M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Tutsak Kürdler ve Tasarı

Tutsak Kürdler ve Tasarı

Değerli okuyucularım geçen hafta makalemi yazamadım. Yazamadım çünkü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Batman Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyetinin iş birliği; Konrad Adenauer desteğinde Diyarbakır, Mardin, Siirt’i kapsayan 150 gazeteciye Batman’da seminer düzenlendi. Bir hayli etkili uzmanın yer aldığı seminerde lütfedip beni de moderatör yaptılar.

Gerek bu görev, gerekse sılayı rahim yapmak ve de oldukça rahatsız olan kardeşimi ziyaret etmenin verdiği yoğunluk ile geçen haftaki yazımı aksattığım için özür diliyorum. Mazeretimizi belirttiğime göre konumuza geçebiliriz.

Öylesine yanıltıcı, aldatıcı, her türlü hile, tuzak ve komplonun yer aldığı bir süreçten geçiyoruz ki; dünyanın gözü Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan’ın üzerindedir. Bütün bunlar olurken açık seçik kirli bir uzlaşıya yol açan süreçte herkes salıverilirken Kürdler hala tutsak.

Oda tv ile başladılar. Ardından Ergenekon ve Balyoz ile devam ettiler. “Şike” ile noktayı koydular. Çifte müebbetle yıllarca hapis cezaları kesinleşenleri bile bir bir Anayasa Mahkemesi’nin “Hak ihlali ve yeniden yargılanma” kararı ile bütün hükümlü ve tutukluları tahliye ettiler. Ama 13 yaşında 110 yıl hapse çarptırılan Kürd çocuğunu af etmediler. Kürd siyasi hareketin önde gelen isimleri, Belediye Başkanları hala hapiste. Çok şükür bu satırları yazdığımda 2. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK/TM ana davasından 4,5 yıldır tutuklu Hatip Dicle 28 Haziran 2014 günü tahliye edilerek rehinelerden birini salıverdiler.

Peki, Ergenekon, Balyoz komplolar ile dolu, sahte dijitaller var da KCK’da kumpas, komplo, sahte dijital yok mu? Yoksa Kürdler Cumhurbaşkanı seçimleri süresince siyasi rehin olarak mı tutuluyorlar. Seçimle gelmiş il, ilçe yöneticileri, Batman Belediye Başkanı sevgili dostum, hemşerim Nejdet Atalay gibi Belediye Başkanlarının suçları sadece yürümek, bildiri dağıtmak, basın açıklaması yapmak iken yıllardır içerdeler.

Kürdler çözüm sürecinin rehineleri, tutsakları mıdır? Ortadoğu’da, Suriye, Irak’ta kan gövdeyi götürürken, IŞİD katliam yaparken cezaevlerinde Kürdleri tutsak etmek doğru mu? Öcalan ile konsensüs sağlayan KCK ve diğer tutsaklar ile neden sağlamıyor? Hükümet hala neden, kimden, niçin korkarak ürkek adımlar atıyor? Cumhurbaşkanı seçimi var diye bir parmak bal ile bu devasa mesele çözülür mü?

Anayasa Mahkemesi “Hak İhlali” diyorsa Kürdlerin davaları baştan aşağı hak ihlalidir. Paralel bir yapı varsa, herkesten önce Kürdler bu yapının kurbanıdır. Kirli bir uzlaşı ile Kürd siyasetçileri tutsak olarak rehin tutmak sürece ne kadar katkı sağlar. Havuz medyası aracılığı ile “paralel yapıya” yükseltenler Kürd tutsaklar için neden parmaklarını oynatmıyor?

Meclise sunulan “ Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” anlaşılmaz diline; “terör” vurgusuna rağmen ilk kez bir yasanın Meclis gündemine alınması bakımından olumludur ve önemlidir. Ama tutsak Kürdlerin gölgesinde görüşülecekse ne anlam ifade edecek?

Tamam, toplumsal bir destek verelim. AKP geçmişte olduğu gibi bu yasayı da seçim yatırımına dönüştürerek anlamsızlaştırmadan katkı sunalım. Bu yasa ile sorun biteceği, süreç önemli bir aşamaya girecek demek istemiyorum; ama bir adım, merdivenin ilk basamak ve bir iradenin ortaya çıkması açısından önemli. Önemli amma Kürd meselesi ile köprü kurulurken siyasetçilerin rehin olarak tutsak olmaları ne kadar doğru?

