Aydan Çelik'ten zorunlu açıklama

Aydan Çelik'ten zorunlu açıklama

Bu açıklamayı yıllardır evlatları için içi yanan anneler için, onların yakınları için, onların acılarına ortak olan yüce gönüllü insanlar için yapıyorum.

İlk defa başıma böyle bir şey geliyor. Bir çizimim ile ilgili açıklama yapıyorum.

Geçen hafta Cumartesi, vicdan sahibi herkesin canını yakan görüntülerden sonra “bir şeyler yapmalıyım” duygusuyla elime kalemi aldım.

Zira bildiğim başka bir şey yok. Az çok çizim yapmayı biliyorum. Sonsuz eğrilerden oluşan bir alfabeyle yazı yazmak gibi düşünün. Arzuhal yazmak gibi.

3 gün boyunca kafamın içinden onlarca eskiz, fikir gitti-geldi.

En sonunda yıllardır kullanılan Anneler Günü ikonu üstünden bir şey anlatabileceğimi düşündüm. Hani şu kulağında inci bir küpe, boynunda inci bir gerdanlık olan siyah siluet…

O anne ile Cumartesi Anneleri’ni bir arada nasıl kullanırım da, anne olmanın farklı halleri üstüne naçizane bir şeyler anlatırım diye düşündüm.

Birisi her sene Mayıs’ın ikinci pazarı kutlanan Anneler Günü’nün ikonu diğeri 700 hafta boyunca her Cumartesi evlatlarını arayan annelerin ikonu idi.

Ama görülüyor ki sosyal medyada çizim bir “infial” yaratmış.

Ve öyle görünüyor ki sosyal medyadaki anahtar cümlecik: “Karşı karşıya getirmek!”

“Karşı karşıya getirmek” aklımın köşesinden geçmedi.

Orada bir mukayese yok.

Orada bir terazinin kefeleri yok.

Orada iki “zıt” şeyi karşılaştırmak gibi bir şey yok.

Orada birbirine bakan, birbirini gören iki anne figürü var.

“Anneler Günü Annesi”nin küpesini inci küpe olmaktan çıkardım, damla formuna getirdim. Birinin gözyaşı, diğerinin kulağının küpesi olsun diye kurguladım.

Çizimi ilk yaptığımda birçok arkadaşıma gösterdim. Ki çoğu kadındı. Ve hiç böyle tepkiler almadım. Bilakis bir an evvel yayınlatmamı söylediler. Ama bazıları, Anneler Günü ikonunun eskisi kadar bilinmediğini, küçük bir açıklama yapmamı önerdi.

Ama belli ki, tüm bunlar çizimin başka türlü algılanmasına engel olamamış.

Neler yazılmamış ki? Bir kısmını anlayabiliyorum. İyi niyetlerinden de şüphem yok. Ama bazıları var ki, cevap vermeye bile değmez: Böyle bir şey ancak erkek kafasından çıkarmış da… Zaten bir zamanlar Taraf’ta yazan birinden ne beklenirmiş de vs. vs.

Hele bir tane var ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Güya başı açık ve başı kapalı kadınları karşı karşıya getiriyormuşum.

Yine de açıklayayım. Oradaki beyaz başörtüsü Türkiye’nin laik- dindar gerilimine bir gönderme değildir. Cumartesi Anneleri gibi 40 yıldır çocuklarını arayan Arjantinli Plaza de Mayo Anneleri’nin taktığı başörtüsüne göndermedir. Evrenselliğine vurgudur.

**

ÖZÜR

Bu açıklamayı bu tür cümleler kuranlar için yazmadım. Eminim-sıfır kişiyi takip ettiğim- twitter’da her gün birilerine saydırıp duruyorlardır.
Bu açıklamayı yıllardır evlatları için içi yanan anneler için, onların yakınları için, onların acılarına ortak olan yüce gönüllü insanlar için yapıyorum.
O insanların içlerinden bir tanesi bile çizimi düşündüğümden farklı anladıysa, içi burkulduysa, yüreği sızladıysa bir milyon kez özür dilerim…

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.