M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Namaz kılmayıp oruç tutanlara

Namaz kılmayıp oruç tutanlara

Kırk iki yıllık yazarlık hayatım boyunca her Ramazan ayında mutlaka inancımızı ilgilendiren dini ( İslam dini, Müslümanlar için bunu söylüyorum) bir konuyu ele alıyorum. Birçok yazımda dile getirmişimdir bize “Mala Seyda” derler ya da bazı kesimler de “Mala Mele” derler. Beg soyundan geldiğimiz için yöremizde ve köyümüzde ailemizin bir diğer adı da “Mala Sixana  (Seyidxan’a), Mala Beg’a ” dır.

Ben Beg, soy, sop, aristokrat tarafım ile övünmeyi ya da öne çıkarmayı benimseyen bir kişilik olmadığım için 7 ceddi âlim, Seyda olan nice demokrat Fakihler, Mele’lar, Seyda’lar yetiştiren yönümü daha çok benimsiyor ve bu yönüme oldukça önem veriyorum.

Allah’a şükrediyorum ki benim Seyda’ye Mele Abdülkerim gibi, Seyda’ye Mele Sait, Seyda’ye Mele Hasan, Seyda’ye Mele Mıhamed gibi dört yüz yıl geçmişi âlim bir aileden geliyorum. İslam inancını da babam Seyda’ye Mele Abdülkerim’den bütün kuram ve kuralları ile Kürtçe, Arapça ve Türkçe öğrenme şansına sahip oldum.

İslami konularda fıkhı ve ilmi derin tartışmalara girecek, Fekilikten ( öğrencilikten) Melelik (Hocalık) mertebesine terfi etmiş kadar bilgi sahibi olmasam da, dinimi, diyanetimi, İslami kuram, kurallar ve ibadet konusunda yorum yapacak bir bilgi ve eğitim birikimine sahibim. En azında TV ekranlarında hançeresini yırtan bazı din adamı kispetine girmişlerden biraz daha kendimi yeterli görüyorum.

Yukarıdaki paragrafı kendimi övmek için hâşâ yazmadım. Sadece ibadet konusunda getireceğim bir yorumuma İslam inancında ibadet konularına azda olsa bilgi sahibi olduğumu ifade etmek için dile getirdim. Değilse Seyda, âlim ve bilginlerin ayaklarının türabıyım. Onların yanında denizde damla kadar bir bilgi sahibi olduğumu da itiraf edeyim.

Konumuza gelecek olursam;

Bugün çok önemli 3 ibadetler konusuna değineceğim. Namaz, Zekât ve Oruç bahsi.

Değerli okuyucularım bu üç ibadette sıralama yapılacak olursak ( ibadette sıralama olmaz. Hepsi kendine özgü yapmakla mükellefiz, bu anlamında kullanmıyorum. Ancak, sahih bir hadiste der ki “ Kıyamet gününde kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır. Namazının eksiksiz, sağlam kılanın diğer ibadetleri de namaz hürmetine sınıfı geçecek” der.) Kur’an da sizce Allah hangi ibadette bize en çok ve en sık uyarıda bulunmaktadır?

Bunu niçin ele alma gereğini duyduğumu söyleyeyim.

Malumunuz olduğu üzere Ramazan ayında oruç tutmak için kişiler çok büyük çaba gösterilmektedir. Hatta bazıları belli ve tehlikeli hastalıkları olmasına rağmen ısrarla hayatlarını ve sağlıklarını tehlikeye atarcasına oruç tutmak için büyük çaba ve gayret içinde olduklarını da bir gerçek.

Aslında oruç için takınan bu tavır ve yaklaşım biz Müslümanlar için çok güzel bir olgu ve birçok kişi bu tutumları nedeniyle takdir, saygı ve sevgiyle karşılıyorum. Ama gözlerden kaçan bir gerçek var ki bu gerçekle karşılaştırdığımızda ben bu Oruç tutma ısrarını samimi ve takva olarak bulmuyorum.

Ne gibi mi? Oruç’ta bu kadar ısrarlı olan bu kesimden birçoğu ne yazık ki namaz ve zekât konusunda aynı duyarlılık ve titizlik içinde değildirler.

