Bozan: Bize oy vermeyenlere pozitif ayrımcılık yapacağız

Bozan: Bize oy vermeyenlere pozitif ayrımcılık yapacağız

Mardin büyük şehir olduktan sonra, tarihi kent olarak bilinen yerleşim yerinin ismi de Artuklu İlçesi oldu.

YÜKSEKOVA HABER / ÖZEL

MARDİN - Yılda milyonlarca turistin ziyaret ettiği, ortadoğunun Venedik’i olan bir yer. Bununla birlikte Kürtler, Süryaniler, Araplar, Êzîlerin bir arada yaşadığı, ezan ve çan’ın birbirini selamlar gibi aynı yamacın eteklerinde durduğu bir kale.

Böyle olunca da Artuklu ilçesinin “örnek dünya kenti” olması yolundaki en büyük görev yerel yönetimlere düşüyor. Tarih ve modernitenin kesiştiği noktada olan bu kentin geleceği için Mardin Artuklu BDP eş başkan adayı Leyla Sevinç Bozan ile bir röportaj yaptık. Leyla Sevinç Bozan, Kadın temsiliyetine cinsiyetçi yaklaşmıyor;  kadınların, birey olarak yaşamın her alanında üretimin içinde olmaları gerektiğine inanıyor. Seçilmeleri durumunda yapacakları hizmetleri anlatırken kadınları ve üniversite gençliğini özel bir yere koyuyor. Kent’in bazı kesimlerinin ön yargıları olduğunu, bu sebeple seçilmeleri durumunda bu ön yargıları kıracaklarını, yapacakları çalışmaların herkesimi kapsayacağını, tek dertlerinin bu kadim kent’te hizmet etmek olduğunu söylüyor.

'BİZE OY VERMEYENLERE POZİTİF AYRIMCILIK YAPACAĞIZ'

Belediye eş başkan adayı olma fikri nasıl doğdu?

Belediye eş başkanlığı için ben başvurmadım. Uzun yıllardır partide kadın çalışmalarında, akademide yer aldım, parti genel merkezinde parti meclis üyeliği yaptım. En son da siyaset akademisinde çalışıyordum. Toplumsal cinsiyet ve kadın derslerini veriyordum. Başvurular zamanında genel bir talep oldu. Dosya vermemi istediler. Tabi ben illa belediye başkanlığı için dosya vermedim ama hazırladım dosyamı ve teslim ettim. Partimiz ve kadın hareketimiz eş başkanlık için beni uygun görmüşler. Ben de bu sorumluluğu üstlendim. Hangi alanda olursa çalışırım dedim.

Öz yönetimle özgür kimliğe şiarıyla neyi amaçlıyorsunuz?

Mardin üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak Mardin; dillerin, inançların, kültürlerin bir arada yaşadığı bir şehir. Tabi biz ulus devlet anlayışına karşıyız. Demokratik ulusu oluşturma çabası içerisindeyiz. Demokratik ulus kavramından da herkesin kendi rengiyle, kültürüyle, diliyle, inancıyla bir arada, eşit ve özgürce yaşama olarak anlıyoruz ve bu anlayışı da bu şekilde pratikleştireceğiz. Bu anlamda öz yönetimle yerellerde, kendi kararlarımızı kendimiz vereceğiz, birlikte uygulayacağız. Bu yönetim organlarımız öz yönetim organlarımız olacak, meclislerimiz olacak. Sokaklardan tutun kadın meclisine, gençlik meclisine kadar hayatın her alanında insanlar örgütlü bir duruş içinde olacak. Tabi bu demokratik bir örgütlülüktür, demokratik bir siyasettir. İstek ve taleplerini, nasıl yaşama istekleri olduğunu ve talepleri hayata geçirme anlamında biz halkımızla birlikte çalışacağız. Bu hiyerarşik bir örgütlenme değil. Tamamen yatay bir örgütlenme şeklidir. Toplumun ruhuna uygun bir yönetim şeklinin de bunun olduğunu düşünüyoruz.

'İŞE SIFIRIN ALTINDA BAŞLAYACAĞIZ'

Benimsediğiniz ve hayata geçirmek istediğiniz belediyecilik anlayışını anlattınız. Peki, bu sizi korkutmuyor mu? Mardin; Hakkari, Diyarbakır, Van gibi BDP belediyesini tanımıyor. Seçildiğiniz takdirde projelerinizi uygulama noktasında endişeleriniz var mı?

Bahsettiğiniz diğer yerlerde artının üzerinde başlanıyor çalışmalar. Biz sıfırın altından başlamak zorundayız. Gerçekten bu şehrin, halkların insani ihtiyaçları karşılanmamış. 21. yüzyılda Mardin gibi kadim bir şehirde su sıkıntısı yaşanıyor. Alt yapı sorunları hat safhada. Yollar, kaldırımlar, yeşil alanlar, ulaşım, kanalizasyon neye el atarsanız atın enkazla karşı karşıyasınız. Bu anlamda biz, gerçekten sıfırın altında başlamak durumundayız. Ama bize güç veren şey halkın bize olan umudu, inancı, güvenidir. Bizim partimizin yolsuzluk, hırsızlık yapmadığını, rüşvet almadığını, hizmet götürmede eşit davrandığını, eşit paylaşımdan yana olduğuna yönelik Mardin halklarının bir kaygısı yok. Biz de bundan güç alıyoruz.

Eş başkanlık sistemiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Bizim için eş başkanlık sistemi devrimsel bir adımdır. Radikal ve demokrasi anlamında büyük bir adımdır. Biz yerel yönetim anlamında ilk olacağız. Tabi, eş başkanlığı sadece temsiliyet olarak düşünmüyoruz. Kadın, hayatın yarısını nasıl oluşturuyorsa, her alanda olması gerektiğini de savunan bir partiyiz. Daha önce yüzde 40 kadın kotasıyla çalışmayı yürütüyorduk. Ama şimdi aday gösterdiğimiz her yerde bir erkek ve bir kadın belediye başkan adayı gösterdik. Tabi bu sadece belediyeleri kapsamıyor. Tüm kurumlarda eş başkanlık sistemini hayata geçireceğiz. Şuna da vurgu yapmak istiyorum. Türkiye’deki 26 kadın belediye başkanından 15 i BDP’li. İl genel meclisinde de diğer partileri katlayacak sayıda kadın arkadaşlarımız var. Tüm yerel yönetimlerimizde kadın komisyonu, kadın kurulu, kadın birimi ve özgür kadın masalarını kurduk. Hedefimiz Artuklu Belediyesi’nde de bunu yaratmak. Toplumsal cinsiyet etki değerlendirme raporu sayesinde uygulanması ön görülen bütün yerel yönetim hizmetlerinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından bir rapor olacak. Yerel yönetimde yapılacak bir çalışmanın kadın lehine olup olmadığı yönünde çalışmalar olacak ve buna kadınlar karar verecek. Bunun üzerinden çalışmalar yürüyecek. Ayrıca kadın bütçesi ve gençlik bütçesi olacak.

Erkek zihniyetinden arındığınızı düşünüyor musunuz?

Erkek zihniyetinin iktidarcı bir bakış olduğunu biliyoruz. Kadının doğasında ise iktidar anlayışı yok. Bu iktidar anlayışı öğrenilmiş bir şeydir. Kadının doğasında paylaşımcı, sorunlara yaklaşımda pratiktir. Kadının duygusal zekasını analitik zekasıyla birleştireceğiz. Kadın-erkek eşitliğini sağlamak da topluma, doğaya ve insana, doğru yaklaşımla olacağını düşünüyoruz. Bu anlamda bizim genel paradigmamızda demokrasi, kadın özgürlüğü ve ekolojik yaşam yer alıyor.

'KEPENKLERİ BİZ AÇTIRACAĞIZ'

Kısa, orta ve uzun vadeli projeleriniz nelerdir?

Alt yapı sorunlarıyla işe başlamak durumundayız. Mahallelerde şimdi toplantılar alıyoruz ve mahalledeki herkesi sınıf ayrımı yapmadan o toplantılara katıyoruz. Mahallelerin fizibilitesini çıkardık. Nerede ne ihtiyaç olduğunu çok iyi biliyoruz. Gelin görün ki bu çalışmalarda bizleri çok şaşırtan sonuçlar elde ettik. Mesela Kotek Mahallesi’nde toplantıya gelen kadınlar çocuklar için salıncak istediler. Salıncaksız büyümüş o çocuklar. Kürt halkı ne kadar ezilmişse, ne kadar yoksulluk yaşıyorsa, aynı şekilde dışlanma, ötelenme diğer halklarımız için de geçerli. Sistemin olumsuzluğu hepimize eşit yansımış. Bu anlamda gerçek açığa çıktı. Biz diyoruz ki, evet halkın ön yargısı var. Sistem de alabildiğine bunun üzerinden gidiyor. Bize karşı antipropaganda var. Bir kepenk kapatma dedikodusu var. Çünkü bizimle ilgili bunlar rüşvetçidir, yolsuzluk yapıyorlar diyemiyorlar. Ellerinde kendilerince bir malzeme var: Kepenk kapatma. Ama şöyle bir gerçeklik de var. Mardin de 1. caddede esnaf yıllardır kepenk kapatmış. Esnaf ziyaretine çıkıyoruz, öğleden sonra saat ikide-üçte esnaf daha siftah yapamadığını söylüyor. Evine ekmek götürecek parayı kazanmamış daha. Biz de esnafa diyoruz ki turizmde yaratacağımız istihdam alanıyla, belediye köprü rolü oynayacak. Bu anlamda kapalı kepenkleri biz açtıracağız. Hizmet anlamında çok açık ve net söylüyoruz, diğer halklara pozitif ayrımcılık yapacağız. Önce, bize ön yargısı olan, asla bize oy vermemiş halklara hizmet götüreceğiz. Bu anlamda hem büyükşehir adaylarımızın sözü vardır hem de Artuklu’nun.

Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 7000’e yakın öğrenci var. Üniversite öğrencilerine yönelik projeleriniz var mı?

Üniversite öğrencilerinin en önemli sorunu ulaşım ve barınma. Bu iki önemli sorun üzerinde ciddi yoğunlaşmamız ve bir an önce çalışma yürütmemiz gerekiyor. Ayrıca Mardin merkeze ilişkin merkezi kütüphane projemiz var. Bunun çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Mardin Mezopotamya’nın başkentidir. Bu anlamda gerçek rol ve misyonunu oynayabilmesi için kültürel anlamda da bu şehrin ciddi bir desteğe ihtiyacı var. Tabi bu öncelikle gençlikle birlikte yapılacak. Kültürel ve sanatsal anlamda kendilerini geliştirebilecek alanlar sağlayacağız. Politika anlamında da onlara zemin hazırlayacağız. Kadınlara ve gençlere çok önem veriyoruz.

 'YETER Kİ TOPLUM ÖZGÜRLEŞSİN BİZ BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ'

Bu anlattığınız projeleri yapma ihtimaliniz nedir? Bürokratik engellerle karşılaşabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Bizde kanunlar şöyle, yargı karşısında hangi konuma düşeriz kaygısı yok. Gerçekten insanların lehine, ne gerekiyorsa fiili olarak onu yaparız. Eğer yapacaklarımız insanların yaşamına olumlu katkı sağlayacaksa sonuçların ne olacağını çok düşünmeyiz. Şimdiye kadar çok bedel ödedik, bundan sonra da o bedelleri vermeye hazırız. Yeter ki toplum özgürleşsin, demokratikleşsin ve ekolojik bir yaşam esas olsun. Bu tüm dünyanın soruna haline gelmiştir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.