Blues-Jazz festivalinde takım elbise ile halay çeken dostların da dediği gibi “Kim neyden yoksun ise, en çok ondan bahseder”. Hal öyle olunca önümüzü ilikleyip okuduk şu satırları: “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bölgenin barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu söyledi. Eker, "Barışa kurşun sıkmasınlar, barışa mayın patlatmasınlar, barışa bomba atmasınlar, huzura kastetmesinler" dedi…
 
Ekmek mushaf çarpsın ki artık kusasım var. Her şeyi geçtim, bir insan yapay konuştuğunu bile bile hep aynı teranelerin dam üstünde uneler, domdom kurşunu değicesi hallerin efsuni kırılmalarında kaç bin kez geçtikten sonra pes eder, yüzü kızarır, yalan söylediğine utanır?
Sayın Eker uydudan mı takip ediyor gelişmeleri de barış falan diyor. Bahsettiği huzur nerede? Google’de bile artık huzur barışı arayamaz olduk. Aradığınız sayfaya AKP’den izin yok diyor. Sen kalan aklımızı da koru ya rabbi… Bakanımızın barış ve huzuru eksik olmasın!

***

CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, terör örgütlerinin mali yapılanmasına veyahut herhangi bir terör faaliyetinin gerçekleştirilmesine maddi olarak destek sağlayan gerçek ve tüzel kişilerin mal varlıklarına el konulması için teklif vermiş.

Bravo gerçekten! Tarihin son filozofu Orhan Düzgün olsa gerek. Düşünmüş düşünmüş ve nasıl, neye göre karar verdiği belli olmayan ama “iş yapmış olmak için” teklif vereyim diyerekten, evrenin oluşumu, big bang’e kadar ucu açık bir örnek sergilemiş. Bazı vekillere acıyorum(bazı dedimse, en az 500 tanesi ha), “Dostlar beni bir de mecliste görsün” anlayışı ile alakaya kamyon işlere imza atıyorlar. Mallık ölçümü esen kafadan gelecek dev teklif önerisi olarak “Her Kürt aileye 1 polis ekibi verilsin, evi tel örgülerle çevrilsin” bekliyoruz.

***

“Hamile olduğunun farkına varmayan kırk dört yaşındaki kadın sokakta doğum yaptı. İngiltere'nin Derby kentinde yaşanan olayda, alışverişe çıkmış olan Jane Eadie kendini iyi hissetmeyerek bir banka oturdu. Alışverişe çıkmış olan diğer insanların karşısında doğum yapmak üzere olduğunu fark eden kadına o sırada yanında bulunan yirmi üç yaşındaki kızı yardımcı oldu.Doğum sonrasında yaşadıklarına inanamadığını söyleyen anne, bebeğini kucağına alana kadar hayal gördüğünü sandığını belirtti”…
 
Türkiye’de ki mevcut durum da bana bunun gibi geliyor. Kanımca hükümetin kendisi bir Jane Eadie profiline sahip. Hoyratça anti demokratik uygulamalar, davranışlar, kendini kaybetmeler. Zafer kazanmış bir sarhoş komutan edası ile dağıtmalar. Medya, yargı ve bilumum güçleri kendileştirmeler. Fakat û lakin; Tarih diyalektiğinin de bize arkadan bıraktığı bir miras var. Buna göre her toplumsal hezeyan bir antitezine gebedir. Türkiye’de AKP aynı zamanda isyana, bahara da gebe olduğunu görmüyor. Bir gün aniden doğum sancısı tutar, ama o fark etmeyecek bile. Çocuk doğarsa adı “Devrim” olsun…

***

Google amca yeniliklere doymuyor. Google Earth kullanıcıları bundan böyle belirledikleri iki nokta arasında üç boyutlu olarak sanal helikopter gezisi yapabilecekmiş.

Kandil’i BBG evi gibi görenlere duyurulur. Bitmeyen erke dönergeci gibi yalanlarınızı da alın ve binin sanal helikopterlerinize, tur atın kendinize. Adım gibi eminim, yozlaşmış ve Titanic gibi buz dağına çarpmış ama henüz batmamış olan kişiliksiz medyanın ‘bombaları’ da artık bu turlar üzerinden olacak.

Vurduk, kırdık, döktük diyen TSK’nin google earth turları tosuncuk milliyetçileri kudurta dursun, biz tv karşısında çayları demleriz… Siz kêyfinize bakın… Hatta kış geldi, üşüyorsanız üzerinize google earth’ın…