Türkiye’de ezilirken yıllar sonra iktidar koltuğuna oturup da “ezen” olmak…Düşüncelerinden dolayı yadırganırken ve de suçlanırken şimdi insanları düşüncelerinden dolayı hapse atmak…  Usta, bilirim! Cumhuriyet kurulduktan sonra en çok eziyeti çeken inançlı insanlarımız ve Kürtler oldu. Yıllar sonra Allah sizi bu noktaya getirdi. İnsanların en temelde düşündükleri şey, sizin gibi sistemin tokadını yemiş birinin diğer ezilenleri de anlayacağıydı. Ama siz yıllandıkça gaddarlaşıyorsunuz be Usta!

İşte sizin bu değişken ve öfkeli ve de tutarsız ve de “astığım astık, kestiğim kestik” ruh halinizden sıkıldım be Usta!

Bir tarafta mazlum Filistin halkının acılarıyla kederlenip diğer tarafta bütçemizin önemli bir kısmını silaha yatırıp ABD’nin ve İsrail’in savaş sanayisini güçlendirmek… Usta, ne iş bu? Siz bunu yaparken Kur’an’a göre hareket etmediğiniz malum! Ülkemizin özellikle eğitim konusunda bir atılıma ihtiyacı varken savaş sermayesine bu kadar çok harcama yapmak neden? Öğretmen adayları atama istediğinde maliyeniz bütçeden yakınırken milyar dolarlık silah antlaşmalarına bir çırpıda imza atabiliyorsunuz.

İşte sizin yurdum insanını yoksulluğa itekleyip “kanaat toplumu” yaratırken diğer tarafta savaş Tanrılarına paramızı akıtmanızdan sıkıldım be Usta!

Burnunuzun dibinde Kürt çocukları (Kafanıza girsin artık, onlar daha çocuk)) polis kurşunlarıyla ölürken ya da zalim bir polis tarafından işkence edilirken çıtınız çıkmazken, içiniz gerçekten cız etmezken Gazeli çocuklar için gözyaşı dökmeniz… Allah’ı bilen her vicdanlı insan samimiyetle mazlumun acısını yüreğinde hissedebilir. Bunu yaparken de işe ikiyüzlülüğü bulaştırmaz. Bilir ki çocuk her yerde çocuktur, çocukların ırkı olmaz. Ama siz, Usta! Ülkenizde çocuklar öldürülürken “çocuk da olsa gereği yapılır” dediniz ve gereği yapılmıştı o yıllarda.

İşte sizin bu çifte standart tavırlarınız, ülkenizde öldürülen çocuklara karşı takındınız devletçi tavırdan sıkıldım be Usta!

Bir tarafta kendi ırkının mensuplarına “asimile olmayın, dilinizi koruyun” nasihati, diğer tarafta bu nasihati kendi ırkı için de isteyenlerin “bölücü, hain” diye damgalanması… Dürüst, namuslu ve de demokrasiyi içselleştirmiş her insan bilir ki halk demek, dil demektir ve her halk kültürel ve siyasal haklar anlamında eşit olabilmeli. Formül çok basit: Kendin için istediğini başkası için de istemek! Ama siz, Usta! Yabancı ülkelerde yaşayan Türkler için ana dilde eğitim talep ederken bir Kürt’ün bu talebini bir çırpıda reddedebiliyorsunuz.

İşte sizin bu fazla milliyetçi tavırlarınızdan sıkıldım be Usta!

Hamas’ı seçilmiş bir parti olarak görüp onu savunurken kendi ülkenizde önemli bir oy alan BDP’yi dışlamak ve onlarla muhatap olmamak… Dünya Hamas’ı terör örgütü olarak görürken siz her platformda Hamas’ın savunuculuğuna soyunuyorsunuz. Onların seçime girmiş olduklarından ve seçildiklerinden dolayı terörist olamayacağını dile getiriyorsunuz. Tabi ki haklısınız! Ama Usta, kendi ülkenizde hatırı sayılır bir oy oranına ulaşan BDP’lileri neden muhatap almıyorsunuz? Hatta bir seçim mitinginizde BDP’yi terörist ilan etmiştiniz.

İşte sizin delikanlılığa yakışmayan ve hiç de dürüstçe olmayan bu yaklaşımlarınızdan sıkıldım be Usta!

Geçmişte silahı tek seçenek olarak gören iktidarları eleştirip bugün bizzat “Bedel ödeteceğiz” nidalarıyla savaş planları yapmak… Ah be Usta, dönemin genelkurmay başkanları bile hiçbir silah yönteminin bu sorunu bitiremeyeceğini dile getirirken sizin bu geriye dönüşünüz neden? Bu ülkenin Türk ve Kürt gençlerinin yıllardır savaş Tanrılarına sunulması yetmedi mi? Daha çok kana mı ihtiyacımız var? Hayır be Usta, bu çıkar yol değil!

Ama sizin bu ülkenin her halkına eşit davranmanız, adaleti gözetmeniz gerekirken halkları birbirine düşman etmenizden sıkıldım be Usta!

Ah be Usta, sizin gibi nice ülkem insanın beyninde bir pranga var. Bu pranga; empati kurmayı, bir halkın varoluşsal en temel haklarına saygı duymayı, barış için uzatılan eli görmeyi zorlaştırıyor.

Ah be Usta, vicdanlar da prangalı!

Düşünüyorum da, kendinize bu dönemde “Usta” derken neyi amaçladınız? Genel anlamda “usta”, Kurtlar vadisindeki o olumsuz tipi kafamda canlandırıyor ve de Ülkücü ayağı olanların birbirilerine seslenirken kullandığı sözcükleri…

Usta, itiraf ediyorum ki size usta demekten de sıkıldım!