu demokratik özerk yönetim modeline sivil toplum örgütleri olarak, belediye olarak uyarlanmasıdır.

"HALK DİRENİŞİ HÜKÜMETİ ZORLAYACAKTIR"

 Nasıl?

64408İşte kent meclisleri, sivil halk meclisleri oluşturarak sivil toplum örgütleri, belediye işbirliklerini arttırarak kent konseylerinin, kent yönetiminde etkili olmasını sağlayarak bunlarla bu inşa sürecini sürdürüyor. Ama bunlar eğer anayasal güvence altına alınmazsa Kürtler de bu konuda bir direniş gösterecekler. Halk direnişi, sivil direniş şeklinde hükümeti zorlayacaklar. Yerel yönetim bölge yönetimlerinin oluşturulması ve demokratik özerkliğin kabulü için. Bu Kürtler açısından bir demokrasi projesidir. Türkiye’nin tamamına Türkler açısından da son derece örnek bir yönetim modelidir. Türkiye’nin tamamına uyarlanabilir uygulanabilir bir yerinden yönetim modelidir. Dolayısıyla hiç kimsenin zararına değildir. Ne Türkün ne Kürdün ne de Türkiye Cumhuriyeti devletinin zararına değildir.

"12 HAZİRAN DEMOKRATİK ÖZERKLİK REFERANDUMUNA DÖNÜŞECEKTİR"

Seçim sonuçlarının bu projeler üzerine basıl bir etkisi olacağına inanıyorsunuz?

Bu seçimde Kürtler artık projelerinin kesin olarak onaylandığını göstermiş olacak. Yani siz bir parti bir aday olarak seçmene bir program sunmuşsanız ve o programda onaylanıyorsa o halkta artık o programı istiyordur. O halka artık bir referandum gibidir. Çünkü biz seçim programımızda demokratik özerkliği işliyoruz. Kürtlerin taleplerinin tamamını işliyoruz. Ve bunu halkın onayına sunuyoruz. Halkta büyük oranda bu talepleri kabul ediyorsa hükümetinde o talepleri kesinlikle görmesi gerekir. 12 Haziran seçimi bir tür demokratik özerklik referandumuna dönüşecektir.

"TÜRKİYE'DE ARTIK YENİ BİR İKTİDAR ALTERNATİFİ DOĞDU"

12 Haziran seçimlerine güçlü adaylarla giriyorsunuz. Listenizde devrimci, aydın, sanatçı, hukukçu gibi profiller var. BDP yeni demokrasi bileşenleri adaylarıyla meclise girdiğinde ne vaat edecek?

Türkiye’de artık herkes şunu görüyor. Türkiye’de artık yeni bir iktidar alternatifi doğdu. Şu ana kadar ya AKP ya CHP ya da işte bunların koalisyonları iktidar oldu. Bunların hiçbir alternatifi yoktur diye düşünülüyordu. Şimdi ise yeni doğan iktidar alternatifi büyüyecek, gelişecek ve bir sonraki seçimde artık ana muhalefet görevini üstlenecek ve ikinci seçimde bence artık Türkiye’de bir demokratik halk iktidarı kurabilecek bir güce ulaşacaktır.

Biz bir sonraki seçimde bu bloğu büyüttüğümüzde oy oranımızın %25 – 30 Aralığına çıkabileceğini düşünüyoruz. Şu andaki blok bile eğer parti ile seçime girseydi % 10 ‘u bile rahatlıkla geçebilirdi. Ama biz bir sonraki seçimde Kürtlerin kendi içindeki birliği daha da büyüteceğiz. Parti olarak gireceğimiz için, aday sayısı doğal olarak çok daha fazla olacak. Batıda da daha fazla demokratik işbirlikleri yapacağız. Belki bir çatı partisi şeklinde hem Kürtlerin hem Türklerin en büyük ittifakı ile alternatif bir güç olarak parti olarak seçimlere gireceğiz.

"TALEPLERİMİZ KARŞILANIRSA İTTİFAKTA YER ALABİLİRİZ"

Seçim sonrası yeni bir anayasa için gerekli sayı olan 376 için size ihtiyaç duyulursa, destek vermeniz için ne tür kriterleriniz olacak?

