27.01.2011 tarihli Posta gazetesinde C. Tolga IŞIK, adlı kişi tarafından kaleme alınan  "Güneydoğu'da Çanak Terörü" başlıklı yazıyı okuyunca “Türk Egosu” yine iş başında demekten kendimi alamadım.

İyi çocuklar bazen bomba atar, bazen de bomba haber yaparak toplumda çatışma ve savaş algısı yaratır.

Adı geçen kişi gezdiği Anadolu Kurdistan’ında Kürtlerin yüzde doksanının çanak anten kullandığını, bu çanak antenlerle sadece ROJ TV’Yİ değil, PORNO sitelerini de izlediklerini, bu nedenle de bölge halkının tecavüz, ensest vb gibi gayri ahlaki ilişkilerle sorun olmaya devam ettiğini ileri sürmektedir!...

Pornocuya sormuşlar, “neden porno seyrediyorsun?” O da, herkes seyrediyor da ondan… Demiş...

Kürtlerin çanak antenleri neden kullandığı bilinmektedir!

Yazıyı yazan da biliyor, ama bilinçaltındaki gün be gün gelişen Kürt fobisi suçlama, hakaret ve aşağılamaya dönüşmüştür. Bu da toplumda kin, nefret ve çatışmayı tetikler. Bu tavır, Kürt toplumunda algıyı şiddete dönüştürmeye yeter de artar bile.  Demek ki iyi çocukların oraya buraya attıkları bombalar şekil değiştirdi ve bundan da anlaşılıyor ki bundan sonra Kürtlerin moral değerleri bu tür saldırılarla bombalanacaktır.

Aslında Kürtler, Tunusluların Facebook ile gerçekleştirdikleri toplumsal reaksiyonu, yine Facebook’u kullanarak güçlü bir dayanışmaya ve tepkiye dönüştürebilirler. Zira, Internet’ten gördüğüm kadarıyla bu haber çok hızlı bir şekilde paylaşılmaktadır. 

Bir yakınım derki: “Kürtler oturup kalkıp Kenan Evren’e dua etmeli! Çünkü Evren, sergilediği zulüm ile Kürtleri uykudan uyandırdı ve ortak duygular etrafında birleşmelerini sağladı…”  Bu habere ve  Facebook’taki seyrine bakınca, bir de sonuçlarını tahmin ederek diyebilirim ki; bu olay, Evrenvari bir etki yaptı !...

Akla şu soru geliyor!

Birlik ve dayanışma içine girebilmemiz için, ille de birinin bizi dürtmesi mi gerekiyor?...

Demek ki gerekiyor, etki tepki olayı bu!

Bu ülkede yaşanan esas sorun aslında Kürt sorunu değildir!

Bu ülkede bir Türk sorunu vardır!

Bu sorunu da yaratan Türk egosudur.

Nedir Türk egosu?

Türkçü sitelerden aldığım bazı söylemlere bakarak bunu anlayabiliriz.

Emanet coğrafyada ayakta durabilmek ve kazanımlarını koruyabilmek için silah zoruyla derdest ettiği toplumlara varlığını empoze etmeye çalışan anlayışın söylem ve tavırlarından bunun ne olduğunu anlayabiliyoruz!

Devletin temellerini atan şahısların sözleri:
-TÜRK'ÜN en kötüsü, TÜRK olmayanın en iyisinden iyidir!.
-TÜRK DEVLETİ'NİN işlerini TÜRKLER'DEN başkalarına vermeyelim!
-TÜRK DEVLETİ işlerinin başına ÖZ TÜRKLER'DEN başkası geçmemelidir!

-Yeni TÜRK CUMHURİYETİ’NİN DEVLET işlerinin başında mutlaka TÜRKLER bulunacaktır!.."

-TÜRK, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir!. Türklüğü kabul etmeyenler ancak ve ancak Türk’e uşak olabilirler! Dost ve düşman, hatta dağlar, bu hakikati böyle bilsinler!

-Azınlıklar, ÖZ-BE-ÖZ TÜRK olmayanlar, kendini TÜRK saymayanlar hiç bir zaman TÜRK DEVLETİ’NİN kademelerinde görev alıp TÜRKLER’E hükmedememelidir!.. Onlar eğer bu ülkede yaşamak istiyorlarsa, TÜRKLER'E tâbi olarak yaşayabilirler!

-Ülkeyi eskiden olduğu gibi (!) Rumlar'ın, Ermeniler'in, Yahudi ve dönmelerin, bölücü Kürtler'in idare ettiği ve Hıristiyan Emperyalist Batı ülkelerine peşkeş çektiği bir duruma sokmak, ve bunun adına "demokrasi, insan hakları" demek, İHANET’ TEN başka bir şey değildir! (Osmanlı dönemini kastediyorlar!)

-TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE’ YE göre, TÜRK vardır, TÜRKLÜK vardır!.. (Başka da bir şey yoktur!) Bunu açıkça söylemeliyiz!.. Bu yolda açık ve tereddütsüz yürümeliyiz!

-Bu yerlerde (TÜRKİYE’DE) ÖZ TÜRK haklarına sahip olmak isteyenler, TÜRK olmalıdır!.. Türklüğü kabul etmez, onu küçük görür, ona ihanet eder, sonra da TÜRK’E tanınan haklardan, hatta ondan fazlasını isterse, BU OLMAZ!.. Buna "yağma yok!" derler!.

-Türk haklarından istifade edebilmek için, Türklüğü benimsemek, Türk harsını (kültürünü) kabul etmek, Türklüğü duymak, Türk menfaatlerini kendi menfaati yapmak, ona hürmet etmek, "TÜRK'ÜM" demek, Türklüğü harsıyla, hissiyle kabul etmek lazımdır !.. Bunları samimiyetle benimsemeyenleri, yapanları TÜRK SAYARIZ!... Kim olursa olsun!

- Vazifemiz Türk vatanı içinde Türklüğü yaşatmaktır. Türklere ve Türklüğe muhalefet edecek öğeleri kestirip atacağız! (İNÖNÜ – 1925)

-Başkalarının 10-50-100 yıldır kendi ülkelerinde yaşayanları 2. sınıf vatandaş saymasına, köle ve cariye olarak kullanmasına, asimle etmesine ses çıkartmayanların, TÜRK DEVLETİ'NİN 500-1000 yıldır bağrında beslediği kişilerin ihanetine uğradıktan sonra aldığı tedbirleri "gerici, ayırımcı" saymaları, gerçekten ibret vericidir!

-TÜRKİYE’DE hâkim unsur ÖZ-BE-ÖZ TÜRKLER'DİR!

İşte TÜRK EGOSU budur.

Demek ki Anadolu’da bir Kurd sorunu yok, Türk sorunu vardır!
Sanırım bu sorunun temel dayanağı da “Orta Asya’ya dönme” korkusudur.

Öyle ya, emanet coğrafyada göçmen bir halkın alavere dalaverelerle devlet sahibi olması ve onu koruması kolay olmazsa gerek.

Korku insanın kalbini oyar, gözünü kör eder, yani gerçekleri ne görür ne de hisseder.

Oysa bu korkuya gerek yok, biz sizin her halinize alıştık, hısım akraba olduk, insanlık bizde kalsın diyerek bu ülkede ortaklık temelinde (federasyon) yaşamayı öneriyoruz.

Ne Yugoslavya, ne Irak ve ne de Tunus ortak korkumuz olmasın!