Türkiye’nin önünde çözülmesi gereken önemli sorunlar var.  Merhum Bülent Ecevit’in 55.ci Hükümeti kurduğunda yapmış olduğu tespitler halen bertaraf edilmemiş. Zira Doğu ve Güneydoğu Anadolu, geniş doğal kaynaklarına karşın, öteden beri, yoksulluğun, işsizliğin, gelir ve toprak dağılımı adaletsizliğinin en ileri ölçülere vardığı bölgelerimizdir. „Bunun önde gelen nedenlerinden biri, bu bölgelerimizin büyük kesiminde çağdışı bir feodal yapının varlığını halen sürdürmesidir”.

Partilerin Ağrı, Hakkari, Erzurum ve Van v.b. illerimizdeki Aday listeleri değerlendirildiğinde. Parti liderlerinin feodal yapıyı korumak için feodal yapıyla  içli dışlı oldukları ortaya çıkmaktadır.

Örneğin Hakkari de Milletvekilliği Babadan oğla peşkeş çekilmekte. Ağrıda yüz kızartıcı bir suçtan halen yargılanan sabıkalı birisine Milletvekilliği listenin ikinci sırası tahsis edilmekte. Erzurum’da aynı partinin listesine Kürt kökenli  Şafii mezhebine mensup vatandaşlar alınmamakta. Van adayı olmak isteyen Azeri kökenli bir vatandaşımız  şia mezhebine bağlı olduğunu, fakat  listede iyi bir yer alabilmek için hayat hikayesini anlattığında bu durumu saklamak zorunda kaldığını belirtiyorsa. İnsan ister istemez kendi kendine soruyor? Bu ğelişmeler demokrasiye hiç uygun olabilirimi?

Şimdi buradan yola çıkarak belirtmek isterim ki lütfen Ülkemizin geleceğine sahip çıkın, oyunuzu mutlaka kullanın. "Bir oy neyi  değiştirecek" diye düşünmeyin. Evet, bir oy bir şey değiştirmez ama sizin gibi düşünen 1000 kişinin oyu çok şey değiştirir. Bu nedenle size en yakın olan şahsiyeti destekleyiniz. Milletvekili adaylarınız bağımsız bile olsa oylarınızla onları destekleyin. Destekleyin ki sizlerinde problemleri T.B.M.M inde dile getirile bilsin.

Bugün  ülkemizdeki durum çok acıdır. Yüz binlerce yurttaşımız göç nedeniyle halen evsiz, işsiz ve geçim olanaklarından yoksun bırakılmış, binlerce okul kapanmış; öğretmen açığı çok ileri ölçülere varmıştır. Yüz binlerce çocuğumuz da  yıllardır eğitim görememiştir. Yatırımlar duralamış, fabrika veya  okulların inşaatı yarım kalmış. Hükümet tarafından Organize sanayi bölgeleri için yeterli kaynak ayrılmamış. Tarım ve özellikle de hayvancılık ülkemizde çok gerilemiştir.

Sonuç olarak şunu belirtmekte yarar görüyorum. Hükümetin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yoğun bir kalkınma ve eğitim seferberliği zorunludur.

İktidara oynayan liderlerimizin, muhalefette gölge kabine kuracak partilerimizin yol yakınken ciddi bir gündem değişikliğine gitmelerinde, vitrin süsleri ile vakit kaybetmeksizin iyi düşünülmüş ve secim sonrasında tozlu raflara kaldırılmayacak Türkiye vizyonlarını çarpıştırmalarında sonsuz yarar var. Aksi taktirde korku edebiyatı ve bizim coğrafyaya özgü komplo teorileri "besi seller" olmaya devam edecek gibi.