AKP veya CHP tek başına iktidar kuramaz. şayet bizimle bir şekilde ittifak veya destek arayışına girerse bizim yaklaşımlarımız seçim döneminde ortaya koyduğumuz yaklaşımlar olacaktır. Birincisi Demokratik sivil bir anayasa, ikincisi Türkiye’deki Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü, Alevilerin ve diğer inanç kesimlerinin sorunlarının çözümü, başörtülü kadınların sorunlarının çözümü, sendikal örgütlenme haklarının anayasal güvence altına alınması, sağlık hizmetlerin ücretsiz hale getirilmesi ve geçmişte faili meçhul cinayetlerden, köy yakmalardan, katliamlardan kaynaklı zarar görmüş herkesin hem maddi hem manevi zararlarını giderecek bir komisyonun kurulması, gerçekleri araştırma veya gerçeklerle yüzleşme komisyonunun kurulması gibi ilkesel yaklaşımlarımız var.  Eğer bu taleplerimiz yerine getirilirse elbette bizde destek veririz.

"CHP KLASİK BİR DEVLET PARTİSİ BDP İSE HALK HAREKETİDİR"

Son zamanlarda medyada BDP - CHP yakınlaşması diye bir söylem var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

CHP’deki inkârcı yaklaşımlarda kısmen esneme söz konusudur. Yani biliyorsunuz CHP klasik Kemalist inkârcı partiydi. Kürtleri, Kürt sorununu kabul etmiyordu. Geldiğimiz noktada bu yaklaşımlarında bir esneme söz konusu. Kürtlerde bunu algılıyorlar ve bunu olumlu karşılıyorlar. Hakkâri’de bunun örneğini gördük. Kürtlerin CHP mitingine gitmelerinin nedeni budur. Hakkârililer şu mesajı vermiştir CHP’ye. Sen bir adım attın, biz bu değişimi gördük. Bak duymadık görmedik demiyoruz. Değişim olumlu olduğu müddetçe biz bütün partilerin olumlu değişimlerini görebilecek politik bir halkız mesajı vermiştir.  Yoksa BDP’nin CHP’ye yaklaşması söz konusu değil. CHP klasik bir devlet partisi BDP ise bir halk hareketi partisidir.

"HALK ERDOĞAN'DAN NEFRET BİLE ETMEZ, ONU HİÇE SAYAR"

Başbakan’ın son bölge mitinglerinde BDP’yi ‘terör’le ilişkilendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

64409Başbakanın söylemleri toplumda nefret uyandırıyor. Yani özellikle Kürtler başbakanı dinlediğinde sadece nefret duygusu duyuyorlar. Başbakanın sempatik hiçbir yönü kalmamıştır. Kürtlere sürekli hakaret eden bir dil kullanıyor. Kürtleri terörist ilan ederek hakaret etmekten çekinmiyor. Elbette halk ona gereken cevabı vermiştir. Hakkâri’de, Şırnak’ta, Batman’da, Diyarbakır’da bozulan dengesi ile Kürt halkı onu artık gözden çıkarmıştır. Buna karşı biz başbakana aynı şekilde cevap vermeyiz. Sonuçta biz bir insanlık hareketiyiz. Biz kimseye hakaret etmeyiz. Kimseye haksızlıkta yapmayız. Ama şu var ki başbakanın bize karşı kullandığı tehditkâr, hakaretvari dil karşısında biz de kurbanlık koyun değiliz. Bizde direniyoruz. Direnmeye de devam edeceğiz. Direne direne bugünlere geldik. Bu tür baskılar geçmişte de çok yapıldı. Ama bunların hiçbirine boyun eğmedi bu halk. Bunlar gelip geçicidir. Bir süre sonra bu halk Tayyip Erdoğan’dan nefret bile etmez, onu hiçe sayar. Öyle bir duruma gelir.

"HAKKARİ TÜRKİYE'Yİ ŞAŞIRTAN BİR KENTTİR"

Türkiye’nin en düşük nüfuslu illerinden biri olmasına rağmen Hakkari’nin ülke gündemini bu kadar etkilemesini neye bağlıyorsunuz?

