Deprem riski yüzde 25 arttı

Türkiye’nin Deprem Tehlike Haritası 22 yıldır yürürlükteyken yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritaları ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği de Bakanlar Kurulu’nda onaylanmayı bekliyor.

Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, beklenen İstanbul depremi öncesi yeni deprem tehlike haritalarında Türkiye’nin bazı yerlerinde deprem tehlikesinin eskiye göre yüzde 25 arttığını ifade etti. Eyidoğan bu artışı deprem kaynak zonlarının yeniden gözden geçirilmesine ve arazideki diri fay artışlarına bağlarken bu güncellemelerin bir an önce onaylanması gerektiğini belirtti.

Hazırlanan yeni harita ve yönetmeliği Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’a değerlendiren Eyidoğan kentlerde tehlikelerin afetlere dönüşmesinin nedenlerini şöyle anlattı: “Kentsel alanlarda tehlike kaynak ve türlerinin tespiti çok yetersiz ve önlemler alınmamaktadır. Teknik personelin risk bilinci, bilgi ve donanımı yetersizdir. Doğal ve teknolojik risklerin sektörel ve mekânsal ölçeklerde yönetilmediği bir kentleşme süreci yaşanmaktadır. Yapılaşma ve planlama süreçleri riskleri giderecek nitelikte değildir. Kentsel sakınım planlaması ve risk yönetimi gelişmemiştir.”

22 yaşındaki eski deprem haritasının Türkiye’nin ihtiyacına yanıt vermediğini anlatan Eyidoğan harita ve deprem yönetmeliğinin güncellenmesinde geç kalındığının altını çizdi ve şu soruları sıraladı:  “Bakanlar Kurulu’na gönderildiği duyumunu aldığımız bu tehlike haritaları ve deprem yönetmeliği bir an önce onaylanıp yürürlüğe girmelidir. 1996 yılından bugüne kadar resmi bir teknik yönetmelik olmadan yapılan yüksek yapılar için nasıl bir değerlendirme yapılacaktır?

Bunların yapı denetimi bugüne kadar nasıl yapılmıştır? Bu yeni yönetmelik ve harita yürürlüğe girdikten sonra 1996’dan sonra yapılan yapıların depreme dayanıklılık performansları yeni kurallara göre nasıl değerlendirilecektir? İnşaat ve yapı denetim şirketleri dahil ilgili sektör elemanları nasıl ve hangi kurum tarafından bilgilendirme ve eğitim sürecine alınacaktır? İnşaat, Jeoloji, Jeofizik ve Mimar odaları bu eğitim verme faaliyetlerinde yer alacak mıdır?”