Taksimde - NSU Gündemini değiştirme operasyonu

Taksim gidişatının altında ülkemizin kalkınmasını ve Kürt meselesinin çözülmesini istemeyen güçlerin parmağı var.Bilakis ALMANYA’DA 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neo-Naziler ’in kurduğu Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasındaki dünya gündemi Alman Derin Devleti tarafından değiştirilmek istenmekteydi. Bu nedenle gezi parkında gümbürdeyen hadise diş güçlere çalışan ajan, haber elemanları ve Provokatörler vasıtasıyla yaptırıldı.

Amaçları askerî vesayeti geri getirmek, Türk–Kürt kavgasını canlandırmak, ülkede bin bir güçlük ve çabayla inşa edilen iyi imajı yerle bir etmek, halen dünya gündeminde olan Almanya’daki NSU- Nazi davasındaki gündemi değiştirmek, dünya basınını Türkiye’ye çekmek, zenginleşen Türk ekonomisine darbe vurmaktı.

İstikrarla gelişen veKürt sorununu çözmek Türkiye'yi bir iç savaşa sokmak isteyen dış ajanlar, taksim olaylarını yaptırdı. Sakın gazagelip Taksimdeki eylemlere destek vermeyin, çünkü bu eylemlerin ne Kürtlere nede Türklere herhangi bir faydasıyok.

Diğer taraftan Türkiye içinde başta Türk ve Kürt, Sünni ve Alevi, mukaddesatçı Müslüman, demokrat, laik, özgürlükçü birçok ayrışmayı barındırdığı gibi, aynı zamanda bu kategoriye tam ters görüşte olan çevrelerinde içerisinde hürce yaşadığı bir ülkedir. Ne var ki buna nazaran bilinmesinde yarar var, çoğunluğun desteğine sahip olan her istediğini yapar, bir anlayışla asla bu ülke yönetilemez.

Memleketimiz hem etnik acıdan ve hem de ruhanî olarak, birçok bakımdan çoğul yapıda, hassas dengeleri olan toplumların bir arada yaşamasından oluşmaktadır. Sayın Başbakan toplumun bu yapısını ve dengelerini gözeten bir çizgiyi 2011 yılına izlediği malum. Bununla beraber ne var ki 2011 genel seçimlerinden sonra toplumdaki bu ayrışmalar ve hassas dengeleri gözetmekte eskiden olduğu gibi titiz davranmadığı iddia edilmektedir.

Bilvasıta Başbakan Erdoğan eskiden olduğu gibi toplumun bütün kesimlerinin hassasiyetlerine saygılı bir politik yaklaşımla hareket etmeli, bu bağlamda çok dikkatli davranmalıdır. O’nun farklılıkları zenginlik olarak gören, karşılıklı itibarı sistemleştiren siyasi açıklamalarına ülkemizde ihtiyaç var, çünkü alevin bir ölçüde dinmesinde faydası olur kanaatindeyim. Dolayısıyla yapılması gereken ‘in ne olduğu da ortadadır.

Türkiye'deki Gezi Parkı'yla gümbürdeyen hadise dünya basınının gündemine de yerleşmiş durumda. Bu mevzuda Cumhurbaşkanı Dr. Abdullah Gül ve Başbakan vekili Bülent Arınç 'devlet şiddetiyle ilgili özür dileyen, 'iktidar yöntemiyle alakalı öz eleştiri yapmaya açık olduklarını ima eden demeç verdiler. Ve hadisenin merkezinde yer alan BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder'le bizzat görüştüler.

Açıklamalarında gezi parkıyla ilgili olarak bu işin başından beri takipçisi olan sivil örgütlerle görüşeceklerini ve birlikte gözden geçirmeye açık olduklarını vurguladılar, zira kendileri de bilmektedirler ki, ekseriyetin desteğine sahip olan her istediğini yapar, bir anlayışla hiçbir zaman bu ülke yönetilemez.

Geçmiş Türkiye'den yeni Türkiye'ye yürürken bazı sorunların olması tabiîdir. Türkiye'nin yaptığı şeyleri Avrupaülkeleri kanla yaptılar. Şu anda Arap dünyası da bunun gayretinde. Türkiye'de dönüşüm, seçimlerle oldu. Eğerhükümetin politikaları ile probleminiz varsa, demokrasi ve hukuk çerçevesinde tepkinizi ortaya koyarsınız. Zaten buişin ölçüsü sandıktır.

Sonuç:

Taksim hadiselerinin arkasında Alman Derin Devleti, Dış güçler ve onlara bağlı olan ajanlar var.

Olayların kim tarafından organize edildiğini hem devlet ve hem de halk biliyor.

Taksim olaylarının altında yatan asıl amaç, Alman Derin Devleti tarafından Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütüyle ilgili Münih’te halen devam eden davadaki gündeminin değiştirilmek istenmesinden kaynaklanmaktadır, bu gerçeğin bilinmesinde fayda var.