Diba Keskin: Erciş'in yaşam damarları kesilmiş durumda

Diba Keskin: Erciş'in yaşam damarları kesilmiş durumda

Van'ın Erciş ilçesi Belediye Eş Başkanı Diba Keskin Yüksekova Haber'den Erkan Çapraz'ın sorularını yanıtladı.

Erkan Çapraz: Sayın Keskin, yurttaşlar tarafından size en çok sorulan soruyu sorarak başlayalım. Erciş'te kentsel dönüşüm ne durumda?

Diba Keskin: Şimdi 2011'de deprem oluyor, 2012'de hükümet kentsel dönüşüm diye bir proje başlatıyor. Erciş'in merkezi olan 44 hektarlık alan birinci, ikinci ve üçüncü etap olmak üzere üç bölgeye ayrılıyor. Birinci etabı da kendi içinde üç etaba ayırıyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birinci etabın birinci bölümünü TOKİ'ye veriyor. Diğer bölümünü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapacak. Burada Bakanlık TOKİ ile beraber kamulaştırmaya gidiliyor. Oradaki dükkan ve bina sahiplerine, "Binanızı, dükkanınızı bize verin, biz karşılığında size burada isterseniz para vereceğiz, isterseniz dükkan yapacağız karşılığında dükkan vereceğiz, burada almıyorsanız da TOKİ konutlarında size daire vereceğiz" denilmiş.

"BELEDİYE 44 HEKTARLIK ALANDA BİR ÇİVİ BİLE ÇAKAMIYOR"

dibakeskin.jpg- Halk bunu kabul ediyor mu?

Birinci etapta halkın %85'i ile anlaşılıyor. Fakat 2012 yılından bu yana kadar herhangi bir çalışma yok. Aynı zamanda Erciş Belediyesi'nin de merkezdeki 55 dönümlük arazisini alıyorlar. Buna karşılık Erciş Belediyesi'ne şuanda halihazırda yapılan bir belediye binası var, bir de merkezde bir cami var. Biz Erciş Belediyesi'nin yerini araştırdık, 600-700 Milyon TL değerinde. Fakat TOKİ'nin Belediyeye verdiği, bir belediye binası ve bir cami. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bununla da kalmamış, 2012'de Erciş Belediyesi'nin yetkilerini istemiş. Ve Erciş Belediye Meclisi kendisine ait bütün yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na devretmiş. Bu şuna tekabul ediyor, Erciş Belediyesi'nin merkezde 44 hektarlık alanda tabiri caizse bir çivi çakacak veya yerinden sökecek yetkisi yok. Fakat şöyle bir görev vermiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile halk arasındaki aracı kurum olmuş. Bir nevi taşeron olmuş. Yani git şu binayı kaldır, şu binayı içerisinde vatandaş varsa çıkar, o binayı yık, enkazı oradan kaldır, ben gelip çalışma yapacağım.

'SEÇİMDE KOZ OLARAK KULLACAKLAR'

- Peki o süre boyunca ne yapıldı?

O tarihten beri Erciş'te bir yapılaşma yok. Ne binalar yapılıyor, ne dükkanlar yapılıyor, hiçbirşey yapılmıyor. Öyle olunca da bir zamanlar 30 metrekare ya da 15 metrekare dükkanı olan insanlar açıkta kalıyor. Gidecek yerleri yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu dükkan sahiplerine prefabrik dükkanlar getirmiş, Atatürk parkına bırakmış. Gidin orada çalışın demiş. Ama bunu da yine bedava vermiyor, kira alıyor. 400 TL ile kiraya veriyor. İnsanlar orada satış olmaz diye oraya da gitmiyorlar. Kimisi bir baraka, kimisi bir büfe, kimisi başka bir yerde yer kiralamış ve bu kentsel dönüşümün hayata geçirilmesi çalışmalarını bekliyor.

Burada şöyle birşey var, şimdi siz girseniz internet sayfalarından Erciş imarına baksanız, Erciş'in merkezi fludur. Oraya herhangi bir imar falan bırakmamış. Çünkü bir yapılaşma yok. Bunu seçimlerde koz olarak kullanıyor. Belediye seçimlerinde koz olarak halka karşı kullandı. 'Biz seçilirsek yapacağız' dediler, bu seçimlerde de bunu diyecekler. Halbuki bu dükkanları alınan insanların bir mağduriyeti var.

'MERKEZ YIKILMIŞ, BİR YAPILAŞMA DA YOK'

- Erciş halkı ne diyor bu duruma?

İnsanların da bir beklentisi var. Şimdi az önce de bir Ercişli vatandaş kapıda 'kentsel dönüşüm ne olacak?' diye sordu. Sadece dükkan sahipleri değil, bina sahipleri de var. Erciş'in ticaretinde bir aksama var. Bunun dışında Erciş insanının psikolojisinde bir tavma var. 3 yıl bitti, dördüncü yılına giren bir deprem var ama Erciş'te kensel dönüşüm alanında ya da devletin, hükümetin sahiplenmesi alanında herhangi bir çalışma yok. Orada insanların psikolojisi şöyledir; bir bina yıkılmış her sabah o binanın yanından geçen kişi oradaki akrabasını, arkadaşını, iş yerini hatırlar. Çünkü orada her bina canlıdır. Hatıraları vardır, hatırlattıkları vardır. Her gün oraya bakınca orayı boş buluyor. Onu hatırlayınca da etkileniyor. Bu bir bina iki bina, üç bina değil. Merkez yıkılmış, bir yapılaşma da yok.

dibakeskin3.jpg

'GELEN TRİLYONLAR HALKA DEĞİL YANDAŞLARA GİTMİŞ'

O dönemde Başbakan Erciş'te dedi ki, "Ben Van Belediyesi'ne para vermeyeceğim, Van Belediyesi'ne verirsem malum yerlere gider. Biz Erciş'e bakacağız" dedi. Kaderin bir cilvesi; o tarihte ben de onun o açıklamasını televizyondan izliyordum. Gittim geldim Erciş'in Belediye Eş Başkanı oldum. Tanığıyım ve şahidiyim hiçbirşey yapılmadı. Halka söylenmiş bir söz vardı, kendisi diyor ki ben trilyonlar aktardım. Gelen trilyonlar halka gitmemiş. Gruplara gitmiş, yandaşa gitmiş. Ailelere gitmiş. Dolayısıyla bir yapılaşma olmadığı için halkın psikolojik durumu ve ekonomik durumu kötü. Akşam bir zamanlar normal bir esnaf olan, dükkanını vergisini, kirasını veren vatandaş şimdi eve ekmek götüremiyor. Bir beklenti, bir umutsuzluk içinde. Bu seçimde yine bunu kullancaklar. Biz yapacağız, edeceğiz diye diye insanları yine kandırma yoluna, insanların ekmeğiyle oynama yoluna gidecekler. Mesele budur.

Vatandaş şuanda bu 44 hektarlık alanda hiçbrşey yapamıyor. Bakanlar kurulu kararıyla yasaklanmış. Orada şuan hiçbirşey yapamayız. Bu da insanların moralini bozuyor. Bu 44 hektarlık alanın dışında bir de riskli alan var, özel proje alanı ilan edilen yerler var. Velhasıl oturup Google Earth'te Ankara'da kendisine kararlar vermiş. "Burası Heci Amca gilin taraflarıdır burası kalsın, çünkü onların amcalarıdır ama BDP'lilerin yerleri veya burası bir zamanlar onlara düşman olanların yeridir" gibi kararlar vererek perişan etmiş. Bunun dışında aynı yıl içerisinde 3 defa imar değişikliği yapılmış. Erciş'te bir imar planı yapılmış ve bu imar 3 defa değişikliğe uğramış.

'ERCİŞ'İN YAŞAM DAMARLARI KESİLDİ'

- Yurttaşlar bu zor günlerinde sıkıntılarını size ulaştırabiliyor mu? Siz bu kentsel dönüşüme nasıl bakıyorsunuz?

