8 Mart’ta kadın olmak

8 Mart’ta kadın olmak

Daha kadınlar gününün kutlandığı gün, Urfa’da bir ailenin elektrik borcunu ödeyebilmek için 14 yaşındaki kızını başlık parasıyla evlendirmek (veya satmak) istediği haberini okuduk.

BERNA YAVUZ

Türkiye’nin her tarafında ama en çok da Kürt kadınları tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanıyor. Bu kutlamalarla az da olsa kadına şiddet gibi konularda bir farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Buna rağmen Türkiye, kadınların öldürülmesi, şiddet, istismar gibi konularda pek iyi bir tablo çizmiyor. Daha kadınlar gününün kutlandığı gün, Urfa’da bir ailenin elektrik borcunu ödeyebilmek için 14 yaşındaki kızını başlık parasıyla evlendirmek (veya satmak) istediği haberini okuduk. Belki bu çaresizliktendi, belki kimsesizlikten ve belki de kadın bedeninin hâlâ satılabilir bir şey olarak görülmesindendi…

Urfa ve ilçelerinde bu acı duruma karşılık 8 Mart’ı sahiplenen etkinlikler vardı. Belki de bundan sonraki bir etkinlik de 14 yaşındaki kız çocuğunun elektrik borcuna karşılık satılmasını, aileye yapılacak yardımla engellemek olacaktır. Çünkü kadınlarla birlikte süren ve sürecek olan bir mücadeleden bahsediyoruz. 8 Mart kadın mücadelesi ve dayanışması ruhunu ortaya çıkaran da bu ruhtu.

Urfa’nın Birecik ilçesinde Eğitim Sen’li kadınların yaptıkları tiyatral gösteri ve basın açıklaması da bunu anlatıyordu. Gösteride dört kadın yumruklarını havaya kaldırıp mücadeleyi simgeliyorlardı. O anda mücadelesini bastırmak isteyenlerin saldırıları başlıyor ve buna direnen kadınların yangında yaşamları yitirişi canlandırılıyordu. Gösteride ilginç bir olay da kadınlara rol gereği saldırıldığı anda tamamen doğal refleksle seyircilerin yuh çekmesiydi.

Peki neydi bu 8 Mart’ın çıkışı? 1857’de ABD’nin New York kentinde tekstil fabrikasında çalışan kadınların emeklerinin sömürüsüne karşı mücadelesinin günüydü bu. Binlerce kadın birlik olup greve gitmişti. Tabii bu kadın dayanışması, kapitalist mantaliteyi tedirgin etmiş ve bunun üzerine müdahale başlamıştı. Bu acımasız müdahaleyle birlikte fabrikada kilitli kalan kadınlardan birçoğu yanarak can vermişti. Daha sonrasında binlerce kişi cenaze törenin emekçi arkadaşlarını omuzlarında taşımıştı.

1910’da Danimarka’da düzenlenen ikinci enternasyonelde Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857’deki katliamın anılması için özel bir gün olarak ilan edilmesini tavsiye etti. Bu da oy birliğiyle kabul edildi. Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak Wikipedia’ya başvurmak istiyorum: “Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında ‘Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. ‘Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı’ programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında ‘Türkiye 1975 Kadın Yılı’ kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından ‘Dünya Kadınlar Günü’ kutlanmaya devam ediliyor.”

Sonuç olarak bugün 8 Mart, kadınların mücadele ruhlarını canlandırma ve dayanışmalarını güçlendirme günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de özellikle Kürt kadınlarının bu günü sahiplenmesi, 8 Mart’ı aynı zamanda diline ve kültürüne yönelik de bir ifade aracı haline getiriyor. Dolayısıyla kadınların özgürlüğü de varlığı da demokrasi mücadelesinin bir kolu olarak büyüyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.