Birtane'den Kürt kongresi yorumu

Birtane'den Kürt kongresi yorumu

Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi üyesi Mülkiye Birtane, Kürt Ulusal Kongresi'nin ertelenme nedenlerini ve kongrenin hazırlık düzeyini değerlendirdi.

HEWLER - Kürt siyasi çevrelerin temsilcilerinin 22 Temmuz'da Selahaddin (Mesif) kentinde biraraya gelmesiyle startı verilen Kürt Ulusal Kongresi'nin hazırlıkları bir taraftan devam ederken, diğer taraftan kongre tarihinin 24 Ağustos'tan 15 Eylül'e ertelendiği haberleri basına yansıdı. Kongrenin ertelenme nedenlerini ve Federal Kürdistan Bölge hükümetinin Rojava'ya sınırlarını kapatan siyasetinin Kürt Ulusal Kongresi hazırlıklarına etkisini Kongre Hazırlık Komitesi üyesi ve BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'ye sorduk. 

* Kürt Ulusal Kongresi'nin 24 Ağustos'ta yapılacağı söyleniyordu, ama Hazırlık Komitesi olarak 15 Ağustos günü yaptığınız toplantıdan sonra kongrenin 15 Eylül tarihe ertelendiği basına yansıdı. Kongre tarihini neden ertelendi? 

Mülkiye Birtane: Kongre 24 Haziran'da gerçekleştirilecekti; ama bazı komisyonlarımız henüz kimi çalışmalarını tamamlamadıkları için kongreyi ertelemeyi düşündük. Kongrenin gerçekleştirilme tarihine ilişkin birçok öneri vardı. 15 Eylül'de yapılması şeklinde de öneriler oldu. Ama komite birkaç gün içerisinde kongre tarihini netleştirip, 20 Ağustos günü yapacağı basın toplantısında da kamuoyuna duyuracak. Kongrenin ertelenmesinin temel nedenlerinden biri de komisyonların yürüttükleri çalışmaların hazırlık komitesine sunulmasıydı. Bilindiği üzere kongrenin gerçekleştirilmesi için 8 komisyon oluşturulmuştu. Bu komisyonlar yürüttükleri çalışmaların raporlarını Kongre Hazırlık Komitesi'ne sunacaklardı. Yani komisyonların çalışmalarını kongreye rapor etmeleri gerekiyordu. Delege sayısının 600 olacağı basına da yansımıştı. Bu 600 kişilik delegenin kalkıp, orada görüşlerini dile getirmesi çok fazla yerinde olmaz. Çünkü çalışmalar günlerce sürecek. Bu bakımdan oluşturulan bu 8 komisyon çalışmalarının raporunu hazırlık komitesine verecek, hazırlık komitesi de bu raporları düzenleyip, kongreye sunacaktır. Kongreye katılacak delegeler de hazırlanan bu raporlara ilişkin görüşlerini sunabilecek ve bu şekilde kamuoyuyla paylaşılacaktır. 

* Kürt Ulusal Kongresi'nin hazırlık düzeyi hangi aşamada? 

Şu ana kadar kültür-dil, özgür toplum, meşru savunma ve basın komisyonu gibi bazı komisyonlarımız çalışmalarını sonlandırıp, tasarılarını hazırlık komitesine sundular. Diğer komisyonlar da çalışmalarını hemen hemen bitirme aşamasındalar. Sadece kongre modeli ve temel prensipler komisyonları çalışmalarını henüz sonlandırabilmiş değil. Kongre Kürt siyasetini belirlemek üzere toplanacaktır. Birbirinden kopuk, dağınık ve karşıt tartışmaların olduğunu söylemek doğru olmaz. Kongrenin daha fazla güçlendirilmesine yönelik tartışmalar yürütülerek, sonuçları rapor haline getiriliyor. Kongrede, daha çok Kürt ulusal birliğine hizmet eden yaklaşımlar ne olacaksa bu temelde siyasi bir yaklaşım belirlenecek. Bu çerçevede mesajlar verilecektir.

* Delegasyonun belirlendiğini söylediniz. Bu delegasyonun parçalara göre dağılımı nasıl olacak? Bir de kadın ve gençlik için belli bir kotadan söz edilmişti. Delegeler tespit edilirken bu kota nasıl uygulanacak? 

