7 Haziran seçimleri öncesi farklı bölgeler ve farklı illere gitme imkanı buldum. Son 1,5 aylık süre içinde Antalya dahil Akdeniz sahillerinden Konya, Ankara, Batman, Diyarbakır'dan sonra bir haftadır İstanbuldayım. Akdeniz, İç Anadolu, Güneydoğu ve şimdi de Marmara'da seçim arifesinde izlenimlerimi İstanbul, Beyoğlu ve İstiklal Caddesi üzerinden sizler ile paylaşacağım.

İstanbul'a geldikten bir gün sonra 31 Mayıs'ta akşam 19 – 22 saatleri arasında Taksim'den Tunel'e kadar gidiş dönüş tur attım. İhlafsız yazıyorum seçime girecek onlarca parti içinde 2015 yedi Haziran seçimleri için İstiklal caddesende sesli, sözlü, afiş ve de pankartlı HDP'den başka hiç bir partinin esamesi okunmuyordu.

Taksimin göbeğinde Selahattin Demirtaş ile 2. eş başkan Figen Yüksekdağ'ın broşürleri elden ele dolaşıyordu. Dağıtan kim miydi? Tülbentli renga renk fistanlı Kürd kadını ve genç kızlardı. Eski Fransız konsolosluğunu geçtim. Ziraat Bankası'nın önünde gitar, saz, dabruka, def (elbane) eşliğinde müzik, eğlence, halay, raks, şamata, eğlenceli caddeyi kaplamıştı. Yüzlerce kişi onları izliyor; yerli yabancı turistlerin kimi cep telefonundan, kimisi kamera ile görüntü alıyor; kimi de Kürdçe söylenen şarkılara, oyun havalarına eşlik ediyordu.

50 – 60 metre sonra Ağa Camisinin duvarına varmadan farklı bir HDP etkinliği ve daha farklı bir eğlence ile karşılıyordunuz. Rumeli binasının köşesinde AKP son derece modern seçim ofisi açmış. Ama in cin top oynuyor. Tatil günü olduğundan onlar da tatil yapıyordu. HDP onların ofisinin dibinde “İsyanımızın ikinci yılında barajı da, sarayı da yıkacağız” bez afişin önünde 2 genç Laz tulumu ve dabruka çalıyor, şarkı söylüyor kızlı erkekli 25- 30 genç halay çekiyordu.

Devlet ve AKP hükümeti İstiklal Caddesinin taksim tarafından Galatasaray meydanına kadar neredeyse her sokakta polisleri ile tam bir kuşatma altına almıştı. Ama gençler ve HDP'nin 2. Bölge Beyoğlu ekibi inanılmaz bir çaba ve arzu ile partinin propagandasını sürdürüyordu.

Galatasaray meydanının yanı başımndaki Yapı Kredi Yayaınları binasının köşesinde İstiklal'in kalbinde HDP ayrı bir etkinlik ile boy gösteriyordu. HDP'nin, Demirtaş ve Yüksekdağ'ın bez posterleri, büyük boy afişleri caddeyi tepeden süslüyordu.

Taksim, Beyoğlu, Eminönü, Karaköy, Sultanahmet, Dolmabahçe, Beşiktaş ve Ortaköy bölgelerini 3 gün boyunca turladım. Üç gece boyunca İstiklal caddesine uğramadan edemedim. Her üç gecede de caddenin şenliği, müziği, halayı HDP'den soruluyordu. Mahşeri kalabalıklar onlara eşlik ediyordu. Yolda yürürken bir yüzünde Demirtaş, Yüksekdağ'ın resimlerinin yer aldığı “Büyük insanlığa evet de” ve “Bizler meclise”; diğer yüzünde “Bizler kadınız, emkçiyiz, üniversiteliyiz, engelliyiz, çocuğuz, işsiziz, yoldaşız, öğretmeniz, emekliyiz, esnafız, çiftçiyiz, gökkuşağı doğanın koruyucuları, demokrasiye inananlarız, insan hakları savunucusuyuz. Seni başkan yaptırmayacağız” yazılı el ilanı gök yüzünden caddeden geçen binlerin üzerine yağmur gibi yağıyordu.

2. Bölge Beyoğlu ve İstiklal caddesindeki çalışmayı HDP İstanbul'un her tarafında aynı aşk, istek ve aynı hırslas çalışıyorsa kesin baraj duvarını tuzla buz ederler diye düşünürken aynı hafta yolum Kadıköy, Göztepe, Kurtköy'e düştü. Buralarda da canlı, ayakta olan, her türlü propaganda araçları ile çalışanlar yine HDP olduğunu gözlemledim.

Tanıdık, tanımadık son 1,5 ay 4 bölgede 5 İl'de konuştuğum, sohbet ettiğim kim varsa “bu sefer oyumuz HDP'ye” diyordu. Oğlum Ömer'in dediği gibi “eğer yalan söylemiyorlar” ise. Ya da Diarbakırlı Kürd köylüsünün dediği gibi “oy hırsızlığı yapmazlar” ise HDP bu görüntü ve bu çabalar ile yüzde on baraçını ezip geçmekle kalmaz baraj Türkiye için tarih olur.

HDP'nin programında yer alan iş cinayetlerinden, kadına yönelik cinayet ve şiddete; Ana dilde egitimden; Diyanet yerine İnanç İşleri Bakanlığı öngörmesi. Nükleer, HES, termik vb yatırımlarını durdurma sözü. En düşük emekli maaşını asgari ücretle eşitleyecek. Küçük çiftçiler su ve elektiriği ücretsiz verecek. Başkanlık sistemine asla izin vermeyecek olması. İlşetişim ve bilişim özgürlüğüne, her türlü sansüre; yasakçı, tutucu Türkiye yerine çağı vad eden bir parti olarak çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı ve çok dilli zengin bir kardeşlik projesi ön sürmesi partiye her kesimden destek sağladığına tanıklık ediyorsunuz..

HDP bu koşullarda yüzde on barajını aşmazsa Türkiye'nin geleceğini tahmin bie etmek istemiyorum. Yeni bir gelecek için bu seçimlerde oylar HDP'ye gidecek diyorum.