Yıllardır Yüksekova’da hem yerel hem ulusal bazda habercilik(Gazetecilik) alanında yaptığımız çalışmalar, karşılaştığımız sorunlar karşısında çaresiz kalmamız bizleri insan olarak etkiliyor. Herkes bizleri mutlu ve maddi açıdan çok para kazandığımızı sanıyor. Oysa gerçekler farklıdır. Bakın neden mutsuz olduğumuzu ve mesleğimizi gerçek anlamda neden yapamadığımızı anlatalım;

. Yıllardır İlçemizde uyuşturucu müptelası olan gençlerin içinde bulunduğu uyuşturucu bağımlılığı ve ailelerin çaresizliği!

. İstanbul varoşlarında gündelik ekmeğe ve sigortasız çalışan binlerce gencimiz!

. Hasta ve hastane dramı!

. Okuma ve yazma bilmeyen yetişkinler!

. Okulların, bina, öğretmen, malzeme eksikliği!

. Fakir olduklarından çocuklarını okula gönderemeyen aileler!

. Çağdışı zihniyetten dolayı okumayan, okula gönderilmeyen kız çocukları!

. Halkın derdini anlamayan anlatamayan okuma yazmasız muhtarlar!

. Halkı temsil edemeyen milletvekilleri!

. Yüksekova şehir giriş ve çıkışlarında ki güvenlik kontrol noktalarında oluşan uzun araç konvoyları!

. Kış geliyor, insanlar aç, insanlar yakacaksız ve perişan!

. Kapatılan aş evlerinden sıcak yemek bekleyen insanlar!

. Köylerine dönemeyen insanların  şehir merkezindeki çaresizliği!

 . İlçede hat safhaya yerleşmiş tefecilik ve bunun sonucunda varını yoğunu kaybeden insanlar!

. Bir bidon mazot için bağlanan araçlar!

. Bilinçsiz zenginlik ve buna bağlı oluşan sosyal dengesizlik!

. Yüksekova’da bir türlü yaratılmayan sosyal ve kültürel aktivite mekanları!

. İnsanları ailelerine, çevreye karşı utandıracak boyuta ulaşan işsizlik!

. Bir haberi takip ederken ulaşamadığımız üst düzey bürokratlar!

. Kışın Azrail ile dans edilen Hakkari, Yüksekova, Van karayolları!

. İlçemizde bitmeyen projeler!

. Plansız büyüyen ve beton yığınına dönen Yüksekova!

. Akmayan sular!

. Kışın sık sık kesilen elektrikler!

. Fakirin zorlanarak, zenginin çok kolay aldığı yeşil kart gerçeği!

. Aylardır maaşının alamayan belediye personeli!

. Parasızlıktan hizmet üretmeyen Yüksekova Belediyesi!

. Kokan ve yazın hastalık saçan Yüksekova deresi!

. Yüksekova’da huzuru bozan insanlar!

. Yüzyıllardır kaçakçılık mesleğini sürdüren insanlar!

. Çocuklarına aşı yaptırmayan aileler!

. Ultrasyon ve diğer birçok malzemeden mahrum olan Yüksekova Devlet Hastanesi!

. Mazot ithalatından yararlanacağım diye varını yoğunu satıp şirket kuran insanlar!

. Yüksekova’da bunca işsizliğe rağmen İl ve Ülke dışından Yüksekova’ya getirilip çalıştırılan usta ve işçiler!

. Parasızlıktan evlenemeyen gençler!

. Başkalarının namusu peşinde koşan şehir magandaları!

. Şehrin muhtelif yerlerine bırakılan sahipsiz yeni doğmuş ve terkedilmiş bebekler…!

. Kahve köşelerinde pireyi deve yapan dedikoducular!

. kara gözlükler ardında saklanan yalancı gözler!

. Erkek caddesi Cengiz Topel!

. Kimin “kim” olması gerektiği zaman…!

. “ Merhaba” deyince uzatılmayan eller!

. Cevapsız kalan sorular!

. Gün boyu siftahsız dükkanı kapatan esnaf!

. Koltuk ve makam uğruna atılan çamurlar!

. Haber hazırlanırken kaynağa ulaşamama!

. Alınamayan ve takdir edilemeyen emeğimizin karşılığı!

Düşünen beyin, hisseden kalp sahibi, yukarıda ki oylara ve iddialara bu kadar yakın olan bizler mutlu olabilir miyiz?

Ya sizler?

Hiçbirimiz mutlu değiliz…