Erkan Çapraz

Erkan Çapraz

Şemdinli'ye kar yağdı bugün

Şemdinli'ye kar yağdı bugün

Şemdinli’ye kar yağdı bugün,
Beyaz, bembeyaz taze gelin gibi…
Ak Efkar dağı ile Ak adaletten,
Ak medet umar gibi…
Şemdinli ak ağladı bugün.


Şemdinli’de birçok soru yanıt beklerken bugün belki de gerçek kaderine terk oldu yine. Şehir merkezinde hayat felç oldu, patlamalarla kapıları paramparça olan iş yerlerinin içi bembeyaz kesildi.

İlk bakışta acaba buradaki sorunlar çözüldü de mi böylesine bir beyazlık var şehirde diye düşünür elbet insan. Ama yok galiba o sadece bir hayal olur… Ama hayır; bu, Şemdinli’nin doğal kaderi olsa gerek.

Derin kış şartları Şemdinli’yi bir kez daha ablukaya aldı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde meşhur tütünü ve balı ile tanınan Şemdinli anlaşılan Türkiye Cumhuriyeti’nde 9 Kasım olayı ile anılacak. Anılıyor da…

Böyle olmasını o istemedi elbet. Birileri bu kaderi layık gördü ona.

Zaten hiçbir zaman bu bölgede hiçbir şehir kendi kaderini kendisi tayin edemiyor. Her şeyi barajlara takılıyor bu memleketin. Tıpkı kış ayının 6 aylık bir barajı söz konusu olduğu gibi… Veya İran, Irak üçgenindeki coğrafik konumu gibi.

Ne yana gitsen bir sınır, ne yana gitsen bir engel… ‘Engeller ise aşılmak içindir’ der birileri…

Türkiye sınırları içerisinde yağan karlar bile sanki sürgün yağar Şemdinli’ye… Çünkü bazen yol vermez, dondurur, öldürür çetin kış şartlarının başkahramanı sürgün karlar.

Şemdinli Hakkari’nin inanç şehri konumundadır. Belki de din bir çimento ise o çimentonun en kalitelisini Şemdinli’de bulabilirsiniz.
Hem de çok ucuza…

“Nice geçitlerini aştım uçurumların kıyısında ölümü gördüm. Kar fırtınalarında yolumu yitirdim. Yaz ve kış, ilkyaz ve Sonyaz odalarında konuk kaldım, çadırlarında da. Çayı hiç eksik etmediler. Tütün sarmayı da…” diyor M.İlhan Erdost ‘Şemdinli Röportajı’ adlı kitabında.

Şemdinli tarihinde, kimilerince kara gün, kimilerince da ak gün olarak nitelendirilecek 9 Kasım 2005 gününden sonra Şemdinliler ilçede birçok kişiyi ağırladı. Başbakanlar, bakanlar, heyetler, parti başkanları, sivil toplum örgütleri, gazeteciler v.s. Hepsine de Erdost’un dediği gibi çayı hiç eksik etmediler. Evlerinde konuk ettiler. Gördüklerini anlattılar. Kendilerine bir adım gidene on adım gittiler. ‘bizde böyle’ dediler gelenlere…

Anlaşılan doğa ana da bu gelgitlerden rahatsız oldu ki daha fazla izin vermedi Şemdinli’ye ve bembeyaz kıldı. Yollarını kapattı...

Şimdi kim gider Şemdinli’ye? Kim sorar hallerini? İran sınırında karlar içinde okuluna giden minik Rojda’nın parmaklarını kim ısıtır? Veya bir dağ köyünde kızakla şehre getirilirken yolda çocuğunu yitiren doğum hastası ‘Xezal’ anaya kim ağlama der!

Şemdinlililer 5-6 ay boyunca göremeyecekler artık toprak yüzünü. Nihayetinde bu sene çok gördüler, hatta toprağın içine girdiler bazıları. Neden mi? Çünkü onlar yüz yıllardır toprakla abi kardeş gibiler…

Haruna geçidinde bugün araçlar mahsur kaldı.

Zincirleri olan araçlar geçebildi. Zincirsiz araçlar ise geldiklere yere geri döndüler. Şemdinli’de de bir sürü zincirli insan da var. Ancak onların durumu bu doğal olaydan çok farklı. Onlar demir parmaklıkların ardından Talabani’nin ‘genel af’ sözleri için seviniyorlar; kendileri için bahsedilmemişse bile…

Şemdinli’de yepyeni ve bembeyaz bir sayfa açılıyor bugün. Bembeyaz sayfa derken hiç birşey unutulmadı asla da unutulmayacak. Bu sayfa doğanın mahkum ettiği bembeyaz sayfalardan biri…

Şemdinlililer adaletin bembeyaz sayfasını da bir gün göreceklermiş (!)

Şemdinli’de kar yağdı bugün... Sürgün sürgün…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Erkan Çapraz Arşivi