26.12.2004 tarihli Milliyet gazetesi’nin 17 sayfasında Züğürt ağa, isyanı başlıklı yazıya sevineyim mi üzüleyim mi şaşırdım. Sevindim çünkü sivil toplum örgütü olarak bizler ve engelli yakınları isyan ederken anlaşılmıyorduk. Bu gerçeğin Devletin Bakanı Sayın Güldal AKŞİT tarafından teyit edilmiş olması beni sevindirdi. Bir o kadarda üzüldüm. Sorun, teknokratlar ve ilgili yetkililer tarafından biliniyor, çözümü de biliniyor, fakat bu sorunu anlamayan ve anlamak istemeyen yetkili sayısı da az değil. Acaba sayın bakan çevresindeki sayın Bakanlara, Milletvekillerine, Müsteşarlara bildiklerini anlatmaya ve onları engelliler konusunda biraz daha bilinçlendirmede yetersiz mi kalıyor? Zamanın bakanı Sayın Şuayip ÜŞENMEZ, “bir engelliye baston verecek kadar param yok” şeklinde ifade kullanmıştı. Ancak kendisine destek veren olmamıştı. Düşünün Hükümetin Bakanı halen görevde olduğu sırada “ben züğürt ağayım” diyorsa bu bir isyandır ve çok düşündürücüdür. Böyle bir samimi açıklama karşısında sayın Bakanı tebrik etmeden geçemiyorum. Burada milliyet gazetesine aynı yazıyı bir daha yayınlanması için rica etmek lazım. Çünkü toplumun en fazla kanayan yaralarından biridir. Ülkemizde zihinsel engellilerin barındırıldığı kurumlar çok yetersiz sırada bulunan engelliler alınmadığı için müracaatlar yapılmıyor. Aslında imkan olsa bu müracaatlar katlanarak büyüyecek. Engelli aileleri desteklenmelidir. Engelli yurtları ve Rehabilitasyon merkezleri sayıları artırılmalıdır. 18 yaşından küçük engellisi bulunan aileler suçlu muamelesi görüyor. Kendilerinin 2022 sayılı kanundan yararlanma olanağı olmadığı gibi, başka nakti destekler de sunulmuyor. Çocuk bezi gibi zorunlu bir ihtiyaç bile karşılanmıyor. Türkiye”nin sosyal hizmetlerde Avrupa standartlarına ulaşması için bir fırın ekmek yemesi gerektiği şeklindeki açıklama bile bizim hangi noktada olduğumuzu göstermektedir. Sayın Maliye Bakanı, Engelli Yasa Tasarısının %40’ına çekince koyması yerine, başka tasarruflara gitmesi daha akıllıca olurdu. Bu tasarıyı kırpan insanların üç tane engelli çocuğu bulunan bir Hakkari’li baba olsaydı, emin olunuz ki böyle kırpmalara gitmezdi. Tasarımızın ilk haliyle çıkması umuduyla, hoşça kalın. 01.01.2005 [email protected] [email protected]