Kürdlerin beklentisi tasarının içinin doldurulması ve tutsak Kürdlerin salıverilmesidir. 100 yılda binlerce ölüm, acı veren bir sorun tabii ki bir yasa tasarısı ile bir çırpıda çözülmez. Tasarının eksiksizdir denilemez. Süreç yasal zemine dönüştüğüne göre kısa, orta, uzun vadede çözüm umutlarını güçlendirmiştir. Eksiklere, tutsaklara rağmen Demirtaş’ın dediği gibi önemsenmesi gereken bir yasadır. Diyalogdan müzakereye, müzakereden yasal düzenlemeye geçilmesi gelecek için umut vericidir. Bu umut Ergenekon, Balyoz gibi Kürd tutsaklarını salarak ete, kemiğe büründürülmelidir.

İsminde bile sıkıntı var, “terör” ile başlayan bir yasa aslında konuşmadan işi bitirmeyi gerektiren yanlış bir başlıktır. “Silahı bırakan örgüt üyesinin uyumu” başlığı da çok itici. Ama yukarıda dediğim gibi bu bir ilk, 100 yıl sonra bir başlangıçtır.

Peki kazancı ne derseniz “ Gerekli görülmesi halinde yurt içi ve yurt dışında, kişi ve kurumlar ile diyalog, görüşme yapmak, görevlendirme yapmak. Yapanların hiçbir cezai sorumluluk taşımaması” gibi konuların benimsemesi önemli bir gelişme.

Bu ne demek biliyor musunuz?  

Benim anladığım yasal olarak sürece Öcalan, PKK, KCK dahil edilmesi. Siyasilerin onlarla görüşmesi demektir. Milletvekilleri ( AKP, CHP, HDP) İmralı’ya, Kandil’e gidebilir.

Avrupa’da, Irak’ta, Suriye’de Kürd çözümünün aktörleri ile doğrudan görüşmeler yapılacak diye okunmalıdır. Diyalog çemberi geliştikçe, yüz yüze görüşüldükçe kimin ne istediği, çözüm için ortak paydaların ne olacağı daha da kolaylaşacaktır.

Tabii ki Kürdlerin kimlik, dil, TMK gibi garabetleri ortadan kaldırmıyor. Ama bir ilk basamak görevini yapabilir. Bence yasalaşırsa çözüm yeni başlamış olur. Dağdakilerin hepsi olmasa da kısmen indirerek psikolojik, pozitif bir ortam yaratabilir.

Bu aşamaya gelinmişse Kürdlerin inancı ve direnci, Öcalan’ın katkıları ile olmuştur. AKP, Başbakan samimi mi değilmi, seçim yatırımı mı diye bakmamalıyız. İlk kez bir yasal adım atılıyor. Yasal bir zemin oluşuyor. BDP’liler, HDP yasa yokken bile elini taşın altına zaten koymuşlardı. Şimdi diğer siyasi partiler de yasa ile sürece dahil edilecekler.

AKP hükümeti karnından konuşarak, Kürd meselesine “Kürd” demeden sorunu çözemeyeceğini inşallah anlamıştır. Sonunda çözümden, barıştan korkmamak lazım. Ne olursa olsun “Kürd” ve “Kürdistan” kelimesinden korkulmaz. Özgürlükler bize zarar vermez, aksine yüceltir, güçlendirir.

Ortadoğu, siyaset, dolar, petrol, savaş, rehine, sınırlar, Kerkük, Kürd, Arap, Şii, Sünni, Federe, Bağımsızlık, tehdit vb. tarihsel son derece karışık olguları iç içe barındıran coğrafyada yaşıyoruz. O yüzden korku çözüm getirmez. Ancak korkunun üstüne gidersek sorun çözülür.  

Dilerim yasalaşma aşamasında umudumuzu yükseltecek katkılar ile Kürd sorunu için önemli bir adım atılır ve tabii siyasi tutsaklar hemen salıverilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi