Bateyî: Asimilasyonu güçlü bir strateji kırabilir

Bateyî: Asimilasyonu güçlü bir strateji kırabilir

EBA’da Jiyan isminin “uygunsuz ve yasaklı” olarak tanımlanmasına tepki gösteren Kürt Yazar Qahir Bateyî, “Birleşme ve güçlü bir strateji bu asimilasyon politikalarını kırabilir. Yoksa daha çok Jiyanlarımız ‘yasak’ ve ‘uygunsuz’ olur” dedi.

Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA), Jiyan ismini "uygunsuz ve yasaklı" şeklinde tanımlayarak, öğretmenin öğrenciye göndermek istediği ders ve etkinlik programını reddetmesine tepkiler devam ediyor. Sîtav Yayınevi Sahibi Yazar Qahir Bateyî, asıl amacın Kürtleri “beyaz soykırıma” uğratmak olduğunu belirterek, asimilasyon politikalarına karşı birlik ve güçlü strateji vurgusu yaptı.

Kürtçe isimler ve Kürtçe kelimelerin ilk kez yasaklanmadığını hatırlatan Bateyî, “Türkiye Cumhuriyeti kurulunca Kürtlerin varlığına karşı (dil, kültür vs.) bir strateji geliştirdi. Nedir bu strateji? Kürtleri bitirmek. Bu, fiziki olarak bitirmekten çok onları eriterek, yani asimilasyona uğratarak, asimile edip dillerini, kültürlerini, kısacası ona ait olan ne varsa ondan soyutlanıp, Türkleştirmeyi hedef olarak önüne koydu. Bu şekilde Kürtleri ‘beyaz soykırıma’ uğratarak bitirmeyi önüne hedef koydu. Bunu bir strateji olarak önüne hedef koyunca, tabii Kürt dilini ve kültürünü, daha doğrusu Kürtlere ait ne varsa yasaklandı. Yasaklamanın yanında Kürt dili, kültürü, Kürtlüğü ifade eden her şey kıymetsiz, değersiz gösterildi. İnsanların psikolojisiyle oynandı, onlara ait olan her şey onların gözünde küçük düşürüldü, kıymetsiz gösterildi. Kürt varlığına çok sıkı yasaklamalar getirildi. Kürt, Kürtçe, Kürtler diye bir şeyin olmadığı Kürtlere, tüm topluma yansıtılmaya çalışıldı ve bunu yasaklarla, türlü türlü cezalarla uyguladılar. Dediğim gibi, bunda amaç Kürtleri ‘beyaz soykırıma’ uğratarak bitirmek ve Türkleştirmekti” diye konuştu.

CESARETİ KÜRTLER VERDİ 

Kürtlere ve Kürt kurumlarına, Kürtçe konusunda eleştiri yapan Bateyî, devletin bu konudaki stratejisinden vazgeçmemesine yönelik cesareti Kürt siyaseti ve Kürtlerden aldığını söyledi. Bateyî, “Tabi ki bugün baktığımızda bu hedeflerine kısmen ulaşmışlar. Kürt siyasetin diline baktığımızda, Kürt kurumlarının Kürtçeye yaklaşımlarına baktığımızda, genel olarak Kürtlerin dillerine yaklaşımlarına baktığımızda devletin bunu ne kadar başardığını görüyoruz. Eğer Kürt siyaseti Kürtçe yapılmıyorsa, Kürt dili Kürt kurumlarında, Kürt siyasetinde ‘yabancı’ bir dil ise eğer Kürt çocukları ki bir neslin, bir dilin geleceği onlardır, Kürtçe oyunlar oynamıyorsa ve dillerini bilmiyorlarsa, eğer Kürt anneleri çocuklarını anadili ile büyütmüyorsa ve Kürtçe Kürt toplumunda hızlı bir şekilde eriyip gidiyorsa, devletin bu stratejisinde ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz. Ve bu başarı onu daha da umutlandırıp onu bu stratejiyi tamamlandırmaya yönlendiriyor. Bu strateji de devletin umutları kırılmamış, tam tersine, başta Kürt siyaseti olmak üzere Kürt toplumu her gün devletin umutlarını geliştiriyor. Devleti daha da umutlandırılıyor. Devletin bu konuda, yani Kürtleri ‘beyaz soykırıma’ uğratmaya olan umudu kırılmadığı için bugün de halen bu tür yasaklamalarla karşılaşıyoruz. Kürtler, kendi mücadelesi ile ve çok büyük bedellerle devleti bu strateji de değişikliğe gitmeye zorladı. Fakat devleti bu stratejiden vazgeçirmeyi başaramadı. Devletin umudunu kıramadı. Başaramadıkları için devlet bu stratejisinde değişikliğe gitmişse de bu stratejiden vazgeçmemiştir. Bu stratejinin ilk günkü amacı ne ise bugün de aynıdır. Devlet birçok yerde sıkıştığı için, belirli konularda ‘bir yere kadar’ yasaklamaları kaldırmış olabilir. Bunu günü birlik siyaset ve strateji olarak yapıyor. Yeri geldiğinde temel stratejisine döner ve Kürde ait olan ne varsa yasaklar ve ortadan kaldırır. Maalesef bu cesareti devlete veren de başta Kürt siyaseti ve Kürtlerin kendisidir” şeklinde eleştirdi. 

GÜVENCE ALTINA ALINMADI

Kürtçenin kanunla güvence altına alınmadığı sürece benzer şeylerin yaşanacağını vurgulayan Bateyî, “Belirttiğim gibi devletin Kürtlere yönelik bir stratejisi var. Hangi hükümet gelirse gelsin bu stratejiye uygun hareket etmek zorunda. Bugüne kadar Türkiye’de hiçbir hükümet bu stratejinin dışına çıkmadı. AKP hükümeti bu stratejide taktiğe gitti ve Kürtçe radyo, televizyon ve üniversitelerde Kürtçe bölümler açtı. Fakat bunların hiçbiri kanunda ‘Kürt’, ‘Kürtçe’ diye geçmiyor. Hatta kanunda yoklar. Eğer bunlar kanunlarla güvence altına alınsaydı ve anayasaya yerleştirilseydi bahsettiğimiz stratejiyi delmiş olacaktı, o stratejiyi bozmuş olacaktı. Bunun için AKP hükümetinin Kürtçeye yönelik attığı taktiksel adımlar hiçbir şekilde kanunlar nezdinde güvence altına alınmadı. Onun için gerek AKP gerek gelecek başka hükümet istediği zaman bunları yasaklar ve ortadan kaldırabilir. Hatta AKP’den sonra gelecek bir hükümet istese bu konuda AKP’yi yargılayabilir bu adımlar hakkında” diye konuştu. 

KÜRT GİBİ DÜŞÜNMEYEN...

EBA’nın yasağını, asimilasyon politikasının devamı olarak değerlendiren Bateyî, şöyle devam etti: “Unutmayalım devlet asimilasyon politikasında çok başarılı olmuş. Özellikle de bu son 20-30 yılda muazzam başarılar elde etti. Ve bu başarıyı her gün ilerletiyor. Yani asimilasyon ibresi hep yukarı çıkıyor, hiç aşağı inmiyor. Bu da ona büyük umutlar veriyor ve buna bağlı olarak Kürt sorununu çözmeye de yanaşmıyor. Eğer asimilasyon politikasında tam başarıyı elde ederse zaten sorunu ‘haletmiş’ oluyor. Yani Kürtleri bitirmiş oluyor. Dilini bilmeyen, kültürünü bilmeyen, tarihini, geçmişini bilmeyen, Kürt gibi düşünmeyen Kürt olur mu? Devlet tam böyle bir Kürt istiyor. 

GÜÇLÜ BİR STRATEJİ

Toplumdan çok Kürt siyasetine, Kürt kurumlarına, Kürtler adına siyaset yapan tüm kesimlere bir çağrım olacak. Eğer gerçekten Kürtler adına kalıcı bir şey yapmak istiyorsanız ve Kürtlerin bin yıllarca Kürt olarak ayakta kalmasını istiyorsanız, devletin asimilasyon, inkar ve ‘beyaz soykırım’ stratejisine karşı Kürt dilini, kültürünü yok olmaktan kurtaracak bir ‘strateji’ geliştirin ve bu strateji etrafında birleşin. Dil ve kültür etrafında birleştiğiniz an, inanın toplum da sizin etrafınızda birleşir. Ancak böyle bir birleşme ve güçlü bir strateji bu asimilasyon politikalarını kırabilir. Yoksa daha çok Jîyanlarımız ‘yasak’ ve ‘uygunsuz’ olur.”

MA / Cemil Uğur

Etiketler : , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum