Fikret Yaşar

Fikret Yaşar

Kurdistan Tarihi - 21 (Kurd Devletleri)

Kurdistan Tarihi - 21 (Kurd Devletleri)

Kurd Hemdani Devleti-1

Kurdler’in büyük bir bölümü Müslüman olmalarına rağmen dindaşları olan Abbasilerle iktidarları boyunca sürekli savaşmışlardır.

Abbasiler döneminde Kurdistan’ın bir kısmı Arap, bir kısmı da Bizans işgalindeydi. Bizanslılar Kurdler’in yaşam tarzı ve inançlarına karışmadığı için Bizanslılarla süregelen Kurd isyanları hiç yaşanmamıştır. Ancak Arap egemenliğinde kalan Kurdistanda Araplaştırma ve sömürge faaliyetleri zulümle yürütüldüğünden isyanlar birbirini takip etmiştir. Bu yüzden Kurdistan istilacıları arasında Kürtlere en çok zulmedenlerin Araplar olduğu söylenebilir.

Kurdistan’ın kuzey batı bölgesi, yani şimdiki Suriye’nin kuzeyi ile Anadolu’nun güney kısımları (Helep, Entakya, Edene, Mereş, Meleti, Amed, Entap, Rıha, Cezire) Abbasi orduları ile Bizans orduları arasında tampon bölge olarak kullanılıyordu. Bu nedenle iki taraf arasında meydana gelen savaşlarda en çok zarar gören kesim yine Kurdler’di.

Tarihi belgeler bu bölgede sıkışan Kurdler’in 839 yılında Cafer Kurê Mir Hesen öncülüğünde Abbasilere karşı harekete geçtiğini göstermektedir. Ne ilginçtir ki Kurdler, gayri Müslim Bizans’a karşı baş kaldıracağına, dindaşları olan Araplara karşı baş kaldırmışlardır!.. Abbasilerin İslam’la uyuşmayan zulüm politikalarına uzun bir süre Kurdler, daha sonra da yöreye yerleşen Türkmenler karşı çıkarak Arap egemenliğine son vermişlerdir. Süregelen isyanlarla hırpalanan Abbasiler bazı savaşları kaybederek bölgedeki ağırlığını zaafa uğratmıştır. Bu savaşlardan biri de tampon bölgede organize olan Cafer Kuré Mir Hesen ile giriştikleri ‘Bakis meydan muharebesi’dir. Bu savaşta halifenin ordusu yenilerek geri çekilmek zorunda kalmıştır, ancak halife birlik ve düzenden yoksun olan isyancıları yine din kardeşliği ve buna benzer politik yalanlarla bölmeyi başararak ikinci muharebeyi kazanır. Bu yenilgi sonrası belli bir süre sessiz kalan Kurdler Hakkâri bölgesinde seslerini yeni bir isyanla duyururlar. Hakkâri yöresinde başlatılan isyan kısa sürede Malatya ve Musul’u içine alarak bölgeye yayılmıştı(890). Ancak bu isyanın da düzenli ordu karşısında tutunamadığı ve bu nedenle isyana katılan ve destek veren beş yüz bin Kurd’ün kılıçtan geçirildiği yine tarihçiler tarafından bildirilmektedir.

Tarihçi Kamil’ e göre, Abbasilerin baskısı ile Hemdani aşiretinden beş bin kişi

Hakkâri’ye göç etmek zorunda bırakılmıştır.

Her isyan bir soykırımdı Kurdler için, ancak Abbasi halifeliği de her isyanla bir nebze kan kaybediyor ve otoritesi zayıflıyordu. Yönetimde oluşan zafiyet  grupların iktidarı yönlendirme girişimlerine sahne oluyordu. Zayıflayan halifelik kurumu siyasi grupların elinde sembolik bir makam haline gelmişti. Kurd Buveyhiler, Fatımiler ve Kurd Hemdaniler de bu siyasi grupların içinde en güçlüleriydi.

Kurd Hemdaniler halifelik kurumunun zafiyetinden yararlanıp kendi bölgesinde egemenlik kurmak için, bu sürecin bir fırsat olduğunu düşünerek Abbasi karşıtı diğer aşiretleri kendi cephesinde toplamaya çalıştı. Kısa sürede yeni silahlarla güçlendirilmiş bir ordu yaratılmıştı. Diğer taraftan Buveyhi ve Fatımiler de kendi egemenliklerini kurmak için aynı plan doğrultusunda çaba sarf ediyorlardı. Buveyhi ve Fatımilerden önce harekete geçen Hemdaniler Hesen Kuré Abdullah’ın önderliğinde isyan bayrağını dalgalandırarak 892 yılında kendi bölgelerinde egemenliklerini ilan ettiler.

