Bedri Çallı

Bedri Çallı

Roboski üzerine komplo teorileri ve maskeler

Roboski üzerine komplo teorileri ve maskeler

İnsanlar bu kadar mı acımasız ve düzenbaz olur. Burada belki günlerce önceden bir amaç için böyle bir senaryo düşünülmüş ve sahneye konulmuştur. Ama her kes senaristleri merak ediyor. Burada Diyarbakır’dan havalanarak Roboski gençlerine bomba yağdıran pilotları suçlamak doğru değil.

Yetki silsilesini, ta Roboski taburunun en alt rütbesinden Ankara’daki tüm yetkililerin bu olayı bilinçli yaptırdığı da doğru olmayabilir. Sayıları iki üç kişiyi geçmeyen yetkililerin bu katliamı gerçekleştirme çabaları sunucu ortaya çıkmış olabileceği de olabilir. Ama bütün bu soru işaretlerine cevap bulmak da herhalde Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın görevidir.

Umarım Roboski katliamı oradaki Tabur yetkililerinden tutun Genelkurmay Başkanlığına veya Hükümetin her kademesinin ortak senaryosu değildir.

Ayrıca bu ülkede alıştığımız şu gerçeği de unutmamak gerek, bu tür durumlarda her kademedeki yetkili kendisini korumak için gerçek suçluları korumaya çalışır. İşte yanlış burada. Aslında hepsi de gerçek suçluyu bilir, ancak onu var güçleri ile kurumaya çalışırlar.

Bu işin aydınlatılmasını isteseydiler, Tabur bazından başlayarak tepeye kadar gerekli baskı ve incelemeler yapılacaktı. Adli makamlar bazılarının ağzından çıkan her kelimeyi takip eder ve dava açmak için paraşütle atlarken, her ne hikmetse bu tür durumlarda hiçbir şeyi araştırma ve aydınlatma için kıllarını kıpırdamazlar.

Üst mercilere, 'büyük bir grubun sınıra doğru gelmekte olduğunu ihbar aldık yada tespit ettik, ne yapalım?' demek yerine. Komşu köyler ailevi ihtiyaçlarını karşılamak için mazot, şeker ve pirinç ticareti yapmaları nedeniyle kafilenin bu köylülerden de oluşmuş olabileceği hatırlatılabilinirdi. Öyle görünüyor ki bilinçli olarak söz edilmemiş.

Bu insanlara kaçakçı denmesini bile büyük bir haksızlık olarak görüyorum. Çünkü geçim, eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ile uyuşturucu madde, silah ve insan kaçakçıları ile aynı kefeye konulmuş oluyorlar.

Bu süreçte insanlar duydukları, gördükleri ve yaşadıkları o kadar çok komlo teorileri ve düzenbazlıkları ve hele hele bütün bunları İslamcıyım, Müslümanım, 5 vakit namaz ve daha bir çok sünneti kılarım, hacca gittim yada gideceğim diyen ve siyaseti Allah rızası için yapıyorum diyen ve yine bazı küçük doygusal olay karşısında gözlerindeki yaşın sel olup aktığı büyük makam sahipleri ama aciz ve çaresiz insanlar tarafından olması ne kadar üzücüdür.

Bu konuda iftiracılıkta, yalancılıkta ve Kürt düşmanlığında her zaman kin ve nefret kusan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik olmuştur.

Her ne hikmetse ikinci Vanlı iftiracı. Komplocu ve Kürt düşmanı olan Fatih Altaylı günlerdir bir komplo teorisinden bir başkasına geçiyor, senaryoları ile insanların kafalarını allak bullak ediyor. Üretilen komplo teorilerinin en komiği Fehman Hüseyin’in (Bahoz) tek başına bu grubun arasından Türkiye’ye girmeye çalıştığı teorisidir. Acaba bu komplo teorisini üretenler Fehman Hüseyin’in çok yorulduğu ve dinlenmek istediği için Alanya yada Marmaris’e tatile gideceğini mi sanmış.

Bir başka gülünç olay, dindarlığı ve İslamcılığı hiç kimseye kaptırmaya asla izin vermeyen sayın başbakanın çarklarıdır. Bölgeye gönderdiği bakanların taziye çadırına gitmelerine izin verilmemesi üzerine, Roboski katliamında hayatını kaybeden 35 tane gencin hiç birine yakınlığı olmayan ve taziye çadırından 4 kilometreuzaktaki ilgisiz bir insanın evine gidip tiyatro oynamaları çok acı bir olaydı.