Kadın katılımlarının yüzde 40'dan aşağı olmaması tartışmasını yürütmüş ve bu şekilde belirlemiştik. Dört parçadaki siyasetin ve kadın çalışmalarının nasıl yürütüldüğünü biliyoruz. Kuzey Kürdistan'dan gelecek delegelerde kadın katılımı daha fazla olacak. Sanıyorum, yüzde 40'dan daha fazla bir katılım sergilenecek. Diğer parçalardan da her kurum ve siyasi partiler de bu ölçüyü göz önünde bulunduracaklar. Örneğin gençlik için yüzde 10 kota verilmişse bu yüzde 10 kotanın yüzde 40'ının kadın olması gerekir. Yine bir siyasi partiye yüzde 5 kontenjan verilmişse yüzde 40 kadın olması lazım. Bu temelde bir dağılıma gidildi. Herkes bu ölçüyü göz önünde bulunduracaktır. Çünkü biz Ulusal Kadın Konferansı'nda bunu belirlemiştik. Bu karar Kürt Ulusal Kadın Konferansı'nda alınmıştı. Bu komite de bu ölçüyü esas alarak, uygulamaya koydu. Tüm parçalar da bunu esas alarak delege dağılımını yapmaktadır. 

* Delegasyonu parçalara dağıtırken neyi esas aldınız? 

Parçaların nüfusu, siyasetin etkisi ve bir de bir parçanın siyasi statüsünün diğerinkinden daha farklı olması temelinde bir düzenlemeye gidildi. Kuzey, Güney, Rojhilat ve Rojava şeklinde bir dağılıma gidildi. Zaten sekretarya delege sayısını 20 Ağustos günü yapacağı basın toplantısında kamuoyuna duyuracak. 

* Avrupa, Rusya gibi yerlerde yaşayan Kürtler için de bir kontenjan olacak mı? 

Diasporada yaşayan Kürtler için de bir kontenjan belirlendi. Örneğin Avrupa, Lübnan, Ürdün, Kafkasya vb. yerlerde yaşayan Kürtler de göz önünde bulunduruldular.

* Parçaların delegeleri belirlemesine ilişkin olarak da tespit ettiğiniz ölçüler var mı? Daha doğrusu parçalarda delegeler belirlenecek de bunu kim tespit edecek? 


Her parçanın kendi içerisinde oluşturdukları komisyonlar var. Bu komisyonlar delege dağılımını yapacaklar. Örneğin Kuzey için şunu belirtebilirim; Amed'te Sayın Öcalan'ın istemi üzerine bir konferans gerçekleştirildi. Yine Ankara'da ve Avrupa'da da bu temelde konferanslar yapıldı. Zaten bunların komisyonları var. Onlar da delege dağılımını yapacaklar. Partiler üzerinden delege dağılımına gidilecek. Zaten sivil toplum kurumlarının da kotası var. Sivil toplum kuruluşları, gençlik, siyasi partiler ve kadın kotasının dağılımı yapılacak. Geriye kalan kurum ve partiler de kendi aralarında bir dağılıma gidecekler. Bu konuda herhangi bir karışıklık söz konusu değil. 

* Tüm siyasi çevreler Kürt Ulusal Kongresi ile Kürtler arası birlikteliğin yaratılmasının hedeflendiğinden söz ediyorlar; ama, kongrenin hazırlıklarının yapıldığı şu sırada dahi Rojava'da Kürtler bir savaş halinde olmalarına rağmen Federal Kürdistan Bölgesi hükümeti sınırlarını onlara kapatmış durumda. Bir taraftan ulusal birliktelik deniliyor; ama diğer yandan Kürtler sınırlarını birbirine kapatıyor. Bu siyasal yaklaşımı nasıl yorumluyorsunuz? Bu yaklaşımlar Hazırlık Komitesi olarak çalışmalarınızı nasıl etkiliyor? 

Kürdistan'ın bir parçasında halka yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. Diğer yandan da Kürtlerin birliğini sağlamak üzere kongre hazırlıkları yapılıyor. Bu gerçekten de zor bir durumdur ve Hazırlık Komitesi'nin görevleri de ağırdır. Ama bu kongreyle belirleyeceğimiz ulusal siyaset ve birlik çalışmalarıyla tüm parçaların sorunlarını çözmeye ve ölçü belirlemeye çalışacağız. Ama yine de şimdi Rojava sınırının kapalı olması, halkımızın orada zulümle karşı karşıya olması bizlere acı vermektedir. Bu konuda birçok kez Güney Kürdistan hükümetine sınır kapılarının açılması ve oradaki halka yardımın gitmesi çağrılarında bulunduk. Ancak basına "kapılar açıktır" gibi yanlış haberlerin yansıtılması bizlere üzüntü veriyor. Eğer oradaki durumlar böyle tehlike altındaysa bu kapılar nasıl oluyor da açık olabiliyor? Orada bir savaş durumu var. Rojava'daki gençlerimiz, çocuklarımız ve yaşlılarımız kendini savunma halindeyse diğer parçaların da Rojava'ya destek vermesi gerekiyor. Bu nedenle basına yansıyan yanlış haberlerden dolayı basın da kendisini gözden geçirmelidir. Bu politika birliğe hizmet etmemektedir. Aslında iki gün önce kapı açıldı; ama bir tek mültecilerin kapıdan geçip Federal Kürdistan Bölgesi'ne geçmesine izin verildi. Ama hala halkın ticaret yapmasına, ihtiyaçlarını karşılamasına izin verilmiyor. 

