Fikret Yaşar

Fikret Yaşar

Kurd Devletleri – 2

Kurd Devletleri – 2

MERVANİLER

Xarbuti (Harput) Kürt aşiretinden Dostık ailesine mensup Şa-Baz, ya da Bad bin Dostık tarafından 985 yılında temeli atılan Mervani Kurd Devleti yaklaşık yüz yıl Diyarbakır bölgesinde hüküm sürmüştür.

Eski çağlardan beri Amed olarak bilinen Diyarbakır, önemli yolların kesiştiği stratejik bir nokta olarak tarihte yer almıştır.

Arap Abbasilerin zayıflamasıyla Hemdaniler’in eline geçen Diyarbakır bölgesi, Hemdaniler’in zayıflamasıyla da DOSTKİLERİN - MERVANİLERİN eline geçmiştir.

Hemdaniler’in ikiye ayrılması sonrasında Buveyhiler’in ve Bizansın yöreye yaptıkları saldırılar bölgedeki otoriteyi zayıflatmıştı. Xarbuti Kurd aşiretinden Dostık’ın oğlu Şa-Baz, diğer adıyla Bad bın Dostık, otorite boşluğundan yararlanmış ve kısa sürede askeri bir güç oluşturmuştu. Adamları ile Hizan ve Maden arasındaki bölgede zenginden alıp fakire dağıtan mücadelesiyle halkın gönlüde taht kurmuş ve nam salmıştı. Asıl adı Abdullah olmasına rağmen “şahinlerin şahı” anlamında “Şa-Baz” lakabıyla anılan Kurd cengaver, genç yaşında hükümdar olmayı kafasına koyarak Harput ile Erciş arasındaki toprakları ele geçirip Diyarbakır’a yönelmişti. Bu yüzden de birkaç kez Diyarbakır’a saldırıda bulunmuş, ancak teslim almayı başaramamıştı.

Diyarbakır’dan önce Meyaferqin’i (Silvan) alması gerektiğini anlayan Şa-Baz, Meyaferqin şehir halkına mektuplar yazarak şehri teslim etmeleri halinde iyiliklerinin dokunacağına dair söz verdi. Şa-Baz, şehir halkını kendi tarafına çekmeye çalışırken Meyaferqin emirinin ölüm haberi çevreye yayıldı. Emirin ölmesi Baz’ın işini kolaylaştırmıştı.

Dilden dile dolaşan kahramanlıkları ve mertliği sayesinde Meyaferqin halkı zorluk çıkarmadan şehri Baz’a teslim etti.(985)

Baz, Meyaferqin’i teslim aldıktan sonra komuta merkezi haline getirdi. Bizans sınırını sağlama aldıktan sonra Diyarbakır ve Cizire bölgelerini de ele geçirerek tüm bölgeyi egemenliğine aldı.

Güneyde bulunan (Şii) Kurd Buveyhiler Baz’ın başarısından kaygılanmıştı. Gelişen tehlikeyi bertaraf etmek isteyen Buveyhiler ordularını harekete geçirdi. Buveyhi ordusunun komutanı Baz’ın eski bir dostuydu. Bu nedenle Baz’a bir mektup göndererek Buveyhiler’in emirlerine boyun eğmesini, şartları kabul etmesi halinde ülkesinin beylik olarak kendisine verileceğini bildirdi.

Baz kendisine yapılan teklifi şiddetle ret etti.

Savaş kaçınılmaz olmuştu.

Baz’ı hafife alan Buveyhi ordusu beklenmedik bir yenilgi aldı ve orduya ait tüm mallar karşı tarafın eline geçti. Elde edilen esir ve ganimetlerle Baz’ın ordusu daha da büyümüş ve güçlenmişti.

Bu savaştan bir süre sonra ikinci bir ordu ile harekete geçen Buveyhiler tekrar yenilgiye uğrayınca anlaşma yapmak zorunda kaldılar.

Antlaşma yapıldıktan bir süre sonra Musul ve civarında gözü olan Hemdaniler, Buveyhiler’in zayıflığından yararlanarak harekete geçtiler. Musul merkezli Hemdani devletinin yıkılmasından sonra Hakkari bölgesine göç eden Hemdaniler Musul’u tekrar alabilmek için saldırıya geçmişlerdi. Baz bu durumu duyunca ordusuyla Musul’a geldi ve saldırganların çoğunu kılıçtan geçirerek Musul’u kurtardı. Bu olaydan sonra Cizire bölgesi tamamen Baz’ın hakimiyetine geçti. Ancak bu durumdan hoşlanmayan halife Tayi’e Baz’ın üstüne bir ordu göndererek Dostkiler’i bölgeden çıkarmak istedi. Tur Abidin’de karşı karşıya gelen iki ordu şiddetli bir savaşa giriştiler. Savaşın başında halifenin ordusunu zorlayan Dostkiler, Baz’ın attan düşerek öldürülmesiyle berbaer kontrolü kaybetti. Baz’ın ölümü yenilgiyi getirdiği gibi ordunun da dağılmasına sebep olmuştu. Savaşta dağılan Dostkiler’in büyük bir kısmı Hakkari bölgesindeki Gever-Gelyé Şin mıntıkasına sığındı, diğer bir kısmı ise Irak topraklarına dağıldı.

Gever ve Musul civarına dağılan “Dostkiler” hala aynı isimle anılan büyük bir aşiret olarak Kurdistanda tanınmaktadırlar.

Urfa yöresinde bulunan “Badılı aşireti”nin de Baz / Bad döneminde yöreye yerleştirilen (Badi) taraftarları olduğu bazı kaynaklarda geçmektedir.

Baz-Bad Kuré Dostık’ın ölümünden sonra yerine geçen yeğeni Eli Hesen Kuré Mervan orduyu toplayarak düzeni sağladı. Yönetimi eline alan Eli Hesen Melezgırt, Exlat ve Erciş’e saldıran Bizanslıları da yenilgiye uğratarak ülkesini istikrara kavuşturdu.

Eli Hesen Kuré Mervan’ın başa gelmesiyle beraber “Dostkiler”, “Mervaniler” olarak anılmaya başlanmıştır.

Eli Hesen, Diyarbakır’da öldürülünce yerine kardeşi Said geçti. Said Serhat bölgesinde egemen olan Kurd Şeddadi Devletinin emiri Menuşer’ın kızını alarak gücünü pekiştirdi. Ancak kendisine karşı çıkan Nasır Kuré Mervan, onu zehirletince taht el değiştirdi.

Elli yıldan fazla hüküm süren Nasr Kuré Mervan, hakimiyetini kuvvetlendirip, ülkenin refahını yükselti. Pek çok cami, medrese, kervansaray, köprü, hamam, su kanalı bu dönemde yapıldı. Ticaret merkezi haline gelen Diyarbakır yöresi Mervaniler’e büyük bir zenginlik kazandırmıştı. Kültürel ve edebi çalışmalara da önem veriliyordu, bu nedenle Mervani Kürt Devleti şair, edebiyatçı ve bilim adamlarının sığınma merkezi haline gelmişti.

Ebu Dela, Tihami, Ebu Rıza, Simon El Hotci gibi pek çok yerli ve yabancı şair Mervaniler’den övgüyle bahsederler.

Nasır Kuré Mervan’ın ölümünden sonra sırasıyla tahta geçen Said, Nasır ve Mensur’un döneminde Mervaniler’in gücü zayıfladı.

Bu dönemde Bizans saldırılarına karşı koyabilmek için Selçuklulardan yardım istediler. Meşhur Malazgirt savaşı bu döneme denk gelmektedir. Bazı kaynaklar, Selçuklu ordusunun yarısının Kurdler’den, Bizans ordusunun da yarısının Türkmenlerden oluştuğunu, ancak savaş sırasında Bizans tarafındaki Türkmenlerin saf değiştirmeleri sonucu savaşın seyrinin değiştiğini belirtmektedirler.

Savaştan sonra Mervani sarayı kendi içinde iktidar sorunu yaşamaya başladı.

Hükümdar Nasıruddevleyi avucuna alan doktoru Ebu Salim veziri kovdurunca yerine kendisi geçti. Eski vezir Fahreddudevle, Mervani sarayından kovulduktan sonra halifeye sığındı, halife de kendisini kovunca Selçuklu sultanı Melikşah’a sığınmak zorunda kalan vezir, Mervaniler’in durumunun kötü olduğunu, Mervani hazinelerinin er geç Bizanslıların eline geçebileceğini, bunun olmaması için harekete geçmesi gerektiği konusunda Melikşah’ı ikna etmeye çalıştı. Mervani sarayında oluşan otorite boşluğu ve Bizans tehlikesini dikkate alan Melikşah orduyu Diyarbakır üstüne gönderdi.

Diyarbakır kuşatması uzun bir süre devam etti. Bunun üstüne Melikşah ikinci bir ordu göndererek kuşatmayı daha da büyüttü. Uzun süren kuşatmaya dayanamayan Diyarbakır teslim oldu. Diyarbakır’ı ele geçiren Selçuklu ordusu Meyaferqin’e yöneldi. Kuşatmalar sürerken Mervani hükümdarı Nasırüddevle, idareyi yeni vezir Ebu Salime terk ederek Cizre’ye kaçtı. Meyaferqin’i savunamayan Ebu Salim şehri Selçuklulara teslim etmek zorunda kaldı Son kalesi ele geçirilen Mervani Devletinin hükümdarı da Melikşah tarafından sürgüne gönderilince Mervani saltanatı sona erdi(1085).

(devam edecek)

Kaynak:
*Kurdistan Tarihi-E.XEMGİN
*Med İmp.Sonrasında Kürtler- W.TORI

Açıklama:
Arapça’da “d” (dat) ve “z” harfleri birbirlerinin yerine kullanılabiliyor. Ör; Peygamberimizin kabri için “ravda” kullanıldığı gibi, “ravza” kelimesi de kullanılmaktadır. Bazı kaynaklarda “Bad” olarak geçen kelimenin aslı “Baz”dır. “Baz”, Kurdçe bir sözcük olup, “şahin” ve “koşmak” anlamlarında kullanıldığı gibi “yarışmak” anlamında da kullanılır. Ancak Arabik etki fonetik değişime sebep olmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
33 Yorum
Fikret Yaşar Arşivi