Daha gülüncü bu insanın evinden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın rol icabı Sayın Başbakanı arayarak taziye mesajlarını alması olmuştur. Ama çok acıdır, bu ülkede kimse çıkıp Sayın Başbakan ve Hükümet siz bu yalan karşısında hiç mi utanmıyor veya yüzünüz kızarmıyor mu diye soramadı.

Bir de hiç utanmadan ekranlarda insanların yüzüne baka baka, "Şırnak Milletvekili Hasip KAPLAN bize taziyeye gelmeyin dedi. Ama biz dinlemedik. Taziyeye gittik insanlar bizi bağrına bastılar" palavrasını dile getirdiler. Evet mademki bunlar Müslümanlığı kimseye kaptırmıyorlar, onlara soruyorum: Yalan konuşmanın İslam'daki hadis ve ayetlerle karşılığı nedir?

Uzun bir sessizlikten sonra Sayın Başbakan'ın Genelkurmay Başkanına, "hemen bu ölüm fermanını gerçekleştirenleri bul ve açıkla" demek yerine hiçbir şey olmamış gibi birlikte örtbas etme yollarını buldular ve bu katliamı gerçekleştirenleri 73 milyon ülke insanı ve dünyanın gözlerinin içine baka baka tebrik etmiştir.

Herkes siyasi görüşünü savunmak ve bunu yaşamak özgürlüğüne sahiptir. Bu çerçevede Sayın Devlet Bahçeli'nin de her zaman olduğu gibi bu kez de Kürt düşmanlığı yapmasını anlayışla karşılarım. Ancak bu öldürmenin şekline bakması, bunların tamamının genç ve küçük yaşlarda öğrenci ve çocuk olmaları, bunların sadece geçim sıkıntılarından dolayı bu işi yaptıklarını ve bunun sonucu olarak haksız yere öldürülmelerini bilmesinin ardından nezaketen de olsa bir baş sağlığı veya neden bu sunuca varıldığı yönündeki eleştirileri olması gerekmesine rağmen, "Burada TSK görevini yapmıştır" demesi üzüntü vericidir.

Şu Uludere kaymakamının iki yüzlülüğüne bakın. Dövülmesinin ardından beni döven asla bu 35 tane öldürülen insanların yakını veya Uludereli değiller; bunlar dışarıdan gelen insanlardı diyordu. Bu sözleri gerçekten taktir edilir durumdaydı. Her kes sayın kaymakamın bu tutumunu taktir etti.

Ama gelin o günden bu yana kaymakamı dövdükleri gerekçesiyle göz altında olan sekiz kişi ve bunlardan 5 tanesinin tutuklanmalarına bakın. Sayın Kaymakam eğer gerçekten samimiyse bu insanlardan davacı olmayacağı gibi bunların hemen serbest bırakılmalarını sağlardı. Çünkü bu insanlar Uludereli. Bu insanlar roboski köylüleri ve 35 insanın yakınlarıdır. Bu konuda Kaymakama çok iş düşüyor düşüncesindeyim.

Aslında bu olay, bu bölgede yasal bir şekilde sınır ticareti yapılmasını savunan bir çok insan gibi benim de yıllarca savunduğum düşüncenin doğruluğunu ortaya koymuştur. Irak’a sadece Silopi kapısı ile ticaret yapılmasının mümkün olamayacağını sürekli dile getirdim. Ha açılacak ha açılacak söylemlerinin yılan hikayesine döndüğü Çukurca sınır kapısının açılması gereği tekrar ortaya çıkmıştır.

Bu vesileyle hayatlarını kaybedenlere rahmet ve geride kalanlara sabır diliyorum. Bu olayı yapanları, kafaları bulandıranları, suçluları muhafaza edenleri, bu haksızlığı doğru bulanları kınıyor, lanetliyor ve Allaha havale ediyorum. Maske takıp iki yüzlü davrananları, kendi kişisel düşüncelerini komplo teorisi haline getirip kafa karıştıran ve mide bulandıranları da lanetliyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Bedri Çallı Arşivi