* Rojava halkının mülteciliğine izin veren ama kaldığı yerde kalıp da kendi ihtiyaçlarını temin etmesine izin vermeyen bu siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Rojava'daki halkımızı başka bir parçaya göç ettirmek zorunda kalırsak, o parçayı da zor durumda bırakmış oluruz. Göçler yaşanmazsa o parçada mücadele yürütülür. Ama bir halkın topraklarını boşalttığınız zaman o toprakları savunmanın da hiçbir anlamı olmaz. Bu politika yanlış bir politikadır. Her parçadaki halkın kendi topraklarında kalması ve diğer parçaların o parçaya destek de bulunması gerekir. AKP hükümeti gibi halkı aç bırakıp, kendine bağlama politikası doğru değil. O parçadaki halkımız kendi topraklarında ticaret yapar ve yaşamlarını idame ettirirlerse Güney Kürdistan parçası için de bir sorun teşkil etmezler. Çünkü buraya binlerce insan göç edip gelirse siz bu insanları zorunlu olarak doyurmak, yer vermek zorundasınız. Tüm bunlar birer sorundur. Bundan dolayı o parça boşaltılırsa, o toprakların da hiçbir anlamı kalmaz. 

* Rojava'ya gönderilmek üzere hazırladığınız bir heyet vardı. Bu heyet neden durduruldu? Gidip gitmeyeceğine ilişkin her hangi yeni bir kararınız var mı? 

Rojava'ya gidecek olan heyet oradaki durumları ve ihtiyaçları incelemek ve netleştirmek üzere gidecek ve Kongre Hazırlık Komitesi'ne raporunu sunacaktı. Ama heyet basına "Rojava'da bir katliam olup olmadığını araştıracak" şeklinde yansıtılınca Rojava halkı tepki gösterdi. Tüm uluslararası kurum ve kuruluşların dahi kabul ettiği bir katliamın varlığını Kürt Ulusal Kongresi adına bir heyetin inceleyeceğini söylemek haklı olarak Rojava halkını öfkelendirdi. Fakat hem bu komisyonun durumuna hem Kuzey'deki sürece hem de Rojava'daki sınır kapısının durumu 20 Ağustos'ta yapılacak olan basın toplantısıyla kamuoyuyla genişçe paylaşılacaktır. Bundan dolayı da heyetin gidişine ilişkin medyada işte bazı sorunlar var, güçler arasında anlaşmazlık var gibi söylemler doğru değildir. 

* Bu kongre ile Kürt ulusal birlikteliğinin yaratılmasının hedeflendiği belirtiliyor. Ama Rojava sınırında olduğu gibi Kürtler sınırlarını birbirine kapatmışken, böylesi bir kongreyi yapmak mümkün mü? Daha doğrusu Rojava sınırı açılmadan ve Rojava halkı üzerinde ambargo kaldırılmadan bu kongreyi gerçekleştirebileceğinize inanıyor musunuz? 

Tüm savaşların sonunda müzakereler olur, barış sağlanır ve bir uzlaşmaya gidilir. Bu uzlaşma sürecinde elbette ki birçok sorun yaşanıyor. Rojava sınır kapısının kapatılması ve ambargo uygulanması tüm Kürdistani güçlere acı vermektedir. Bu durumu sadece kişi olarak BDP adına söyleyemem, Kuzey Kürdistan'daki tüm partiler bu katliamın kabul edilmeyeceğine dair tepkilerini ortaya koydular. Bu kongrenin Rojava'ya uygulanan ambargonun kaldırılmasına vesile olacağına inanıyorum. Çünkü Güney Kürdistan hükümeti de bu gerçeği çok iyi biliyor. Hiçbir Kürdistanlı güç de bu ambargoyu kabul etmez ve etmeyecektir de. O açıdan kongre gerçekleştirilecek. En son Türkiye Cumhurbaşkanı "Kongre Türkiye sınırları dışında gerçekleştiriliyor, bu bizi ilgilendirmez" şeklinde bir açıklamada bulundu. Açıklamasında Mesut Barzani'nin durumunu da değerlendirerek, "Kongrede Türkiye'yi zorlayacak herhangi bir şey olmamalı" demektedir. Bu ne anlama geliyor? Yani herkes bu kongrenin ciddiyetini kabul etmiştir, anlamına geliyor. Biz Kürtler de bu aşamadan sonra her dört parçanın durumunu Kürt ulusal birlik ruhu çerçevesinde göz önünde bulundurmazsak, bu tüm Kürtlerin siyasi yanlışlığı olur. O açıdan da kongre çalışmaları tüm ciddiyetiyle devam edecektir. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum