Bahçeli: Sarı yeleklilere özenen bedelini ağır öder

Bahçeli: Sarı yeleklilere özenen bedelini ağır öder

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Sarı Yelek' terörüne özenen varsa bunun bedelini çok ağır öder. Sarı rüyalar gören kim varsa karşısında bizi bulacaktır'' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yerel seçimlerin hemen ertesini işaret ederek, “Sarı Yelek’ terörüne özenen varsa bedelini çok ağır ödeyeceklerini şimdiden ifade etmek isterim. Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalı. 1 Nisan 2019 sabahı Türkiye’nin başına çorap örmek için hazırlık yapan, ‘sarı rüyalar’ gören kimler varsa karşılarında bizi bulacaklar” açıklamasında bulundu.

Bahçeli’nin siyasi gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu başlıklar öne çıktı:

KİMİ ZAMAN AYDIN, KİMİ ZAMAN AYDIN OLARAK ORTAYA ÇIKTILAR: İç barış ve huzur ortamını bozmak, milli beka duruşunu kırmak, milli birlik ruhunu karartmak maksadıyla sürekli denemeler yapılmış, sürekli tuzaklar kurulmuştur. Meydanlarda kaybettiklerini masalarda bulmaya çalışan emperyalist çevreler her defasında aziz milletimizin mukavemeti çok üst düzeyde olan muazzam cesaret ve feragatiyle yüzleşmek durumunda kalmışlardır. Bunlar kimi zaman (sözde) aydın kisvesiyle ortaya çıkmışlar, kimi zaman (eski-yeni) siyasetçi, gazeteci, kanaat önderi, sivil toplum kuruluşu temsilcisi kimliğiyle ortalığa dökülmüşlerdir. Doğdukları topraklara namertlik yapan, bu vatanın suyuna-ekmeğine nankörlük eden, millete tepeden bakan, takiyeden geçinip istismardan nemalanan dar bir kadro her devirde milletimizin başına bela kesilmiştir. Elit bir kesim, yediği önünde yemediği ardında kaymak bir tabaka, kerpiçli ve sıvasız evlerden çıkıp hilal gibi parlayan kahraman millet evlatlarını hafife almışlar, Anadolu’nun basiret ve bereketini yok saymışlardır. Milletin vermediği meşru görev ve yetkileri sokaklarda aramışlar, gayri meşru oluşum ve olaylardan güç devşirme izansızlığına kalkışmışlardır.

SİYASİ VE EKONOMİK ABLUKA: Demokrasiyi demagojiye, anlaşmayı anarşiye, hürmeti hüsrana, kucaklaşmayı kurşuna, uzlaşmayı uçuruma, fazileti felakete, dayanışmayı dağılmaya çevirmek için vahim ve vandal bir süreç uzun süredir herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Sözde darbe davaları, FETÖ kumpasları, Gezi Parkı olayları, gerekçesi Ayn El Arap (Kobani) olan ve 53 insanımızın hayatına kast eden isyan denemeleri, doğu ve güneydoğu il ve ilçelerimizde hendek terörüyle birlikte tezahür eden işgal planları, büyükşehirlerde patlayan bombalar, dayanılmaz noktalara ulaşan şehit haberleri yakın tarihimizin adeta özeti niteliğindedir. Türk milleti özellikle son 10 yıldır siyasi, sosyal ve ekonomik ablukaya alınmıştır.

İKİ SEÇENEKLİ PLAN: Türkiye’nin ya teslim alınarak küresel projelere taşeronluk yapan tutsak bir ülke olması dayatılmış ya da bölünüp parçalanarak içinden yeni yeni devletçiklerin çıkması kurgulanmıştır. İki seçenekli imha planı bizzat Türk milleti tarafından, bizzat milli uyanış ve kenetlenme sayesinde hamd olsun yerle yeksan edilmiştir. Karşımızda Hilal ile Haçın bitmek bilmeyen (bugünkü) savaşı vardır. Karşımızda yeni bir Haçlı akınıyla yeni bir Türk-İslam destanının mücadelesi durmaktadır.

MHP’Yİ PKK’NIN YANINA İLİŞTİRMEK İSTEDİLER:Özellikle 7 Haziran 2015 Milletvekilliği Genel Seçimleri sonrası yaşanan ibret verici gelişmeler, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe kalkışması, siyaseti milli ve manevi değerlere hakaret şeklinde yorumlayan sömürge uşaklarının karışıklık çıkarma özlemleri ne kadar ciddi ve alarm verici bir tehdit sarmalına ülkemizin sürüklenmek istendiğini gözler önüne sermiştir. Başbakanlık yemiyle Milliyetçi Hareket Partisi’ni PKK’nın yanına iliştirip bekamızı kundaklamak, işgalin siyasi alt yapısını kurmak isteyenlerin oyunları kaynağında kurutulmuştur. 7 Haziran sonrası kurulan siyaset pazarında; PKK patentli, FETÖ siparişli CHP ile HDP ortaklığının oyunları boşa çıkartılmış, içimizdeki virüslerin tezgâhı bozulmuştur. Millete rağmen iktidar talebi gasptır, gafilliktir. Milliyetçi Hareket Partisi inançlarının izinden yürümüş, zor olsa da, pek çok itiraz yükselse de ilkelerinden, ülkülerinden ve tutarlılığından taviz vermemiştir. 1 Kasım 2015 milletvekilliği genel seçimlerinden hemen sonra partimizi kontrol altına almak, tarihsel ve milli hüviyetini yok etmek için düğmeye basıldığı açık bir gerçektir. Bugüne kadar bir vesileyle yollarını bizimle ayıranlar beş stratejik hataya düşmüşlerdir: Birinci hata, MHP’nin başarılı olmasını engellemek, hatta MHP’yi siyasi tedavülden kaldırmak gayesidir. İkinci hata, gayri meşru kurultay dayatmalarıyla partimizi kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma ve tartışmalara boğmaktır. Üçüncü hata, aksi iddialara rağmen yeni bir parti kurulmasına ortak olmak, buna destek vermektir. Dördüncü hata, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin karşısında CHP-HDP-SP blokuna girmektir. Beşinci hata, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’nde zillet ittifakının tarafı olmak, cumhur iradesinin karşısında bulunmaktır. Bu beş hatadan nedamet duyan her kardeşime, her arkadaşıma elbette kapımız da, gönlümüz de ardına kadar açıktır, açık kalacaktır. Bugün zillet ittifakı rezaletin çukurundadır.

SON KOZLARINI MASAYA SÜRDÜLER: 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri için son kozlarını masaya sürmüşlerdir. 1 Nisan sabahı Türkiye için yeni bir kurgu yapan, yeni bir Gezi düşü kuran, yeni bir sokak hareketi düşleyen varsa kuşku yok ki buna pişman olacaktır. Masum taleplerin seslendirilmesi amacıyla sokağı adres gösterenler, bunu de televizyon ekranlarından hayasızca yapanlar fitne tetikçiliğinin sonuçlarına katlanacaklardır. Daha önce söyledim, bir kez daha söylüyorum, CHP-HDP-İP ve diğer mayası lekeli ortakları demokrasi dışı arayışlarla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni berhava etmeyi amaçlıyorlarsa, 12 Eylül öncesi şartları bu mankurtlara ikazla hatırlatmayı tarihi bir görev addederim. Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim.  Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır.  Bu işin şakası yoktur. Mesele beka meselesidir. Mesele Türkiye meselesidir. Adalet Bakanlığı’nın önüne sandalye atıp oturmak için rest çekenler, YSK’yı kuşatmadan bahsedenler, zoru görünce kaçacak yer arayanlar vakit geç olmadan ayaklarını denk almalıdırlar. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’ne üç belediye fazla alırım, beş belediye eksik alırım anlayışıyla yaklaşmıyor, yaklaşmayacaktır. 1 Nisan 2019 sabahı Türkiye’nin başına çorap örmek için hazırlık yapan, el ovuşturan, sarı rüyalar gören kim ya da kimler varsa karşılarında bizi bulacaklardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlenip Cumhur İttifakı’nın geleceğin mimarı olabilmesi için 31 Mart 2019 eşiği güvenle ve demokratik denge eşliğinde geçilmelidir. Denizi geçmişken derede boğulmayacağız.

Etiketler : , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.