Erciş'i genelde 2 aile yönetmiş. İlk defa Erciş Belediyesi halkın eline geçti. 86 yıllık belediye tarihinde ilk defa halk kazanmış. Hep bu iki aile yada aşiretler veya sisteme dayanan partiler kazanmıştır. Burada ne oluyor, insanlardaki umutsuzluk artıyor. Sen benim imarımı 3 defa değiştirdin, sen merkezde benim kendi dükkanımın yerine dükkan yapmama izin vermiyorsun, sen benim çalışma yapmama izin vermiyorsun, benim şehrimin ticareti gitti. Normalde Ahlat, Adilcevaz, Muradiye ve Patnos Erciş'ten beslenirdi. Şuanda Erciş kendine bile yetemiyor. Erciş'in yaşam damarlarını kesildi. Nefes almasına bile izin verilmiyor. Böyle bir psikolojik travma yaşattığın insanların şimdi de canını acıtıyorsun. Biz seçimi kazandıktan sonra, dediler ki BDP kentsel dönüşüme karşıdır. Ben defalarca açıkladım, 'hayır efendim biz kentsel dönüşüme karşı değiliz' dedim. Hatta açın, bir sempozyum düzenlemiştik ve ben orada da söylemiştim. Bizim partimizin, programına, paradigmasına, planına filan hiçbir şekilde uygun değil. Çünkü biz ekolojik bir kent diyoruz, dikey yerleşme değil yatay yerleşmeden bahsediyoruz. Biz bağ, bahçeden bahsediyoruz. Ama burası 3 yıldır bir deprem yaşamış, dördüncü yılına giriyor ve insanlar artık ekonomik olarak, psikolojik olarak kötü. Bu projeyi istemediğim halde destekliyorum. Erciş halkının mağduriyeti giderilsin diye destekliyoruz. Buyurun gelin bizim yapacağımız birşey varsa yapalım. Ama maalesef 12 yıldır iktidarda olan bu hükümet her zaman insanların aşıyla, ekmeğiyle ve umutlarıyla oynamıştır. Bunu da yine bu seçimde insanlara karşı 'sen beni görürsen, ben sana ekmek vereceğim, dükkanını yapacağım' diyecekler. Buna şantaj mı denir ne denir adını siz bırakın.

dibakeskin4.jpg

BELEDİYENİN 182 MİLYON TL BORCU VAR

- Belediyenizin ne kadar borcu var?

Belediyeyi devraldığımızda bir araştırma yaptık. Belediyemizin kayıtlı 182 trilyon borcu var. Aynı zamanda deprem döneminde yıkılan binalardan dolayı, o yıkılan binalardaki can kayıplarından dolayı, ruhsatsız, usülsüz yapılardan dolayı aileler belediye aleyhine davalar açmışlar, kazanıyorlar da. Davalar haklı olarak kazanılıyor. Bir 48 Milyon TL de oradan bekliyoruz. Ama şuanda net kayıtlı 182 Milyon TL borç var. Erciş Belediyesi'nin yıllık İller Bankası'ndaki geliri 26 Milyon TL'dir. 180 bin nüfusu var. 110 köyü ve mezrası var. Borcu 182 Milyon. Yıllık geliri ne yazık ki 26 Milyon TL. Bu paranın yıllık 8-9 Milyon TL'si de zaten maaşlara gidiyor. Bir de ayrıca başka bir acı gerçek, belediyeyi artık bizim almamız kesinleştikten sonra,  son iki gün 27 kişiyi işe almışlar. Şimdi Belediyelerin mevsimlik işçi kadroları vardır. Bu mevsimlik işçi kadrosundan aldığınız zaman bunlar sözleşmeli insanlardır. Bunlara meclisten vize alırsınız ve çalıştırırsınız. Bu kişiler yasa gereği 5 ay 10 gün çalışırlar, sonra işçten çıkarlar, bir sonraki yılda bir daha 5 ay 29 gün çalışırlar. Erciş Belediyesi bu insanları 4 yıl boyunca hiç işten çıkarmadan kadrolu işçi statüsünde çalıştırmış. İşkur Erciş Belediyesini uyarmış. Siz usulsüz çalıştırıyorsunuz demiş. Uyarmış, kanunen bunlar işten çıkarılmasa bunların maaşları belediye başkanlarına zimmetleniyor. 187 kişi bu şekilde çalışıyor. Fatih Çiftçi döneminde bu kişileri 5 ay çalıştırmış, sonra oradan çıkışları vermiş, belediyenin şirketi üzerinden işe almış. İlk iki üç yıl böyle yapmış, sonra o da boşver demiş. 12 ay o insanlar çalışmışlar. İşkur - SGK her neyse bu insanlar Erciş Belediyesi'ne 910 Bin TL ceza kesmiş. Belediye takmamış. Onlar da o zaman Belediye Başkanı üzerine zimmetlemeye cesaret edememişler.

- Nasıl çıktı bu durum ortaya?

Van'da bir işçinin böyle bir yıllık maaşı Bekir Başkan'ın maaşından kesildi. Seçimi aldıktan sonra GAP Belediyeler Birliği ve Van Belediyesi'nden arkadaşlar geldi. Dediler ki bu insanların işten çıkarılması lazım. Siz de daha önceki hukuksuzluğu devam ettirdiğiniz için siz de suçlu duruma düşüyorsunuz dediler. Biz başta çıkarmamaya çalıştık ama sonradan İç İşleri Bakanlığı'ndan müfettişler geldi denetlemeye. Bir müfettiş dedi ki Başkan sen bunları çıkarmak zorundasın. Dedim ki, "Beyefendi siz en son ne zaman bu belediyeye geldiniz? Dedi ki, 4 yıl önce. Peki bu insanlar ne zamandan beridir çalışıyor? Kimisi 7 yıldır, kimisi 5 yıldır. Şimdi o zaman bu 4, 7 veya 5 yıldır çalışan insanlar için bu hukuk işlemedi de BDP'ye gelince mi hukuk işledi diye ben kendisine soru sordum. Başkan hanım ben devlet memurum, ben kendi işime bakarım dedi. Siz çıkarmasanız, biz de sizin hakkınızda işlem başlatırız dedi. Sonra mecburen biz bu 187 kişiyi işten çıkardık. Bu 187 kişinin içinde sadece 43'ü vizeliydi. Dedik ki onlara isterseniz kıdem tazminatınızı veririz, isterseniz sizi emekliye ayırırız isterseniz de gidin mahkemeye başvurun, bunu yapmak zorundayız dedik. Biz de bu insanları çıkardık şimki mahkemenin sonucunu bekliyoruz.

dibakeskin5.jpg

İşte böyle bir belediye devraldık. Ama çok onurlu ve gururluyuz. Yıllardır belediyenin kapısından geçmeye  cesaret edemeyenler gelip çay içiyor. Bunun onuru bile güzeldir. Ne olursa olsun, ne kadar sıkıntı olursa olsun, yükü ne kadar ağır olursa olsun, borcu ne kadar olursa olsun bizim insanımız gelip kendi insanıyla konuşuyor. Kimse onlara tepeden bakmıyor. Kimse onları hor görmüyor, kimse onları hor görmeye cesaret bile edemez.

'KÖYLERDE CİDDİ ÇÖP SORUNU VAR'

- Van'ın Büyükşehir olmasıyla Erciş'in köyleri de sizin hizmet alanınıza girdi. Köylerde durum nedir?

İnsanların ekonomik sıkıntısı çok büyük. Aile içi şiddetten, ekonomik durumdan, her türlü sıkıntıdan, kadınlardan haberdarız. Bu bize büyük bir yük bindiriyor. Çünkü Kadın yaşam destek evleri, sığınma evleri lazım. Bu bir gerçek ki halen başlık parası var. Kız çocuğunu başlık parası ile evlendirerek  aldığı para ile oğlunu evlendirenler var. Toplumumuzun bu toplumsal sorunları çok büyük. "Tune" isimli bir film vardı. Köylerimiz Tune. Gerçekten hizmet gitmemiş. Şimdi hepsi mahalle oldu. Şimdi biz hizmet götürmek zorundayız. Biz bu sene bütün köylerimizi gezdik. Karşılaştığımız en acı şey çöp sorunu. Biz gittiğimiz köylerde bununla ilgili konuştuğumuz zaman her yerde dediler ki; ilk defa birileri bize diyor ki bu çöpleri böyle atmamanız gerekiyor. Biz çöpleri, atıkları dereye atıyorduk diyorlardı. Zilan deresinin etrafında 17 köy var. Bu 17 köyün kanalizasyon atığı dereye akıyor. Diyorlar ki hiçkimse bize anlatmamış. Biz de diyoruz ki bizim farkımız budur. Biz sizin insanlarınızız. Sizin köyün çöpü de, suyu da, sorunu da bizimdir diyoruz. Köylerimizin ciddi anlamda hizmete ihtiyacı var. Bizim de elimizde 1 yılda var 26 Milyon TL. Bu 26 Milyonun da 9 Milyon'u maaşa filan gidiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.