İbrahim Genç

İbrahim Genç

'Van Üşüyor Baba!'

'Van Üşüyor Baba!'

Bu yazı için seçilen fotoğraftaki çocuğun adı Deniz. Deniz, Van’da üşüyen çocukların görüntülerini izleyip bir anda babasından onlara destek olunmasını istemiş. Böylece Deniz de onlara destek olmak için Yüksekova’nın soğuğunda dışarı çıkıp eline “Van üşüyor” yazısını alıp bu fotoğrafı çekmiş. Gözlerinde cesaret, yağız yüzünde özgüven ve duruşunda kararlılık görülen Deniz, bizim gazeteden Necip (Çapraz) ağabeyin oğlu. Baba ve oğlun bu duyarlılığı, Van’da üşüyen aileler için. Keşke Deniz’in çocuk duyarlılığı kadar büyükler de bu konuda daha duyarlı olabilseler. Özellikle keşke Batı’da yankılansa bu çığlık…

Biliyorsunuz; Van, 23 Ekim 2011’de 7.2 şiddetinde bir depremle sarsıldı. Bazı haber bültenleri “Her ne kadar Van’da da olsa…” diye duyurdu depremi. Kimi program sunucuları “Polisimize mi taş atarsınız he…” diye kin kustu. Kimi duyarlı (!) vatandaşlar yardım niyetine içi “sopa, bayrak” dolu koliler gönderdiler. Devlet, depremin ilk anında şovla yetindi. Kendine olan güvenle karışık kibirle dış ülkelerin yardımını ilk önce reddetti. Olan enkaz altındaki halka oldu. Kurtulanlar da barınacak yer bulamadığı için Van’dan kaçtılar. Kimi de kışın ortasında yazlık çadırlarda kaldılar, periyodik olarak çıkan yangınlarda insanlar öldü.

Sıkıntı şuydu: Başka bir yerde Van depreminden bir süre önce meydana gelen küçük bir sel olayında orayı “afet bölgesi” ilan edip her türlü yardımı ivedilikle gönderen devlet, altyapısı ve üstyapısı mahvolmuş Van’ı “afet bölgesi” ilan etmedi. Çünkü afet bölgesi ilan edildiğinde devletin cebinden daha fazla ödenek çıkacaktı.

Neyse ki iyi kötü konteynır kentler yapıldı ve bazı aileler yerleştirildi. TOKİ eliyle yeni konutlar yapıldı. İki yıl aradan sonra kimisine ev çıktı kimilerine çıkmadı. Kendilerine TOKİ konutu çıkmayanlar konteynır kentlerde kalmaya devam etti. Van valiliği de bir süre sonra konteynır kentlerde kalmaya devam eden ailelerin suyunu ve elektriğini kesti. Aileler ne ettilerse seslerini duyuramadılar. Artık son çare olarak önce 28 Ağustos’ta açlık grevine başladılar, sonra da bunu ölüm orucuna çevirdiler. Şu anda TOKİ evlerine çıkamayan 110 aileden 30’u hâlâ grevde ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Havalar soğudukça trajedi artarken Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, twitter hesabından masraflarını kendileri karşılamak üzere onlara kiralık ev bulmayı önerdiklerini ama ailelerin kalıcı bir çözüm istediklerini ve “sosyal konut” istediklerini belirtip bunu reddettiklerini duyurdu. Açlık grevindeki İsa Gören “1 milyon Suriyeliye elektrik, su ve ayda 600 Dolar verebiliyorsunuz da burada yaşayan 120 aileye bakamıyor musunuz? Bu bize karşı bir kin ya da nefret mi? Devlet ne yapmaya çalışıyor” sözleriyle isyan ederken Gülten Turgut “Devletten çok fazla bir talebimiz yok, sosyal bir konut dışında bir şey istemiyoruz. Suriye’de göç eden 100 binlerce kişiye bakan devlet burada yaşayan bir avuç kişiye bakamaz mı? Vali her tarafa yardım ederken, bizlere neden yardım yapmıyor. Neden gelip çektiğimiz sefaleti görmüyor?” sözleriyle duygularını ifade ediyor.

Grev sözcüsü Ali Ahi son durumu ve isteklerini şu sözlerle açıklıyor: “Biz açlık grevine bizim için kalıcı bir çözüm oluşturulması için girdik. Zaten burada yaşayan birçok ailede çalışabilecek kişi yok. Evin yetişkinleri ya hasta ya da çalışamaz raporu olan kişiler. Biz kiraya gitsek bile bunun sonu yok. Bizler için en ideali baştan da dediğimiz gibi kalıcı konut. Biz bunu istiyoruz. Talebimiz karşılana kadar da açlık grevini sürdüreceğiz. Biz burada çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyoruz. Kar yağdı, havalar çok soğuk. Çocuklarımız hasta çünkü burada 108 gündür elektrik yok. Konteynrlere soba da kuramıyoruz. Artık yetkililerin burada kalan bur avuç insana sahip çıkması gerekiyor. Bu çok mu zor?”.

Son söz olarak gazeteci Cüneyt Özdemir’in şu sözleri pek yerinde olacaktır: “Van’da kendi vatandaşına çadırı bile çok gören Şefkatli Devlet Hatay ve Kilis’te Suriyeli mülteciler için 2000 konteynırlık dev yerleşim yerini, TOKİ eliyle inşa etti! Başka Ülkelerin halklarına emperyalizm adına sahip çıkıp, kendi halkına çadırlarda yanarak ölmeyi reva gören anlayış istikbalin ateşinde cayır cayır yanacaktır bir gün!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Genç Arşivi