'12 Eylül Sabah'ı kitaplaştı

'12 Eylül Sabah'ı kitaplaştı

"12 Eylül sabahı neredeydiniz?" sorusuna verilen yanıtlar, "12 Eylül Sabahı" isimli kitapta bir araya getirildi.

Adalet Ağaoğlu, Hıfzı Topuz gibi yazarların da tanıklıklarının yer aldığı kitaba, 144 kişi yazıları ile 15 kişi de çizgileri ile katkı da bulundu. 12 Eylül faşizminin, cumhuriyet tarihinde pek çok defa kopma noktasına gelen Türkler ile Kürtler arasındaki dayanışma bağını tamamıyla kopardığına işaret eden kitabın editörü Ömer Aşan, "Devletle yönetsel olarak ilişkili feodal önderler dışındaki Kürt aydınlar ve sosyalistler 12 Eylül öncesi Türk paydaşlarıyla dayanışma içerisindeyken, 12 Eylül sonrası faşist İttihatçı Türkçülük politikaları ve dayatmaları nedeniyle, dayanışma ayrışmaya dönüştü" dedi.

"Şimdi ben bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra idam etmeyeceğim, ömür boyu bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan, bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?" Kenan Evren'in 1980 askeri darbesi sonrasında söylediği bu sözler, o günden sonra "Asmayalım da besleyelim mi?" şeklinde Türkiye tarihine kara puntolarla yazıldı. 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden tam 30 yıl geçti. Darbe döneminde, Türkiye çapında 700 bine yakın insan gözaltına alındı. Tam 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 210 bin civarında dava açıldı ve bu davalarda 230 bin insan yargılandı. Askeri mahkemeler tarafından 517 kişiye idam cezası verildi. İdam cezasına çarptırılanlardan 50'si asıldı. 30 bin insan "sakıncalı" damgası vurularak işten atıldı. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 30 bin Türkiye vatandaşı siyasi mülteci olarak yurt dışına çıktı. 300 kişi kuşkulu bir şekilde hayatını kaybetti. 171 kişi işkence sonucu hayatını kaybetti.

Bilançolara yansımayan, akıllara iz bırakan, gönülleri yara eden anlar ise, 12 Eylül Sabahı isimli kitapta bir araya getirildi. Editörlüğünü Ömer Aşan'ın yaptığı Heyamola Yayınları'ndan çıkan kitaba, 144 kişi yazıları ile katkıda bulundu. Yazar Adalet Ağaoğlu ve Hıfzı Topuz'un da '12 Eylül Sabahı' anlarının yer aldığı kitapta 15 karikatürist de çizgileri ile renk verdi.

'12 Eylülle yüzleşmeye en somut katkı'

Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılma noktası olduğu tespitinden yola çıkarak kitabı hazırladığını belirten Aşan, "O günden bugüne 'Sol'un toparlanamamasını söz konusu edersek, ne kadar yıkıcı ve yok edici bir darbe olduğunu daha iyi algılarız. Tüm bu nedenlerle 30 yıl sonra 12 Eylül darbesinin kendilerinde iz bırakanlarına ulaşmayı ve 'O Sabahı' anlatmalarını önerdik" dedi. Aşan, kitaba 99 yazar ve 15 çizerin katkı sunduğunu belirtti. İstanbul'da, Trabzon-Oflu bir aile olarak 12 Eylül Sabahı'ndan itibaren olabildiğince faşizme ve diktatörlüğe karşı kıyasıya savaştıklarını belirten Aşan, baba, iki amca, kardeşler, anne dahil tüm ailenin işkence tezgahlarından geçtiğini anlattı. Aşan kitabı yazma nedenlerinden birini, "Aradan tam 30 yıl geçtikten sonra Kenan Evren ve beslemesi katillerin hala sanık sandalyesine oturtulamamasına, kapılarının zillerine bile dokunulamamasına karşın mücadelemiz devam ediyor. Ancak bunca zaman sonra hala aynı noktada olacağımızı öngörebilseydik bu kadar kararlı olur muyduk, işte onu bilemiyorum" diye açıkladı.

'Bu gün hala aynı yerdeyiz, AKP'nin yüzleşecek kapasiteye sahip değil'

"Bugünkü politik gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruyu ise Aşan, "İnsan haklarıyla ilgili yasa maddelerini, yine insanlara referandum yoluyla onaylatmak bana göre utanç verici bir durum. Evrensel hukukun geliştirdiği ve pek çok ülkede uygulanan yasaları kabul etmek ve uygulamaya sokmak için kimseye sormak gerekmiyor aslında. Ancak yapacak bir şey yok ve bu süreci yaşayacağız. AKP 12 Eylülle yüzleşebilecek bir anlayışa sahip değil. Referandum sürecinde bu argümanı kullanmasının sebebi gayet açık; solun oylarını almak istiyor. Benim tavrım şudur; referandum maddeleri, yöntemi kabul etmesem de yasalaşmalıdır. Çünkü buna ihtiyacımız var ve az da olsa değişime yol açabilir, daha yüksek beklentileri açığa çıkarabilir. Şu sıralar yükselen 12 Eylül tartışmaları ve her şeyin konuşuluyor olması beni bu yönde umutlandırıyor" diyerek yanıtlıyor.

'İttihatçı zihniyet Kürt solcuları ayırdı'

Bu gün yükselen ırkçı dalganın güdülen Türkçülük politikasının devamı olduğunu belirten Aşan, "12 Eylül faşizmi, cumhuriyet tarihinde pek çok defa kopma noktasına gelen Türkler ile Kürtler arasındaki dayanışma bağını tamamıyla kopardı. Devletle yönetsel olarak ilişkili feodal önderler dışındaki Kürt aydınlar ve sosyalistler 12 Eylül öncesi Türk paydaşlarıyla dayanışma içerisindeyken, 12 Eylül sonrası faşist İttihatçı Türkçülük politikaları ve dayatmaları nedeniyle, dayanışma ayrışmaya dönüştü. Kürt solcular, Türk solcularla birlikte mücadele etmekten tamamıyla vazgeçtiler. Kürt devrimciler 12 Eylül sonrasında Kürt orijinli ulusal/etnolojik hareketlere yönelmeye ve yer almaya başladılar. Bu saptamayı İttihatçı Celal Bayar'ın 1982 yılı Ocak ayında İzmir'de (İttihatçı olarak görev yaptığı yer) dile getirdiği "Damarlarında Türk kanı taşıyan herkes, 12 Eylül harekâtını destekler" sözüyle tescil edebiliriz" dedi. / DİHA