Birincisi Hakkâri, Türkiye’nin en Kürdistan-i şehridir. Dolayısıyla buradan çıkan her söz aslında Kürt halkı adına söylenmiş bir sözdür. Buradan verilen her mesaj bütün Kürtleri temsilen verilmiş bir mesajdır. O nedenle Kürtlerin Tayyip Erdoğan’a böyle bir mesaj vermesi Türkiye’yi sarsmıştır.  Nüfusu azdır ama burada yaşayan halkın neredeyse tamamı acılar çekmiş bir halktır. Türkiye coğrafyası içinde unutulmuş bir kenttir. Sürgün yeri olarak kabul görmüş. Devletin uğramadığı devletin unutmak istediği yok saydığı bir kenttir. Fakat bütün bu olumsuz koşullara rağmen kendi içinde son derece dinamik bir yapıya, güçlü bir değişim potansiyeline, kararlı bir kitleye, bilinçli bir halk gücüne sahip ve son derece sosyal insanların son derece entelektüel insanların yaşadığı Türkiye’yi şaşırtan bir kenttir.

Geçmişi ile beraber düşünüldüğünde bir medeniyet başkentidir Hakkâri. Türkiye tanıdıkça şaşıracaktır. Çünkü Hakkâri bölgenin gerçek yüzüdür. Türkiye bu gerçek yüzle bir türlü yüzleşemedi. Bizde buradaki çalışmalarımızla Hakkâri’yi bütün dünyaya daha iyi tanıtacağız. Hakkari hak ettiği, layık olduğu daha iyi yerlere gelecektir.

"HAKKARİ VE KÜRT HALKI İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞACAĞIZ"

BDP Eski Eş Başkanı olarak Hakkâri’den aday olmanız buradaki halk tarafından büyük sevinçle karşılandı. Medyada konuşuldu tartışıldı. Buradaki seçim atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hakkari’de bir seçim atmosferi yok. Rakip yok ortada çünkü. Rekabetin olmadığı yerde seçim heyecanı da yok. Ama halka büyük bir buluşma, büyük bir kaynaşma heyecanı var. Ben de, halkta bu anlamda çok heyecanlı. Gittiğimiz her yerde ilk defa tanışıyormuşuz gibi bir kucaklaşma var. Bu sevinç, coşku ve heyecan bize de büyük bir moral veriyor. Tabi omuzlarımıza da ağır yük bindiriyor. Çünkü böyle bir halka layık olmak kolay değil. Halkın bu sevgisi, ilgisi, coşkusu karşısında hata yapmadan yürüyebilmek çok önemlidir. Bu kadar desteğin duyarlılığın oluştuğu bir yerde hata yaparsanız, halkın bütün umutları kırılabilir. Buda sorumluluğu arttırıyor doğrusu. Bizde parti olarak Hakkâri halkı, Kürdistan halkı için çok ciddi projeleri olan bir partiyiz. Onların güvenine layık olabilmek için canla başla çalışıyoruz.

Bunun dışında bugüne kadar partiye yakın durmayanlar vardı. Onları da görüyoruz ki katılıyorlar. Hakkâri’de bazı bölgeler vardı ki partimiz hiç gitmemiş. Ama artık oralara gidiliyor ve oralarda büyük bir katılım gözleniyor. Halka neredeyse yüzde yüz ittifakını sağlamış durumda. Bu katılımlar Hakkâri’de büyük bir coşku ve heyecan yaratmakta. Bu şuna benzer birbirine küs iki kardeş yıllar sonra barışıyor. Partili olan ve olmayan ikisinin de gönlünde Kürt halkının özgürlüğü olan ama bir araya gelme fırsatı bulamamış kesimler bu ortam sayesinde bir araya geldi. İşte bu seçim bunun bahanesi oldu ve birliktelik sağlanıyor. Bu seçimi çok çok aşan bir gelişmedir diye düşünüyorum.

64406

"HERKES KENDİ ADAYINA OY VERİRSE 3'TE 3 YAPACAĞIZ"

Hakkâri’de sağlam bir tabanınız olmasına rağmen, adayların seçileceği bölge ihlallerinin yaşanabileceği konuşuluyor. Bu konuda ne gibi önlemler aldınız?

Bu konuda, adayların her birinin, seçileceği bölgeler halka çok iyi anlatıldı. Adayları bölgelerinde çok iyi tanıtmış durumdayız. Hakkâri’de yaşayan herkes hangi adaya oy vermesi gerektiğini şuanda çok iyi biliyor. Bu noktada sıkıntı yok. Ev ev, mahalle mahalle, köy köy bu çalışma yürütülüyor. Mesele şudur ki toplumun tamamı şuna ikna edilmeli herkes kendi adayına oy verirse 3’te 3 seçilecek. Onun dışında bir yönteme girilirse risk ortaya çıkacak. Bu şekilde en basit 10 bin oyun kayması AKP’nin bedavadan 3- 5 bin oyla milletvekili çıkarması demektir.

Kendi bölgesi dışında diğer bir adaya oy vermek AKP’nin 1. Sıra adayına oy vermekle eş değerdir. O yüzden duygusal davranılmamalıdır. 3 adayda bu partinin hareketin adayıdır. 3 adayda Hakkâri’nin milletvekili olacaktır. Yani biri merkezi biri ilçenin milletvekilim olmayacak. Bu bölge dağılımı mecburi bir dağılımdır. Seçimden sonra bölge dağılımı kalmayacaktır. Bende seçimden sonra Hakkâri, Yüksekova, Çukurca, Şemdinli’nin milletvekiliyim. Aynı şekilde Esat Canan ve Adil Kurt’ta Hakkâri’nin tümünün milletvekilleri olacaklar.

"HAKKARİ'DEN DÜNYAYA HABER ULAŞTIRMAK BÜYÜK BİR BAŞARIDIR"

Son olarak Hakkâri halkı ve Yüksekova Haber okuyucuları için bir mesajınız var mı?

Yüksekova Habere öncelikle teşekkür ediyorum. Bende takip ediyorum. Bütün haberlerini ilgiyle izliyorum. Yani Yüksekova Haberi takip etmek Kürt ve Türk medyasını aynı anda takip etmek demektir. Çünkü birçok haber kaynağından besleniyor. Ve çok hızlı bir şekilde haberleştiriyor. Çok geniş bir şekilde haberleştiriyor. Bence çok iyi çalışıyorsunuz. Hakkâri gibi bir yerden Dünyaya o kadar haber ulaştırmak büyük bir başarıdır. Aynı zamanda yorumlarınızı da dikkatle okuyorum. Özellikle okuyucu yorumlarını izliyorum dikkatli bir şekilde. Çünkü o yorumların halkın düşüncesi olduğunu biliyorum. Yorumları da bu kadar objektif bir şekilde sunuyor olmanız da bize katkı sunuyor. Halkı daha iyi anlamak açısından katkı sunuyor. Bu nedenle başarılı bir habercilik anlayışı izlediğinizi düşünüyorum. Bütün Yüksekova Haber çalışanlarına da sevgilerimi selamlarımı sunuyorum.

Sizler aracılığı ile de tüm Hakkâri halkına bir kez daha teşekkür ediyorum. İlgilerinden, gösterdikleri sevgiden dolayı teşekkür ediyorum. Her 3 adaya da gösterdikleri ilgi çok anlamlı. İnşallah hiçbir şekilde halkımızı mahcup etmeyeceğiz. Bu sevgiyi ilgiyi hiçbir zaman kötüye kullanmayacağız. Çünkü biz bu halka inandık. Bu halkta bize inandı. Hakkâri ile aramızda güçlü bir sevgi bağı var. Birbirini sevenler birbirini üzmemek için çok daha dikkatli olurlar. Hakkâri halkı bizi üzmemek için çok dikkatli davrandı. Bizde Hakkâri’yi en küçük bir sıkıntıya sokmamak için her yerde Hakkâri halkını Kürt halkını en iyi şekilde temsil edeceğiz. Bir kez daha tüm Hakkârililere bizi oyunu vermiş vermemiş herkese teşekkür ediyorum. 3’te 3 değil %100 sloganı ile seçime giriyoruz herkesi bir kez daha kutluyorum saygı ve selamlarımı iletiyorum.

* Seçim pusulasında bağımsızlar arasında 2. sırada yer alan Selahattin Demirtaş'ın seçim bölgesi: Hakkari merkez, merkeze bağlı köy ve beldeler.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
120 Yorum