Şemdinli ve demokrasi
Şemzinan olayları demokraside örtbas edilebilirmi?
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23.11.2005 tarihli oturumunda milletvekillerine Şemzinan olaylarıyla ilgili bilgi veren İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu diyorki Türkiye ne zaman kalkınma hamlesine başlasa, vatandaşların hayat standartlarında ciddi bir gelişme olsa, ne zaman adeta şaha kalksa, birtakım engellemelerle karşılaşıyor. Şemzinan olaylarıylarının düğüm noktası işte tam buradadır. Çünkü Ülkemizde eğitimde daha doğrusu hemen hemen her alanda Fırsateşitsizliği var.
Bir toplumun hem genel dokusu, hem de belirli birimlerinin başat özellikleri, o toplumun siyasetine de aktarılır. Kağıt üzerinde dünyanın en demokratik anayasasını koyup resmi olarak da kabul edebilirsiniz. Ama toplumsal kalıplar ve siyasal gelenekler buna ters düşüyorsa, o anayasa kağıt üzerinde kalacaktır.
Aynı mantıkla, toplum bir çelişkiler kargaşası içindeyse - örneğin bazı alanlarda eşitlik, bazılarında ise oligarşi egemense bu durumda siyaset, toplumsal düzen kendi kendine ters düştüğü için, bu farklılaşmaların çatışma alanı olacaktır. Üstelik, değişimler sürekli olarak yer aldıkları için, bir toplumun ve onun siyasetinin genel kalıpları, çeşitli birimlerinin evrimine bağlı olarak değişmeler gösterir ve bunlar hiçbir şekilde aynı hızda evrilmezler.
Dolayısıyla toplumun bir kesimindeki yenilik, ilerleme ya da liberalizm, bir başka kesimindeki tutuculuk tarafından geri bıraktırılabilir. Siyaset tüm bu etkilere karşı duyarlıdır. Bu bakımdan demokrasi filizinin serpilip büyümesi ya da bodur kalması, toplumdaki köklerine bağlıdır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Şemdinliye gitmesi ve oradaki vatandaşları insan yerine koyarak Buradaki dükkanların yapılmasını sağlayacağız demesi önemlidir. Daha da önemlisi Erdoğanın şu cümlesidir: Bazıları puslu havayı sever, puslu havaya aldanmamalıyız. Demokratik hakları egemen kılacağız! Demokrasi gazisi bir başbakanın demokrasi garantisi vermesi Şemdinlide şimdiye kadar atılan en ciddi adımdır. Zaten tarih süreklilik güçleri ile değişimden yana güçler arasındaki bir gerginlikten ve bunun sonucunda ortaya çıkan olaylardan, durumlardan ve gelişmelerden ibaret değil midir aslında? Kendi küçük dünyalarımızdan çıkıp, global dünya ile bütünleşmek, tarihle barışmak, diğer toplumlarla yarışmak, kendimizi gerçekleştirmek zorundayız. Hukukun üstünlüğü ve yasaların kimliğine bakılmadan herkes için uygulandığının Semzinan olaylarinda kanıtlanaçagına inanıyorum.
Demokrasi, ancak, idealleri ve değerleri ona varlık kazandırdığı sürece var olur. Gerçek demokrasi ile ideal demokrasi aynı şey değildir ve demokrasi onun idealleri ile gerçeği arasındaki karşılıklı etkileşimden, olanla olması gerekenin gerginliğinden doğar.
Şemzinan olaylarinda, soruşturmanın başarıyla tamamlanacağını umuyorum, bu olayın örtbas edilebileceğ gibi bir endişemde yok. Sürecin işleyişinin kamuoyunun beklentilerine cevap verecek biçimde olacağından eminim. Hükümetin soruşturmayı sonuna kadar götüreceğini ve sorumluların bulunacağını taahhüt etmesi, çok doğru bir tavır. İktidar bu konunun gereğini yerine getirmelidir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´nın bizzat olayın aydınlığa kavuşması için büyük Caba gösertdigi´de herkes tarafindan bilinen bir gercektir. Demokratik bir ortamda yönetimin kullandığı güç toplum tarafından daha iyi bir şeyler gerçekleştirileceği umuduyla onanır.
Saygılarımla...