Oysa Kur’an-ı Kerim’de Namaz yani Salât’ın geçtiği ayet sayısı ne kadar bilir misiniz?  Benim tespitlerime göre ( yanılmıyorsam ) 86 ayettir. Peki, Zekât ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de geçen ayet sayısı ne kadar? Yine benim tespitlerime göre 31 ayettir. Ya oruç ile ilgili ayet sayısı ne kadardır dersiniz? Yine benim tespitime göre 11 ayettir.

Şimdi Allah aşkına 86 Ayet’te ısrarla bize mesaj olarak namaz kılmamız emredilirken sen namazı bütün bir yıl, belki de bütün bir ömrün boyunca hiç kılma, Cuma namazlarına da hiç gitme, ama Ramazan ayında bir numaralı oruç tutan kişi kisvesine bürün.

Yine bütün ömrünce zenginlik, debdebeli bir hayat sür, yediğin önünde yemediğin arkanda, taze yemek ve meyveleri çöpe at, zengin bir varlık, gelir, para, pul, mal, mülk, altın, at, kat, yat, Mercedes, fabrika sahibi ol. Yine oruç için her şeyi yap ama zekâtın için kılını kıpırdatma. Allah aşkına bu nasıl bir İslamiyet ya da bu nasıl bir Müslümanlık demezler mi?

Oysa kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de sadece Bakara suresinin 3. ayetinde der ki “ Onlar ki; gayba iman edip, namazı dürüst kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler.”

Değerli müminler sadece Bakara süresinin 3, 43, 45, 83, 110, 125, 153, 177, 238, 239 ve 277. ayetlerinde tam 11 yerde namazı zikir ve salât olarak bize emirler vermektedir. Hatta Kur’an-ı Kerim’de Namaz ve zekât birçok ayette birlikte zikredilmiştir. Örneğin Bakara süresi 3, 43, 83, 110, 177, 277 ayetlerinde. Nisa 77, 162 ayetlerinde, Maide 12, 55 ayetlerinde, Tevbe 5, 18, 71; Hac 35, 41, 78; Nur 37, 56; Neml 3; Lokman 4; Ahzap 33; Fatır 29; Beyine 5; Mücadele 13; Müzemmil 20 de olduğu gibi.

Hatta Nisa 102. ayette savaşma anında bile nasıl namaz kılınacağını izah ediyor ki namazın savaşta bile terk edilemeyeceğini duyuruyor. Ki yine sahih hadistir. “Namazı eksik olanın diğer ibadetleri ona bir fayda sağlamaz” der.  

Allah aşkına sizce farazi bir sıralama yapacak olursak ve ibadeti kategorileştirirsek Namaz mı, yoksa oruç mu önceliklidir. ( ki İslam dininde sıralama ve farazilik olmaz ama yukarıdaki hadise dayanarak teşbihten söylüyorum ) Ama namazı hiç hatırlamayanın tuttuğu oruç ne manaya geliyor. Hâşâ sorgulamak için demiyorum. Sadece dini bir görüş olarak tebliğ, uyarı ve bilgi vermek için bunları yazıyorum ki belki birileri ders çıkartır.

Yine de Allah’ü âlem. Kim bilir belki de Allah sadece oruç ibadet için o insanın belli günahlarını katında affeder. Ben bu yazımda asla niçin oruç tutuyor demek istemiyorum. Ben İslam’ın, imanın ve ibadetin bir bütün olduğunu ve birini çok önemseyip, asıl önemsenmesi gereken ( namaz gibi ) ibadeti göz ardı etmesi konusunda bu kutsal ayda sadece uyarmak için takva açısından kaleme aldım. Tebliğ de bir görev ve sünnet değil mi? Ben sünnetimi yerine getireyim de gerisi o kulumuz ya da kullarımıza kalmıştır.

Allah namazınızı, zekâtınızı ve orucunuzu katında kabul ve makbul buyursun. Rabbim bizleri sevdiği kulların arasına katsın. Rabbimiz işlerimizi kolay, hastalıklarımıza şifa versin. Rabbimiz affı, keremi ve rahmetiyle bize merhamet etsin. Ve rabbimiz bizi kin, nefret, riya ve düşmanlıktan uzaklaştırarak savaş ateşini söndürerek kardeşlik ve barış getirsin. Rabbim Kürt halkına da adalet ve eşitlik içinde yaşamayı nasip etsin. ÂMİN

Bütün okuyucularımın, İslam âleminin ve insanlığın mübarek Fıtır (Ramazan) Bayramı’nı şimdiden kutluyor, Allah’a emanet olun diyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
24 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi