'Dünyada bir yıl içerisinde 500 bin kadın öldürüldü'

'Dünyada bir yıl içerisinde 500 bin kadın öldürüldü'

DÜKSAM tarafından düzenlenen "Töre/namus cinayetlerinde gelinen son nokta ve çözüm önerileri" konulu panelde konuşan Prof. Dr. Rüstem Erkan, "töre" ve "namus" olarak ele almanın yaşanan cinayetleri meşru ve korunur kılacağına dikkat çekti.

Dicle Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKSAM) tarafından "Töre/namus cinayetlerinde gelinen son nokta ve çözüm önerileri" adlı panel, D.Ü. Kongre Merkezi'nde düzenlendi. Moderatörlüğünü, Prof Dr. Nuriye Mete'nin üstlendiği panelde, Yrd Doç. Dr. Gamze Ertek Bucaktepe, Prof. Dr. Sabri Eyigün, Prof. Dr. Rüstem Erkan konuşmacı olarak yer aldı. Üniversite rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, üniversite hocaları ve öğrencilerinin katıldığı panel, "namus" üzerine hazırlanan kısa filmle başladı. Panelin açılış konuşmasını yapan Nuriye Mete, son yıllarda artan kadın cinayetlerinin "Töre cinayeti" olduğunu ileri sürerek ve bu anlamda 5 bin kadının öldürüldüğünü kaydetti. Mete, Türkiye'de yıllardır kadına yönelik şiddet ve katliamları durduracak yasal düzenlemelerin yapılmadığına dikkat çekti. 

Dünya'da yılda 500 bin kadın öldürülüyor!

Mete'nin ardından Dicle Üniversitesi öğrencilerinin "namus" ile ilgili tutumlarını değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Gamze Erten Bucaktepe, bir kişi veya topluluğun üzerine uygulanan her türlü yaptırımın şiddet olduğunu belirterek, Dünya Sağlık Merkezi tarafından yapılan araştırma sonucuna göre, her 3 kadından birinin şiddete maruz kaldığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin tarihte hep var olduğunu aktaran Bucaktepe,mumyalanan kadınların yüzde 50'sinin kemiklerin kırık olduğunu, erkeklerin ise yüzde 30 kırık olmasının kadına dönük şiddetin geçmişin ne kadar eskiye dayandığını gösterdiğine işaret etti. Şiddetin gelenek ve göreneklerden geldiğini iddia eden ve bunun günümüzde öldürmeye vardığını dile getiren Bucaktepe, şiddetin hem insan hakları sorunu olduğunu, hem de hukuksal bir sorun olarak devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de 200 bin ile 300 bin arasında kadının "töre" cinayetiyle öldürüldüğünü ifade eden Bucaktepe, dünya da ise bir yıl içerisinde 500 bin kadının öldürüldüğü bilgisini verdi. 

Bucaktepe'nın ardından "Toplumsal algının önemini" değerlendiren Prof. Dr. Rüstem Erkan, cinayetleri "töre" ve "namus" olarak ele almanın yaşanan cinayetleri meşru ve korunur kılacağına dikkat çekti. Cinayetlerdeki artışa işaret eden Erkan, "Türkiye'de değişim hızıyla birlikte kadın cinayetlerinde de bir artış söz konusudur. Türkiye'deki hızlı değişim erkeklerde tıkanma yaratırken, kadınların da topluma dahil olması yaşanan cinayetleri daha görünür kıldı. Kadınların toplumsal alana katılmasıyla birlikte erkeklerin iddiasıyla sorunlar artmaktadır. Sonra 'namus' ve 'töre' yerini kadın katliamları artmıştır" dedi. 

'Cinayetin önüne sıfat koymadan ele almalıyız'

Ataerkil sistemin ortaya çıkmasıyla birlikte toplumda ahlaki çöküş olduğu dile getiren Erkan, "Diyarbakır'da çalışan kadın oranı yüzde 3 iken, Edirne'de bu rakam yüzde 40' buluyor. Bu aradaki uçurum farkını araştırmak lazım. Toplumda bile roller kadın ve erkekler olarak ayılmış. Kadına çizilen roller var. Erkekler tarafından çizilen bu dünyanın dışında çıkıldığında 'namuzluzluk' olarak ele alınıyor. Erkek çevresine nasıl bakıyorsa, herkesi de kendisini gibi bakacağını düşünüyor. Sorunun temelinde buradan kaynaklanıyor" diye belirtti. Şiddete karşı toplumun yargılarının değişmesi gerektiğini dile getiren Erkan, şunları aktardı: "Akademini dilinin bile değişmesi lazım. Önceden 'töre' ve 'namus' üzerinde ele alıyordu. Cinayetin önüne sıfat kullanmadan cinayeti, cinayet demeli ve öyle almalıyız." 

'Ataerkil toplumun güçlü olduğu yerlerde cinayetler artıyor'

Erkan'ın ardından "Töre ve namus cinayetlerini önlenmesinde söylem ve söylem bütünlüğünün önemini" değerlendiren Sabri Eyigün de, "namusu" için yaşayan bir toplumun "namus" kavramının içini dolduramadığına dikkat çekerek, "namus"un bir toplumda aile fertlerinin değerlerini belirleyen olgu olduğunu dile getirdi. Töre cinayetlerin önlenmesi için hukuksal bir aşama olmadığını söyleyen Eyigün, "töre" cinayetlerine dönük hukuksal boyutta yeteri düzeyde önem alınmadığını kaydederek şöyle devam etti: "2000 ve 2016 yıllarında Türkiye'de bin 200 kişi öldürüldü. 'Namus' cinayetleri doğrudan işlenmiyor. Bu cinayetler intihar süsü verilerek üstü kapatılıyor." Eyigün, ataerkil toplumun güçlü olduğu yerlerde "töre" ve "namus" cinayetlerinin arttığını söyledi. 

Diyanetin kadın cinayetleri konusunda net bir tutum almamasını eleştiren Eyigün, "Bu konu insanlara karşı işlenmiş bir suç olarak ele alınmalıdır. 'Töre' cinayeti sadece kadın sorunu değil, insanlık sorunudur. Toplumda önce şiddet kültürünün kaldırılması gerekiyor. Bu sadece "namus" sorunu değil, şiddet sorunudur. Toplum olarak şiddete karşı çıkmamız gerekiyor. Medya, "töre" cinayetlerini anlatırken magazinsel olarak ele almamalıdır" diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Konuşmaların ardından panel soru cevap bölümüyle son buldu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.