M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Savaşın ahlakı!

Savaşın ahlakı!

Şiddet sarmalında söylenecek sözü cesurca dile getirmezsek yazdıklarımızın bir anlamı kalmaz. Suçsuz, günahsız insanlar ve gençler ölmeye devam eder. Ankara emri ile hava hareketleri, sınıra yığınak ve polisin KCK operasyonları ile bir haftada BDP’li 400 kişiyi gözaltına, yüze yakın siyasetçiyi tutukluyor. Öcalan’a tecridi sürdürerek Kürt siyasetçilerine karşı bütün imkanlarını seferber ediyor. Tabii bu yaptırımlar PKK’nin dağ kadrosuna katılımı artırıyor. Görünen hedef Kürt siyasi hareketini çökertmek.

PKK, KCK veya TAK’ın ise yaptıkları ortada. Siirt’te suçsuz günahsız genç kadın ve kızlar öldürülüyor. Ankara’nın göbeğinde bomba ile siviller havaya uçuruluyor. Kürt halkının hakkını savunuyorum derken bindikleri dalı kesiyorlar.

Değer mi? Allah korusun ahlaksız, kirli savaşı birde iç savaşa yönlendirmek isteyen fitne, çıkar gurup, kişi ve devletlerin ekmeğine yağ mı sürdürülmek isteniyor? İşte tam da bu yüzden görüşmeler sürdürülmeli.

Sorunun çözümünde ilk adım medya, bürokrasi ve siyasetçi Kürtlere karşı takındığı topyekun aşağılayıcı, incitici, dışlayıcı, sindirici tehdit diline son vermeli.

Bu tavrı PKK, KCK, TAK şahsında yalnız BDP ve ona oy veren milyonlara karşı yapılmıyor. Bütün Kürtleri, topyekun incitecek ne varsa söylemekten, yazılmaktan zerre kadar kaçınmıyorlar. Sessiz milyonlarca Kürdün duygularını hiçe sayıyorlar.

Türkiye’yi yönetenler sorun yaşadığı Kürdü ile arasındaki çatışmada ABD’den icazet, silah, Predatolar, uçak ve destek için boyun bükeceğine seçilmiş, milyonların oyunu almış ve 9 yıldır Başbakan’ın ellerini bile sıkmaya tenezzül etmediği BDP’nin seçilmiş Başkanlarını tutuklatacağına diyalog ile sorunu çözme girişimlerde bulunursa daha iyi yapmaz mı?

Son seçimlerden şu ana kadar Hatip Dicle rezaletine, seçilmiş tutuklu vekillerin hak gaspına rağmen sürekli BDP Meclise gelsin diyorum. Şiddet çıkmaz bir sokaktır, hep aynı yere dönülür; tetikten parmaklar çekilmeli dedim/dedik. AKP de Kürtlere baskı politikasına dönerek tuzağa düşmemeli. Gerçek ve samimi açılımın zamanı tam da şimdi olmalı.

BDP “AKP 9 yılda ne yaptı ki. Meclise gitsek ne değişir ki” diyor. Biliyoruz, ama yeni bir anayasa, seçilmiş vekil sayısı 36 olan bir gurup ve de olup bitenlerden sonra ne AKP, ne de Kürt sorununda iktidarın koltuk değneği CHP, MHP geçmişteki gibi tavır sergileyemezler. O yüzden BDP meclise gitsin. Dünya ışık hızını aşan deneyler yaparken neyle uğraşıyoruz?
Yüz yıllık sorunu samimi bir yaklaşımla çözmek için irade gerek. Başta Kürtler ve hükümet olmak üzere bir çok kesime son aylarda peş peşe meydana gelen olaylar ağır geliyor.

Doğrudur, gerçekten çok ağır olaylar oluyor. Ankara’nın kalbinde bomba. Siirt’te genç kız ve kadınların ölümü. Kürt coğrafyasında süren kara ve hava operasyonlarında ölen Kürt gençleri. Tutuklanan siyasetçiler.

Ne olursa olsun çok berbat günler yaşıyoruz. Bazıları savaşın ahlakından bahsediyor. Kimse kendisini, okuyucusunu ve de 73 milyonu kandırmasın. Bir tarih hocası olarak hiçbir savaşın ahlakla yapıldığına, savaşın ahlakı olduğuna rastlamadım ve de inanmıyorum.

Dünde, bugünde savaşta çok alçaklıklar karşılıklı oldu/oluyor. İsrail’in Filistin halkına yaptığı; ABD’nin Afganistan ve Irak’ta sivillere karşı yaptığı; Arap diktatörlerinin iktidar elden gidiyor diye halkına karşı yaptıkları. Ve de ülkemizde olup bitenler çok mu ahlaklı.

Bu ahlaksız savaşa karşılık Türkiye’yi yönetenler Mısır, Libya ve Tunus’taki kanı durdurmak için nutuk atarak hamiliğe soyunacak ve fakat kendi Kürdünü görmeyecek. Oysa önce vicdanları kanatan kendi yarasını sarması gerekmez mi? Suriye ve İsrail’in nasırına basacaksın sonra da savaş ahlakından bahsedeceksin. Bu tam bir safdillik olur.

Hiçbir savaşta ne ahlak ne ilke var. Hele bizdeki gibi kirli bir savaşta. Sivil, kadın, çocuk ayırmıyor. İşte tam da bu kirli ve ahlaksız savaşın azdığı bu günlerde BDP Meclis’e gitmeli. Devlet mi, hükümet mi, AKP mi her neyse; Oslo’da mı, Süleymaniye’de mi, Bürükselde mi gizli görüşmüş. Doğru yapmış. Bu saatten sonra açık seçik görüşsünler.

