İbrahim Genç

İbrahim Genç

Kürtçe öğretmenlerini kandırdılar

Kürtçe öğretmenlerini kandırdılar

Türkiye Başbakanı Erdoğan ve Irak Kürdistan Başkanı Barzani’nin Diyarbakır çıkarmasını izlerken “Madem tarihi bir gün yaşanıyor, o zaman Kürtlerin meşru hakları artık kabul edilmeli” sözcükleri ihtiyari olarak ağzımdan döküldü. Evet, 16 Kasım’da vitrine konulan görüntüler gayet güzeldi. Vitrine “Kürdistan” da asıldı. Tamam, buraya kadar güzel. Peki Kürt’ü Kürt eden; bir milletin varlığını ezelden ebede taşıyan anadilinin önündeki engelleri kaldıracaklar mı? Şivan Perwer konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın Almanya’daki Türklere “Asimilasyon insanlık suçudur” sözlerini hatırlatıp Başbakan’a övgüler düzerken içimden keşke Şivan, Başbakan’ın gözlerinin içine bakarak “Evet Sayın Başbakan, asimilasyon insanlık suçudur. O zaman Kürtlerin anadilde eğitim hakkını tanıyın. Çünkü asimilasyon sadece geçmişteki zor ve baskıyla yapılmaz; bir halkın diline eğitimde yer vermediğinizde de asimilasyon devam eder” deseydi dedim.

Ne var ki bu tür temel konulara İktidar cephesi yaklaşmıyor ve şu zamana kadar yaptığı şekilde “lafla peynir gemisini yürütüyor”. Eğitim özelinden konuşacak olursak zaten Türkiye’de genel olarak eğitime pedagojik ilkelerle yaklaşılmıyor. Son on yılda yapılanlara bakılırsa eğitim, toplum mühendisliğinde bir araç işlevi olarak kullanılıyor. Bu sebepledir ki dün Ankara’da Eğitim-Sen öncülüğünde yapılmak istenen yürüyüş ve basın açıklaması, Hükümet’in gazlı saldırısıyla ödüllendirildi. Son bir yıldır Hükümet’in yürüttüğü politikalara bakılırsa ülkenin kısmî de olsa totaliter bir hal almaya başladığı söylenebilir. Bu sebepledir ki uluslar arası birçok dergi ve gazete, İktidar üzerine geniş çaplı analiz yazıları yayımlıyorlar.

KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİ UNUTULDU!

Bugün Hükümet’in okullarda haftada 1-2 saatlik “seçmeli Kürtçe” dersine bile tahammülü olmadığı anlaşıldı. Büyük bir adım olarak Hükümet ve efradı tarafından kamuoyuna pazarlanan “seçmeli Kürtçe dersi” meselesi, şu an itibariyle fiilen ortadan kaldırılmış durumda. Oysa Artuklu Üniversitesi Kürtçe öğretmenlerinin mezuniyet töreninde Prof. Dr. Kadri Yıldırım; Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Bejan Matur, Yavuz Baydar, Necip Çapraz gibi gazeteci-yazarların ve Irak Kürdistan Bölgesi Eğitim Bakanı Dr. İsmet Mihemed ile geçen aylarda kaybettiğimiz Kürdistan Bölgesi eski Kültür Bakanı Felakeddin Kakai gibi önemli şahsiyetlerin karşısında Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Kürtçe öğretmenlerini bu yıl sözleşmeli olarak atayacağını iki milletvekilinin de şahitliğinde söz verdiğini ifade etmişti. Buna rağmen Hükümet, Kürtçe öğretmenlerini bırakın atamayı, üstüne üstlük Irak Kürdistan Bölgesinden Kürtçe öğretmenleri getirebileceklerini dile getirdi. Kürdistan Bölgesi Eğitim Bakanı Dr. Mihemed de “Siz önce neden yetiştirdiğiniz Kürtçe öğretmenlerini atamıyorsunuz?” diye sormak yerine bir talep olursa buna hazır olduklarını söyledi. Erdoğan-Barzani ittifakına bakılırsa ileriki zamanlarda umarım Hükümet kendi üniversitelerinde yetiştirdiği öğretmenleri teğet geçip oradan öğretmen getirtmez.

Sürekli belirttiğimiz gibi Hükümet, okullarda seçmeli Kürtçe dersini fiilen iptal etti. En azından bu yıl öyle… Bunu da okullardaki işgüzar okul müdürlerinin Kürtçe dersinin seçilmesini engellemesiyle işletti. Araştırdığımız kadarıyla birçok okul bilinçli olarak ya Kürtçenin seçilmesini engellemiş ya da hâlâ okulda Kürtçeyi kaç kişinin seçtiğini il-ilçe müdürlüklerine iletmemiş durumda. Bu sebepledir ki %100 Kürt olan binlerce nüfusluk yerleşim yerlerinde bir tek Kürtçe sınıfının açılmadığı gibi bir gariplik çıkıyor ortaya. Bu sebepledir ki Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı iki defa çelişkiye (yalana) düştü. İstatistikler çıkmamasına rağmen önce 28 bin kişi Kürtçeyi seçti dedi. Sonra Genel Kurul’da 19 bin kişi dedi. Kürtçeyi kaç kişinin seçtiğini bilmediklerini  bahane ederek Kürtçe öğretmenlerini atamadığını dile getirirken “Peki bu verdiğin rakamlar nedir?” sorusu yükseliyordu. Maalesef ki istemiyorlar… Niyet yok…

Oysa niyet temiz olsaydı, il-ilçe milli eğitim müdürlüklerine bir genelgeyle bu işin bir an önce yapılması emri verilebilirdi. O zaman kendisi çelişkili konuşup komik duruma da düşmezdi. Şimdi şubatta 10 bin öğretmen atayacaklarını dile getiriyorlar. Bir avuç Kürtçe öğretmeninin atanmasıyla Türkiye ekonomisi batacak diye korkan Hükümet, 10 bin öğretmen atayacaksa o zaman bu sayıya Kürtçe öğretmenleri de eklenmeli. Herkes biliyor, isteseler de istemeseler de bir gün Kürtçe bu ülkede okullarda yer alacak ve Kürtçe öğretmenleri atanacaktır. Ama önemli olan zamanında,bugünden iyi bir niyet taşımaktır.

Seçmeli Kürtçe dersinin istatistikleri yılan hikayesine döndüğü için bu konuda sevgili okurların bulundukları yerin resmi kurumlarından öğrendikleri istatistikleri bana iletmelerini rica ediyorum. Aynı şekilde Kürtçe dersinin okullarda nasıl seçtirilmediğine dair tanık olduğunuz şeyleri de lütfen yazınız. Yazınız ki en azından oynanan oyunu ve yapılan haksızlığı deşifre edelim.

Konuyla ne kadar ilgili bilmiyorum ama birkaç hafta önce Cuma namazında dinlediğim bir hutbedeki hadisler bana Hükümet’i ve özellikle Milli Eğitim Bakanı’nı hatırlattı. Hani bunlar söz verip tutmuyorlar ya… İmam, hutbesini Peygamber Efendimiz’in şu hadisiyle bitiriyordu: Münafığın üç özelliği vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde ona ihanet eder.”  Allah kurusun; Müslüman olduğu halde ya münafıksa içimizden bazıları?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
İbrahim Genç Arşivi