Ayakta kalma mücadelesi veren halife topraklarının bir kısmının elden gittiğini görünce ordusunu isyancıların üstüne sürdü, ancak Kurdler eski Kurd değillerdi. Abbasi zulmünden aldıkları ders onları disiplinli ve düzenli bir güç haline getirmişti. Kurdukları yeni ordu ve elde ettikleri silahlarla Abbasi ordusunun tüm saldırılarını püskürterek zafer üstüne zafer kazandılar. Abbasi ordusu ilk defa Kurdler’e karşı peş peşe yenilgiler almış ve zayıflamıştı. Diğer taraftan Buveyhi ve Fatımiler’in de tehdit olmaya başladığını gören halife Hemdanilerle savaşı sürdürmenin kendisine yaramayacağını görerek anlaşmak zorunda kaldı. Yapılan anlaşma ile yeni kurulan “Hamdani Kurd Devleti”  929 yılında halife tarafından tanınarak kabul edildi.

Kurdler İslamiyet döneminde ilk defa kesin bir zafer kazanmışlardı.

Hemdaniler kısa sürede Musul ve Halep çevrelerini de topraklarına katarak daha da güçlendiler. Güç kazanan Hemdaniler Bizans’ın elinde bulunan Yukarı Mezopotamya'nın büyük bir kısmını da ele geçirmeyi başarmıştı.  Musul’u başkent yapan Hemdani hükümdarı Abdullah Kuré Hesen, kazandığı şan ve şöhretle halifeden “Nasırüddevle” unvanını da alınca bölgede sayılı güç haline geldi.

Bu süreçten sonra iyice zayıflayan halifelik kurumu Kurd Buveyhi ve Fatımilerin harekete geçmesini engelleyemedi. Kurd Buveyhi ve Fatımilerin saldırılarına karşı duramayacağını gören halife Hemdani devletinden yardım istemek zorunda kaldı.  Hemdaniler bir süre halifeye yardım ettiler, ancak Kurd’un Kurd’u kırdığı bir savaşın Araplara yarayacağını düşünen Abdullah Kuré Hesen halifeden desteğini çekerek halifeyi yalnız bıraktı.. Hemdaniler’in halifeden destek çekmesi ile beraber Bağdat Kurd Buveyhiler’in eline geçmişti. Bağdat’tan sonra Musul’u da almak isteyen Buveyhiler Hemdanilerin üstüne yürüyünce Hemdaniler tekrar savaş meydanına döndüler. Yapılan savaşta bozguna uğrayan Buveyhiler Hemdanilerle anlaşmak zorunda kaldılar. Bunun üstüne Buveyhiler sebep oldukları zarar ziyanı karşılayarak geri çekilmek zorunda bırakıldılar (943).

Bundan bir yıl sonra da Hemdani Devleti ikiye ayrıldı.

Süriye bölgesi Hemdaniler’i Halep şehrini başkent yaparak Musul Bölgesi Hemdaniler’inden 944 yılında ayrıldılar. Hemdaniler’in ikiye ayrılması ardından Bizans İmparatorluğu Ermenilerle ortak bir orduyla Yukarı Mezopotamya üzerine yürüdü. Süriye Hemdani Devletinin başında bulunan Seyf El Devle, Bizans Kralı Ramos’u Reha’da (Urfa) bozguna uğratarak Yukarı Mezopotamya’nın büyük bir bölümünü ele geçirdi.

Gerek Bizansın saldırısı ve gerekse Hemdaniler’in Halep ve Musul merkezli ikiye ayrılması Kurd Buveyhiler’i harekete geçirdi. Musul’un üstüne ikinci kez yürüyen Kurd Buveyhiler kenti ele geçirerek Musul Hemdaniler’inin egemenliğine son verdi. Musul Hemdaniler’inin yıkılmasından sonra Süriye Hemdaniler’inin elinde bulunan Yukarı Mezopotamya’da da karışıklıklar baş gösterdi. Harput dolaylarında bulunan Kurd aşiretlerinin harekete geçmesiyle beraber kuzeydeki toprakların büyük bir kısmını kaybedildi.

Harput aşiretinden olan Bad Kuré Dostıki, bölgedeki isyanın başını çekmeye başlamıştı. Amed ve çevre şehirlere saldırılar düzenleyen Bad, giderek güçlendi ve Meyaferqin’i (Silvan) ele geçirerek Yukarı Mezopotamya’nın bir kısmını Süriye-Halep Hemdaniler’inden kopardı.

Bad’ın Meyaferqin’i almasıyla beraber Kurd Tarihine “Mervaniler” adıyla yeni bir devlet girmiş oluyordu.

Bir süre Mervaniler’le savaşan Süriye Hemdaniler’i Selçukluların bölgede hâkimiyet sağlamalarına kadar varlığını devam ettirdi.

Bu devlet döneminde El Mutenabbi, El Farabbi ve Ebu Farize gibi önemli şair ve bilim adamları yetişmiştir… (devam edecek)

KAYNAK:
*Kurdistan Tarihi- E.Xemgin
*Kurd Devletleri – Khusrew
*Med İmp.Sonra Kürtler-W. Tori

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
26 Yorum
Fikret Yaşar Arşivi