Bedri Çallı

Bedri Çallı

Zap Suyu üzerine

Zap Suyu üzerine

Hatırlarım 1960’lı yılların o kıt imkanları ile ve sonraki yılları, karayolları emekçilerinin çığların altında kaldıkların ardından dramları ve ağıtlarını bu gün gibi hatırlıyorum. Bunlardan bir tanesi sümbül dağından düşen çığ’ın altında can veren  Vahap adında bir dozerciydi. Ve daha çokları.

Aynı şekilde hatırladığımdan bu yana hemen hemen her yıl bir çok araç zap suyuna uçar ve bir çok can gider. Yıllardır bütün bunlar yaşanırken acaba bizi yönetenler veya halk olarak biz ne yaptık, bunu biraz irdelemek istiyorum.

Bizi temsil edenler veya bizi yönetenler  “neye laikseniz öyle yönetiliyorsunuz” dercesine halkımızın bu konudaki vurdumduymazlığını fırsat bilerek kafa yormazlar. Ancak giden can bizden gittiği zaman feryat ederiz, diğer şekilde bana ne deyip geçiyoruz.

Çevresinden sorumlu bir vatandaş sorumluluğu ile kendime düşenini bundan 30 yıl önce nasıl dile getirdiğimi ve sonucu hk. Biraz bilgi vermek istiyorum.

Bundan 30 yıl önceydi, Bayındırlık Bakanı ve Karayolları Genel Müdürlüğüne birer dilekçe gönderdim.

Yüksekova nehil sazlığı bitiminden tutun Çukurca ilçesine (yaklaşık 120 km) yani zap vadisi boyunca etrafındaki yüksek dağlardan düşen çığlar her yıl bir çok can almakta. Ayrıca çığların atılması esnasında ekipman ve yakıt  olarak her yıl büyük bir ekonomik kayba da neden olmaktadır, demiştim.

Diğer taraftan bu 120 km. boyunca zap vadisi tarafına bariyer yapılmadığından sürücünün her hangi bir hatası, yada makinenin arızalanması veya lastiğinin patlaması sonucu zap soyuna uçmaktan başka bir şansı yoktur diye belirtmiştim.

Yukarıda isimlerini zikr ettiğim kurumlara yazdığım dilekçelerde bu konuda iki talebim olmuştu. Bunlardan bir tanesi, çığların düştüğü noktalara kar tünellerinin yapılması, ikincisi ise zap vadisi boyunca bariyer yapılması talebiydi.

Bu iki dilekçeme her iki kurumdan cevabi yazılar geldi. Bu yazılarda sözü edilen yolların geçici bir yol olduğu, yapılacak olan barajlar sonrası güzergahın değişeceğinden böyle bir yatırımın yapılamayacağı ifade edilmişti. 

Derler ya; aklın yolu birdir. O tarihte bana böyle bir cevap verilmişti ve bundan üç yıl önce bu konuda hiçbir müracaat olmamasına rağmen kar tünelleri yapıldı.

Bu ne demek oluyor acaba? Diye sormak isterim ve yine kendim cevaben hakikaten bu memleket sahipsizdir, şeklinde söyleyenlere hak vermemek mümkün değil diye düşünüyorum.

İnsanlar öldükten sonra birkaç gün cenazeleri bulma çabaları, taziyeler için her kes üzerine düşenini fazlasıyla yapar. Ondan sonra sorun irdelenmez ve bir sonraki acı haberi bekleriz.

Bu acılara dikkatleri çekmek adına her yıl  bir etkinliğin olması, (konferans dahil olmak üzere) ciddi ölçüde önem arz etmektedir.  Ayrıca bir an önce çığ tünelleri ve bariyerlerin yapılması için ciddi çaba ve müracaatların olması gerekir.  Bu uğurda hayatını kaybedenlere rahmet ailelerine sabır niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Bedri Çallı Arşivi