Buldan: Yaşananlara ses çıkarmayanlar gerekli cevabı alacak

Buldan: Yaşananlara ses çıkarmayanlar gerekli cevabı alacak

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, muhalefeti yaşananlara sessiz kalmakla eleştirdi. Buldan, "“İstanbul başta olmak üzere birçok yerde aday göstermedik. Bugün yaşananlara ses çıkarmayanlar, bizden cevabı mutlaka alacaklardır” dedi.

Meclis çalışmalarını 3 gün süreyle boykot ederek Diyarbakır’a çıkarma yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Barış Pınar Harekatı, belediyelere kayyım atanması, belediye eşbaşkanlarının tutuklanması ve Meclis’teki muhalefet partilerinin tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan, “Bugün Türkiye’nin batısında böylesi durumlar yaşanırken, bölgede yaşananlara ses çıkarmayanlar, bizden cevabı gerektiği zamanda mutlaka alacaklardır” ifadelerini kullandı.

‘SÜRECİN KAZANANI KÜRTLER’

Barış Pınarı Harekatı’yla ‘Türkiye’nin Suriye bataklığına girdiğini ve o bataklıktan çıkamadığını, dünyanın da buna tanıklık ettiğini vurgulayan Buldan, bunun Türkiye’nin Kürt halkının kazanımlarına yönelik bir müdahale girişimi olduğunu söyledi. “Türkiye’nin Suriye’de uyguladığı politikanın, Kürt halkının yüzyıllardır vermiş olduğu özgürlük mücadelesinin ne kadar meşru ve haklı bir mücadele olduğunu ortaya çıkardığını” söyleyen Buldan, “Rojava meselesi ile birlikte bu sürecin kazananının Kürtler olduğu ortaya çıkmıştır” dedi.

HDP olarak her şartta Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanmasını savunduklarını belirten Buldan, Rojava’ya yönelik operasyonda Kürtlerin birlik ve beraberliklerini ortaya koyduklarını ifade etti. Buldan, Kürt ulusal birliğine ilişkin şunları söyledi: “Hiçbir dönem Kürt halkının temsilcilerinin bu kadar ortak, bu kadar birlik ve beraberliği ortaya koyduğu bir dönemi hatırlamıyorum. Evet, Kerkük meselesinde, Afrin meselesinde, Türkiye’de Kürt halkına yapılan zulümde, kayyum meselesinde, siyasetçilerimizin tutuklanmasında cılız da olsa, ses çıkardılar. Ancak Suriye meselesinde, Rojava’ya yönelik operasyon meselesinde, Kürtler birlik ve beraberliklerini ortaya koydular. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) yapmış olduğu açıklamalar önemli ve kıymetliydi. Keşke daha önceki yapılan haksızlıklarda Kürtler bu birlik ve beraberliklerini gösterebilseydi. Belki bu kadar acı yaşanmazdı.”

‘KEŞKE MÜZAKEREYİ SEÇMİŞ OLSALARDI…’

Türkiye’nin geleceği ve demokratikleşmesi açısından Dolmabahçe Mutabakatı’nın son derece önemli olduğunu, ancak “AK Parti hükümetinin mutabakatı berhava etmesinin, Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu krizin, kaosun asıl nedeni olduğunu” savunan Buldan, “Sayın Öcalan başından beri çözüm için hazır olduğunu ifade etmiştir. Sayın Öcalan’ın barışa dair, demokrasiye dair, Türkiye ve Suriye halklarının geleceğine dair, Kürtlerin geleceğine dair, önemli perspektifleri vardı. Dört duvar arasında olmasına rağmen her zaman şunu söylemiştir. ‘Ben bu koşullarda bile Suriye-Türkiye halklarının geleceği için ve Ortadoğu halklarının geleceği için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. Türkiye ve Kürt halklarını birbirine kırdırmaya, birbirine düşman etmeye, artık bu ülkeyi yönetenler bırakmalıdır’ demiştir. Böyle bir uyarısı vardır. Geldiğimiz noktada Sayın Öcalan’ın ne kadar haklı olduğu ve o barış politikasındaki ısrarının ne kadar haklı olduğu, bir kez daha ortaya çıktı. Keşke başında beri, 2013 yılında başlayan barış ve müzakere sürecini bitirmeyip, devam ettirip Kürtlerle bir kez daha diyalogu ve müzakereyi seçmiş olsalardı, bugün bu krizler yaşanmayacaktı” dedi.

Öcalan’ın, çözüm için hâlâ aynı noktada olduğunu, Türkiye’nin bunu anlayıp tecridi kaldırıp düzenli bir görüş sağlaması gerektiğini kaydeden Buldan, bu görüşme trafiğiyle birlikte Öcalan’ın, ülkede yaşanan kriz ve kaosun önüne geçecek düşüncelerinin dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.

‘KÜRT HALKI ONLARA SAHİP ÇIKMAYACAK’

Sadece Kürtlerin değil, hukuksuzluğun önüne geçebilmek adına Türkiye halkları ve muhalefetinin bir ittifak oluşturması gerektiğini söyleyen Buldan son olarak şöyle devam etti, “Bugün Diyarbakır’a, Mardin’e, Van’a sadece Kürt olduklarından dolayı kayyum atanıyorsa eğer, Türkiye’nin batısındaki belediye başkanları eğer Kürtlere sahip çıkmazsa, yarın öbür gün oradaki belediye başkanlarına yapılacak olan en ufak bir haksızlıkta, hukuksuzlukta Kürt halkı onların yanında hep durdu, durmaya da devam ediyor. Fakat böyle giderse Kürt halkı çok üzülerek ifade etmek isterim ki, bu mücadelede kendisini geri çekecektir. Yani Türkiye’nin batısındaki belediye başkanları, özellikle muhalefet belediye başkanlarının, bu dönemde birlik beraberliği olmadı. Hiç kimse bu bölgede yaşanan haksızlık karşısında bir söz söylemedi. Bu belediye başkanlarına sahip çıkmadı. O yüzden ileride yaşanacak haksızlıklarda bu sefer Kürt halkı onlara sahip çıkmayacaktır. Bunu üzülerek söylüyorum. Oysa biz Türkiye’nin demokratikleşmesi için, büyük bir demokratik ittifakı kurmuştuk. Ve bunu 31 Mart yerel seçimlerinden sonra, iptal edilen İstanbul seçimleri başta olmak üzere birçok yerde demokrasi ittifakıyla aday göstermedik. Demokrasi ittifakı kazansın diye o adayları sahiplendik. Bunlar önemliydi. Çünkü biz geleceğe yatırım yapmak istedik. Türkiye’nin demokratikleşmesine yatırım yapmak istedik. Fakat bugün Türkiye’nin batısında böylesi durumlar yaşanırken, bölgede yaşananlara ses çıkarmayanlar, bizden cevabı gerektiği zamanda mutlaka alacaklardır. Bu gerçekliği ortaya koymak gerekiyor.”

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.