Hatta kan duracaksa görüşmeleri canlı yayından naklen versinler ki kim haklı, kim haksız; kim samimi kim değil; kim ciddi, kim oyalıyor; Türk- Kürt ve dahi bütün dünya kamuoyu bilsin. Artık kirli, ahlaksız savaşı sürdürmekle bu sorun çözülmüyor.

NEDENİNİ DE, ÇÖZÜMÜ DE BİLİYORLAR

Biz sade halkların bilmediği sebeplerden savaşın trendi yükseltiliyor. Genç siviller, kadınlar, kızlar; polis, asker, gerilla ölüyor. Her gün kan, her gün bomba. Hükümet, İktidar, Devlet olup bitenlerin gerçek sebebini biliyor. Neden bunlar oluyor demenin bir anlamı yok.

Bütün bunlar Kürtler statü istedikleri için, eşit vatandaşlık istedikleri için oluyor.

Bilmiyorlarsa yüzlerce defa yazıldığı gibi tekrar yazalım. Asimilasyon, kimlik inkarı, ana dilde eğitim ve öğrenim, yerel yönetim, seçim barajı başlıca sebepler. Kimse kimseyi kandırmasın Kürtlere yasal ve anayasal olarak bunların hiç biri hala verilmemiş.

AKP hükümeti bunları çözeceğine söz versin; BDP de meclise gelir, şiddet de biter. Yani Kürtler kirli ve ahlaksız savaşı bitirmek devletin ve hükümetin elindedir diyor. Tek istedikleri temel insan hakkı. Lütuf istemiyorlar, hakları pazarlık konusu olsun istemiyorlar. Doğuştan var olan hakları verilsin ve savaş bitsin istiyorlar. Daha ne desinler, ne istesinler.

Yıllardır terör var diye bu haklar verilmedi. Belki terörü isteyenler hiç bitirmek istemezler. O zaman bu haklar sonsuza dek verilmeyecek mi? 30 yıldır terör var, bitti mi? Peki 30 yıl daha Kürtlerin insani hakları yasal ve anayasal verilmeyecek mi?

Başta medya ve aydınlar, devlet bürokrasisinden (emekli olmadan görev başındayken), hükümetten, AKP’nin devşirme Kürtleri, iktidar, muhalefetten oy hesabı yapmadan Kürt sorununu çözen bir çıkışı savaşın ateşinin yükseldiği bu günlerde seslerini yükseltmeliler.

Demeliler ki; savaş, kan ve gözyaşını geri getiremezsiniz. Demeliler ki 1990’ları yeniden bize yaşatamazsınız. Savaş karşıtlığı budur. Cesaret şiddet ortamında şiddeti tırmandırmak değil, barışı, diyalogu, görüşmeyi teşvik etmektir. Öcalan ile görüşmeye yasak koymak, Kürt siyasetçileri tutuklamak, Meclise boykot etmek ile bu devasa sorun çözülmez.
  AKP 9 yıldır ezici çoğunlukla iktidar. Anladığımız kadarı ile 9 yıl içinde defalarca Öcalan ve Kandil ile görüşmüşler. Hatta iş protokollere kadar gelmiş. Öcalan ve Kandil ile gizli görüşen irade mecliste olan BDP ile bırakın bir sefer görüşmek el bile sıkışmadılar?

Görüşmeler yapılırken bırakın Öcalan’ın, KCK operasyonları, ana dilde eğitim ve öğretim, kültürel hakları, bari seçimden sonra ortaya çıkan Hatip Dicle ve tutuklu seçilmiş milletvekilleri için AKP ılımlı, tansiyonu düşürücü bir açıklama yapamaz mıydı? Yapmadı. Ne yaptı? “ Tükürdüklerini yalayacaklar,Tıpış, tıpış gelirler.” Sonra Hayati Yazıcının “ya istifa, ya azil” demesi çözümsüzlük değil mi?  Yetmiyor Erdoğan ABD Kürtlere karşı İran ile ortak savaş diyor. BDP milletvekili buna karşı “bizden korksanız iyi olur” sözü tehdit midir?

Müzakere yapan bir devletin ve de hükümetin tavrı ve samimiyeti bu mu olmalı? Gizli müzakere savaşı durdurmak için yapılmadı mı? Öcalan  “anlaşma noktasına vardık” demedi mi? O halde iki tarafta sivil ve gençlerin ölümünden ortak sorumlu değiller mi?

İki taraf ta “anlaşmaya” varıldığını açıklanmışken savaşı neden şiddetlendirip içinden çıkılmaz hale getirdiklerini ne Türkler, ne de Kürtler anlamış değil. AKP ve PKK’nın aldığı kararlar ve takındıkları tavırlarının Türk, Kürt halkına bir yararı var mı? Hasan Cemal’ın dediği gibi: “ Siyasetçiyi savaş değil, barıştır devlet adamı yapan.” Çünkü savaşın temizi yok, bütün savaşlar kirlidir.

Ortadoğu’daki diktatörler yıkılırken, demokrat kisvesi altında Kürt halkının haklarını vermeden bu sistem yürümez. Son zamanlarda tırmandırılan savaş ruhu Türk’e de, Kürde de acı ve gözyaşından başka bir şey kazandırmıyor. Bir iç savaşa sürüklenmeden birileri bu çılgınlığı durdurmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi